Dark Place

4.7K 134 6
                                    

Yeni bölüm biraz geciktiği için, uzun yazdım. Multimedya: Matt. İyi okumalar, okuduktan sonra yorum yaparsanız çok sevinirim. Sizi seviyorum :* ♥

----------------------------------------------------------------------------------------

+ Donuta bayılıyorum.

Dedi, Ty iştahlı bir sesle.

Kıkırdayarak

- Obur.

Dedim.

+ Sen kendine bak.

Tezgahtan kalkıp, kendine bir bardak daha portakal suyu koydu.

+ Sen yürüyüştemiydin?

Ağzımdaki çöğreği çiğnerken, onun bir cevap beklediğini biliyordum.

- Hayır, o olaydan sonra pek gitmiyorum artık. Kısa bir işim vardıda.

+ Ne işi bu?

Şüpheyle soruyordu bunları.

- Ne bu, beni sorguyamı çekiyorsun yoksa?

+ Tabiki hayır. Ben... Sadece sevgilimin nerde olduğunu merak ediyorum. Seni dışarıda koruyamıyorum çünkü, yanına bile yaklaşamıyorum görecekler diye.

- Biliyorum...

Yanına gidip, yüzünü ellerimin arasına alıp okşayarak onu öptüm.

- Sana birşey söylemem gerek.

Dedim, oldukça kısık bir sesle.

+ Ne?

Tezgaha yaslanıp, derin bir nefes aldım.

- Matt'in çıkma teklifini kabul ettim.

+ NE?!

- Bağırma!

+ Bir dakika, doğrumu duydum? Neden böyle birşey yaptın!?

- Senin için! Eğer seninkiler öğrenirse, sen...

Yutkundum.

- Lanetlenirsin diye. Bunu ben istiyormuyum sanıyorsun?!

Dolabın açık olan kapağını tekmeyle kapattı.

+ Lanet olsun! Pekala.

Yanıma yaklaşıp

+ Sana benim dokunduğum kadar dokunmayacak.

Dedi.

Gözlerimi devirdim.

- Tabiki.

Alnımdan, nazikçe öptükten sonra geri çekildi.

+ Biraz işlerim var... Jack'in oğlunu eğitmeliymişim.

- Ondan nefret ediyorum. Hiç güvenilir değil o.

+ Bende onun biraz daha az zararlı olmasını sağlayacağım zaten.

✽✽✽

Evde biraz bilgisayarda takıldıktan sonra saate baktım. Saat: 18:30'du. Laptopu kapatıp, telefona baktım.

2 yeni mesaj.

Matt mesaj atmış. "Keşke burada olsan." "Yada bekle ben geliyorum" Ah! Matt buraya mı geliyordu? Yaptığım şeyin yanlışlığının farkına varmam biraz geç olmuştu sanırım. Mesajı 20 dakika önce attığına göre birazdan burada olur. Benimde canım sıkıldığı için gelmesi iyi olabilirdi. Ne? Pollyannacılık oynamamalımıyım? Belki Alison'ı ararsam, o gelebilir. Böylece pek yalnız kalmayız diye düşünmüştüm ama duyduğum tek şey, telesekreterdi. Off.

Çalan kapı sesi ile aşağı koştum ve kapıyı açtım. Matt elinde çiçek ve bir torba abur cuburla gülümseyerek bana bakıyordu.

- Gelsene.

Diye, içeri davet ettim. Elime çiçeği verirken; öpmek için dudaklarıma eğilmişti ki, kendimi geri çektim.

- Film arşivim orada. İstediğini seçebilirsin.

+ Olur.

Dedi, gülümseyerek ve içeri girdi.

Torbada ki, cipsleri kaseye boşalttıktan sonra, kolalarıda tepsiye koydum ve içeri gittim. Matt, elinde iki film bana bakıyordu.

+ Lake House mı Romeo & Juliet mi?

- Romeo & Juliet.

Biliyorum fazla romantikti ama şu an ona dalmak istiyordum.

...

Matt'in kolunu omuzlarıma koymasında sorun yoktu heralde. Rahibe modeli veremezdim ya.

+ Bu filmi ilk kez izliyorum. Muhteşemmiş.

Dedi, burnunu çekerek. Ağlanmayacak gibi değildi.

- Keşke o zehiri içmeden önce bi kez baksaydı Juliet'e... O uyanmıştı.

Ağlamamı bastıramıyordum. Çocuk gibi ağlıyordum resmen.

+ Sevgilim çok mu üzülmüş?

Diye, beni daha sıkı sardı.

Elime kumandayı alıp, TV'yi kapattıktan sonra ağzıma bir tane cips attım.

+ Uykun geldi mi?

Saate baktığımda 22'yi biraz geçiyordu. Esnemeye çalışarak

- Çook.

Dedim.

Elini, omuzlarımdan çekip bana doğru döndü ve dudaklarıma doğru indi. Tamam bunu yapmak istemiyordum ben... İyide neden geri çekemiyordum ki kendimi?

+ Bu sefer lütfen bu anı bozma...

Dedi, fısıldayarak ve dudaklarıma narince değdi. Ben hareket etmiyordum, o yönlendiriyordu ve alt dudağımı emmeye başladı. Cidden iyiydi bu konuda.

...

Tahminimce; 5 dakika benim için; 2 saat süren öpüşmeden sonra, Matt kendini geri çekti nefes nefese iken.

+ Seni seviyorum...

Diye, kulağıma fısıldadı.

Gülümseyerek karşılık verdim ve o koltuktan kalktım.

+ Sanırım gitme vaktim.

- Yarın görüşürüz.

Dedim, gülümseyerek.

Matt gittikten sonra, odama çıkıp kendimi yatağa fırlattım. Telefonuma baktığımda hiç mesaj yoktu... Ty, daha gelmemişti sanırım.

✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽

Gözlerimi açtığımda heryerin çok karanlık olduğunu fark ettim. Bir dakika. Ben evimde değildim (?) Ayağa kalktım ve etrafıma bakınmaya başladım. Yerlerde yürüdükçe kan lekeleri çoğalıyordu. Yine, o yıkık evdeydim ve içeriden çığlıklar geliyordu.

Merdivenlerden çıktıkça, çığlıklar ve ağlama sesleri kulağımı sızlatıyordu, son adımımı atmıştım ki; ayağıma bir şey vurdu. Yere baktığımda gördüğüm şey, beni kusturabilirdi. Kısık nefesler verirken yere eğildim. Yerde bir kalp vardı...

Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin