Brand New Friend

3.9K 92 9
                                    

Okuduğum notta anladığım tek şey gönderenin Tyler adında birinin olduğuydu.

Tüm gece hiç uyumadan bu notu okumuştum. Tekrar tekrar ve tekrar. Yanda ki evden yükselen müzik sesleri uyumamı pek mümkün kılmıyordu.

I want your love and i want your revenge.

I want your love, i dont wanna be friends. ♪

Saat gecenin 3'ü olmasına rağmen müzik dinmemişti. İşin aslı bu lanet olası şarkı sürekli yüzünü bile bilmediğim birini düşünmemi sağlıyordu. Tyler'ı.

Notta basit bir adres yazamazmıydı? Okul, kütüphane veya park gibi. Jack'in kulübeside neresiydi. İstesem bile gidemezdim oraya.

Yorganı başıma kadar çekip tekrar uyuma girişiminde bulundum ama bu mümkün olmayacak gibiydi.

{Tyler... Kas yığını ve popüler çocuk. Onu öpüyordum. Ellerimi yanaklarının arasına koydum ve dudağına ateşli bir öpücük kondurdum.}

Uyandığımda sabah olmuştu. Güneş her zaman ki gibi bulutların arasına gizlenmişti ama havada bir şey vardı. Mutluluk verici bir şey.

Gördüğüm ve zorlukla hatırladığım rüyayı biraz düşünmeye koyuldum.

Hadi Megan! Hatırla şunun yüzünü. Diye beynime defalarca emir verdim ama olmuyordu. Deliriyormuydum, ben.

Saatin farkına vardığımda anında yataktan kalktım ve dar jean ve omzundan bileğe kadar yırtmaçı olan siyah blüz giydim. Aşağı inip buz dolabına bakarken telefon çaldı.

"Efendim?"

"Tatlım bu akşam için bütün planlarını iptal et. Kasabanın belediye başkanının evine, Gallengar'lara yemeğe davetliyiz." dedi annem. Onlar bizi neden davet etsin ki.

"Pekala. Akşam konuşalım. Şu an okula gitmek üzereyim." deyip, telefonu kapattım. Midemin sesine kulak asmayıp, Alison'ın arabasına doğru ilerledim. Daha sonra midemle ilgilenirim.

Alison'ın evine vardığımda kornaya bir kaç kez bastım ve Alison evden çıktı. Yanıma oturduğunda fazlasıyla mutluydu.

"Naber?" dedim arabayı çalıştırırken. "Müthiş. Bir sevgilim var." kafasını koltuğa yasladı ve iç çekti. "Ah, o fazlasıyla mükkemmel biri. Dün gece sen gittikten sonra ne oldu tahmin et!"

Kafamı bir saniyeliğine yoldan ayırdım ve ona döndüm. "Düşündüğüm şey değil. Değil mi?" kahkaha attı. "Aynen o! Yatakta fazlasıyla sert, benim tatlı Harrison'ım."

Elimi havaya kaldırdım. "Tamam tamam! Dur lütfen. Sabah bir şey yemedim. Midemi bulandırıyor sertliği." Alison yüzünü buruşturdu ve "Sen ne anlarsın ki zaten." dedi bir yandan eliyle radyoyu açarken.

Im friend with the monster, it's under my bed. ♪

Kırmızı ışık yanınca çantama uzandım ve dünkü notu Alison'a uzattım. "Biri gece evime girmiş ve bu notu masamın üzerine koymuş. Partiden gelince gördüm." diye açıklama yaptım, notu okurken. "Bence biri sana şaka yapmış." dedi ve notu bana geri uzattı.

Bu olasıydı ama bilmiyorum kim şaka yapardı ki.

.........

Geometri sınavını başarı ile atlattıktan sonra yemekhane'ye indim ve tepsime bir şeyler doldurdum.

Elma. Brokoli. Patates kızartması ve portakal suyu.

Alisonda beni her zaman ki masamızda bekliyordu. Kısaca eziklerin yerinde.

Elmasından bir ısırık aldıktan sonra "Seneye ders programımı Harrison'ınkilerle aynı yaptırmak istiyorum." dedi.

Bende ağzıma patates attığım sırada ensemden yukarı doğru çıkan ürpertici soğuk hava dalgasıyla kafamı yemekhanenin kapısına çevirdim. Gözüm pencereden gelenlere takıldı.

Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin