Şimdi sen gidiyorsun ya
Herkes sana benzeyecek...Mert'ten
Uyku tutmuyor. Gözlerimi her kapattığımda Ayşin'in yüzü geliyor gözlerimin perdelenmiş karanlığına. Helalim olsaydı da elinden tutup Onuda götürebilseydim O Kutsal Topraklar da beraber vazifemizi yerine getirebilseydik...
Sabah olmasını hem çok istiyor hem tarifsiz bir özlem kaplıyor içimi...
İki hafta göremeyecek uzak kalacaktım Ayşin'den..!Düşüncelerimden sıyrılmaya çalışsamda engel olamıyordum. Ama ne olursa olsun Ayşin'i Nefsimle değil kalbimle istiyorum...
Buna göre hareket etmeli, ona olan sevgimi kirletmemeliyim...!Ayşin'den
Küçücük yüreğim kocaman bir sevgi barındırıyor.Öğrendiğim en acımasız ders özlemek benim için...! Şimdi de Mert 'i özleyecektim Sadece iki hafta ama ben onu uyurken bile özlüyorum.Her an onu kaybetme korkusu kaplıyorken ruhumu, nasıl geçecek bu bekleyiş bilmiyorum. Gerçi benim olmayan biri. Ben onun için yardıma muhtaç biriyim o kadar... Oysa o benim için nefes..!
***
Günaydın..dedim masada şaşkın ifadeyle bana bakan Ahmet amcaya. O kadar tuhaftı ki bakışları ama anlam veremiyordum."Günaydın Ayşin"
Diye karşılık verdi ufak bir tebessüm yereştirerek yüzüne.
Masada ki yerimi alıp kahvaltıya başladım. Ahmet amca çayından yudumladıktan sonra sorular sormaya başladı.
"kaç yaşındasın Ayşin"
18... dedim sesimi bulmaya çalışırken.
"Peki ailen nerede biliyor musun?"
Ailemi tanımıyorum.. Malesef ben doğduğumda terk etmişler.!
Dedim ve hafif buğulanmış gözlerimle devam ettim konuşmaya...
Bir ailen varken yetim kalmak nedemek çok iyi biliyorum ama...!
"Anladım kızım Allah yardımcın olsun biz bilmesekte vardır bu iştede hayır belki geçerli bir sebepleri vardır."
Belki de vardır...
Dün yaşananlar aklıma geldi ve sorma ihtiyacında hissettim kendimi...
Ahmet amca dün beni gördüğünüzde şaşırdınız. Ne kadar çok benziyorsun dediniz. Kime benziyorum?
Sorduğum soruya tek bir cevap vermişti...
"Eski bir tanıdık sadece..."
"Abiiii..! Saçlarımı dağıtma çocuk değilim artık"
"Pardon hanfendi kaç yaşındasın. Çocuk değilmiş. sen benim gözümde hep çocuksun unutma bunu.."
Mert ve İremin atışmalarını izlemeye başladık. O kadar tatlılardı ki, biran benimde abim olsaydı keşke diye düşünmeden edemedim.
Daha sonra Mert, İrem'in burnunu sıkıp gülümsedi masada olduğumuzu farkedip bize döndü.
"Günaydın" dedi ciddi bir tonla gözleri bir anda gözlerimi bulmuşken esirgedi mavinin bilmediğim tonunu benden. Hemen masaya odaklandı gözleri...
İrem ve Mert'te masadaki yerini alınca kahvaltımızı yapmaya başladık bugün doya doya bakmak istiyordum Mert'in gökyüzünü andıran sonsuz gözlerine...!
Hayaliyle bile utanmışken nasıl yapıcaktım ki bunu...
**
Ve o an gelmişti...
Hazırlanıp havaalanına gitmek için arabaya binmiştik.
Başta ne kadar çok istesemde gitmeyecektim ama İrem okadar ısrar etmişti ki, bende gitmeye karar verdim. Biraz istemem yan cebime koy der gibi oldu iç sesim.Mert şoför koltuğunda, Ahmet amca yanındaki koltuğa geçti. İrem ile bende arka koltuğa geçmistik. Mert'e o kadar dalmıştım ki, aniden telefonumun çalması kendime gelmeme sebep olmuştu.
Telefonu çantamdan çıkarıp ekranda yazan isimle ellerim titremeye başlamıştı.arayan Emreden başkası değildi. İrem paniklediğimi anlamış olacak ki, sessizce
"bir şeymi oldu canım" dedi.
Gözlerim aynada Mert'e kayınca baktığını farkettim. İrem'e dönüp
"Hayır canım bilmediğim numara açmak istemedim"Diyebilmiştim sadece...
Havaalanına geldiğimizde uçağın kalkmasına sadece 3 saat kalmıştı. Gerekli işlemleri yaptıktan sonra beklemeye başladık.
Ahmet amca Okadar duygulanmıştı ki.
Mert'e sarılıp dikkat evlat demişti dolu dolu gözlerle...Aralarındaki iletişim imrenilcek boyuttaydı. Saygısınıda eksik etmez sevgilerinide göstermekten çekinmezlerdi.
İrem abisinin boynuna atılarak bir dahakine beraber gidelim diyebilmişti.
Mert ise,
"Üniversteyi bir kazan, ozaman beraber gideriz. Belki Ayşinde gelmek ister" dedi.Tüm gözler bana kaymışken titrek bir sesle
İnşallah demekle yetinmiştim.Hayatımda bilmediğim ve öğrenmediğim şeyleri bu aile sayesinde öğreniyordum.
Ve bu beni çok mutlu ediyor bazende korkutuyordu. Sevgiyi öğrendiğim yerde sevgisiz kalmaktan korkuyordum..Mert bana doğru dönüp ismimi telafuz etmişti. Adımın bu denli güzel olduğunu o söyleyince farkediyordum.
"Ayşin..."
"Mert...!"
Arkamdan gelen sese yöneldiğimde içim ürperdi.
Çünkü karşımda o kadar güzel bir kız duruyordu ki. Daha önce hiç görmemiştim.
Ama daha acısı mert'in onu gördüğünde oluşan ifadesiydi. Kalbim şuan o kadar acıyordu ki, korktuğum şey başıma geliyordu...**
Merhaba:)
Finallerim nedeniyle yeni yayınlayabildin kusura bakmayın..
İnşallah beğenirsiniz.:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Duygular #Wattys2017
SpiritualMerti beklerken biraz zaman geçmişti. Emre'nin sesi kesildi kapıya yaklaşıp dinledikten sonra orda olmadığını anladım. Gerekli olan eşyalarımı çantama koymuştum. Yavaşca kapıyı açtım Emre yoktu. Tekrar yavaş yavaş adımlarla dış kapıya doğru ilerliy...