Whiches

892 34 19
                                    

Geç gelen bölüm için özür dilerim.

Multimedya; Megan

İyi okumalar...

"Bu sabah hiç bir şeyden habersiz sizin eve geliyordum ve evin önünde polisler ve ambulans gördüm. Teyzen... Öldürülmüş."

Tyler'ın konuşması bitince yutkundum. Göğsüm sıkışmaya başlamıştı. Üzülmeli miydim onu bile bilmiyordum fakat o ailemden kalan tek insandı ve ona her ne kadar kızgın olsam da şu an ağlamak istiyordum. Sanki yeterince ağlamamışım gibi. Sanki evden kovulmamışım gibi. Beni dinlemeliydi. Beni dinlemeliydi...

"Tamam," dedim ve arkamı dönüp odama ilermeye başladım. Daha doğrusu Brad'in odasına.

"Sadece tamam mı?" Brad, sormuştu. Olduğum yerde kaldım ve yüzümü onlara dönmeden "Sadece tamam," dedim. "Ağlayıp, kahrolmayacak mısın? Veya bağırmayacak mısın? Hey sen iyi misin?" Brad ve soruları...

"Beni dinlemeliydi..." Yüzümü onlara döndüm ve çenemde ki titremeyi aldırmadan devam ettim. "Beni dinlemeliydi, Brad." Omuz silktim ve umursamaz olmaya çalışarak "Söyleyeceklerim bu kadar," deyip odama girdim.

Yatağa yüz üstü yatıp ağlarken neden ağladığımı bile bilmiyordum. Sadece ağlıyordum. Güçsüzlükten veya yorgunluktan belki de üzüntüden... Hiç bir şey düşünmeden ağlıyordum.

***TYLER***

Ormanda ki külübenin dışına çıktığımız da Brad, elinde ki biradan bir yudum aldı.

"Sence bu normal mi?"

"Ne?"

"Megan'ın tavrı."

Omuz silktim ve "Bilmiyorum..." dedim. Onu tanıyamıyordum. Biliyorum çok şey atlatmıştı ve bu atlattıkları ona karşı olan hislerimi asla değiştirmemişti ama o kadar çok şey oluyordu ki ben artık sevmeye vakit bulamıyordum.

Kulübenin merdivenlerine oturduğumuzda Brad'e baktım. Jack'in oğlu. Megan'a yaptıkları aklıma gelmişti... Kaçırması ve işkence edişi... Güvenilmez biriydi fakat Megan, onun evinde kalıyordu. Daha fazla bunu düşünmekle kalmadım ve dile getirdim.

"Megan'ı kendi evime götüreceğim."

"Nerden çıktı o şimdi?"

"Ortalık güvenilmez."

"Dostum, bana güvenmiyor musun?"

"Biz dost değiliz Brad. Ne Megan ne ben senin dostunuz. İyi biri olduğuna inanmıyorum ve bu yüzden Portland'tan gitmeni istiyorum."

"Ne zamandan beri bir hainden emir alıyorum ben?"

Yumruğumu sıkarken "Bu bir emir değil," diye cevap verdim ve "Tehdit," diye ekledim.

"Dostum, ben Jack'in oğluyum. Kazran'ın yardımcılarından biri. Bana zarar veremezsin." Ukalaca gülümsüyordu. Pislik.

"Unuttuğun bir şey var. Kazran öldü ve Jack yaşlandı. Onların arkasına sığınmak için çok geç." Ayağa kalktım ve tam içeri girecekken Brad, birasından bir yudum aldıktan sonra onu yere sertçe fırlattı ve önüme geçti.

"Savaş başlatma Tyler. Kaybedersin."

"Savaş başlatmıyorum Brad. Ben çoktan kazandım."

Brad, gülümsedi ve ortalığı yatıştırmak istercesine konuştu.

"Dostum, cadılarla olan durum ortada. Eğer teyzesi Megan'ı evden kovmasaydı şu anda Megan nefes almıyor olacaktı. Cadılar sinsi ve bir şey planlıyorlar. Savaş yakında. Şu anda beni karşına almak mı istiyorsun cidden? Ah ve Megan'ın lider olabileceğini düşünmeyen kurtlardan bahsetmiyorum bile."

Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin