The Last Time

2.7K 69 6
                                    

Bölüm şarkısı: Taylor Swift - The Last Time.

Onu açarak okuyun bence :D

Burnuma gelen McChicken kokusu beni uykumdan uyandırmaya yetmişti. Gözlerimi araladığımda McDonalds paketi yanımda duruyordu. Etrafma biraz daha bakınınca uyuduğum odada olmadığımı anladım.

Bir arabanın içindeydim. Sürücü koltuğunda Cliver olmadığını fark edince, arabayı süren kızın Terra olduğu düşüncesi beynimde onaylandı. Cliver'ı bir şekilde atlatabileceğimi düşünüyordum ama Terra, Kazran ile temas halinde ki tek kişiyse oldukça güçlü olduğu için elinden kurtulma düşüncesi oldukça zor geliyordu.

"Terra?" dedim kısık bir sesle. "Demek uyandın." keskin yüz hatları vardı. Sarı saçları ve makyaj tarzı sanki ben kötüyüm diye bağırıyordu. Beni, Cliver'dan daha fazla korkuttuğu kesindi. Arabada iyice büzüşüp, yola baktım ve nerede olduğumuzu anlamaya çalıştım ama hiç tanımadığım bir yerde olduğumuzu anlayınca gözümü kapayıp, olası bir ağlama durumuna karşı önlem aldım.

Tyler, o bara geldiyse bile beni bulamamıştır. Terra, bana ne yapacaktı? Tanrım, Tyler belkide haklıydı. Bu kadar cesareti kendimde nasıl bulabiliyordum ki?

Bir saatin sonunda arabanın ani freniyle düşüncelerimden sıyrıldım. Eski bir depo'nun önündeydik. Kapımı açıp, kolumdan tuttu ve beni dışarı çıkarttı. Küçümseyici bakışlarına maruz kalırken, ben yere bakıyordum. "Tyler, senin neyine aşık oldu bilmiyorum." gözlerimi kısıp, bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki deponun kapısı açıldı. İki tane dev gibi, kaslı adam Terra'nın yanına geldi. "Yürü!" Terra'nın emriyle yürümeye başladım.

Depo'nun bir tarafı otoyol'a açılıyor, diğeri dağa kadar uzanan bir orman yoluna açılıyordu. Eğer boş bir anların yakalarsam ormanda izimi kaybettirebilirdim. İki yanımda bulunan adama ve önden yürüyen Terra'ya baktım. Depo'ya girmemize on metre kalmıştı ki bir anda tabana kuvvet koşmaya başladım.

Henüz on metre kalmıştı ki sırtımda hissettiğim acı ile diz üstü çöktüm. Lanet olası Terra'nın lanet olası büyüsü. Çok geçmeden kas yığınlarından biri kolumu kavrayıp beni sürüklemeye başladı. Ne kadar debelenirsem debeleniyim arkamda ki adam hareket bile etmiyordu.

Depoya girdiğimizde beni duvara çarptı. Yere yığılınca, Terra adamlardan birine verdiği kafa işareti ile adam yanıma gelip kolumu sıktı ve beni doğrulttu.

"Benden ne istiyorsun!?" diye bağırdım. Onun karşımda gülmesi beni öldürüyordu. "Ah, hadi ama. Ufak bir oyunun zararı olmaz değil mi?" aramızda ki mesafeyi kapatıp, çenemi ona bakmam için yukarı kaldırdı. Yüzüne tükürünce yediğim tokat ile tekrar yere düşecektim ki kolumu sıkan adam kolumu dahada sıkınca olduğum yerde kaldım.

"Oturtun şunu." Adam beni depoda bulunan tekli deri koltuğa oturttu ve koltuğun kenarında bulunan tutamaça kollarımı yerleştirip, orayı sıktı. Aynı işlemi bacaklarımada uygulayınca hareket edemez olmuştum.

Karşımda bulunan koltuğa Terra bacak bacak üstüne atarak oturdu. "Neden buradasın, biliyor musun?" kafamı hayır anlamında salladım. "Aileni kaçırdık çünkü..." kalp atışlarım kurduğu cümle ile hızlandı. "Ailem ölmedi yani?" bunu oldukça umutlu bir tonla sormuştum. "Hayır." nefesini verdi ve devam etti.

"Kazran, Tyler'ı istiyor. Cezası lanetlenmek. Senin cezan ise ölüm ama onu ikna edebilirim. Kazran ile aramın iyi olduğunu biliyorsun yani-" sözünü kesip "Ne istiyorsun?" dedim sabırsızca. Bir kahkaha atıp "Sabırsız kız, ha? Artık cidden Tyler'ın neden seninle olduğunu merak etmeye başladım." karşılık vermeyince yutkundu ve konuya, sonunda, girdi.

Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin