Medya ile okuyun lütfen. Telefonla yazıyorum hatalarım varsa şimdiden kusura Bakmayın :)Dünya küçük yer. Kiminle ne zaman karşılaşacağını bilemezsin. Hayat sana hep sürprizler sunar. İyi veya kötü.. Sen sadece bu sürprizlere alışmaya çalışırsın..
Adımlarını içeriye doğru atarken gördüğüm kişi hafızamda canlandı. Havaalanında Mertin umreye gideceği zaman görmüştüm. İsmi dilimin ucunda olsa da anımsamakta güçlük çekiyordum.
-Hoşgeldiniz.Sanırım şaşırdınız beni gördüğünüze. İnanın bende aynı şaşkınlığı yaşıyorum.
Tebessüm ederek konuştuğunda gözüm masadaki isme kaydı.
"Ayşe Karaman"-Ayşe hanım sız misiniz?
Yine ufak bir tebessüm ile cevap verdi.
-Hayır.Ben Hayrunnisa. Ayşe hanımın hastası erken doğum yapınca doğumhaneye gitmek zorunda kaldı. Öğleden sonra ki hastalarına ben bakıyorum. Şöyle uzanın lütfen.
Verdiği cevap karşısında başımı sallamakla yetindim.Muayene olup olmamakta tereddüt etsemde samimi tavrı karşısında sedyeye uzandım.
Soğuk jeli karnıma akıtıp ultrasyon cihazını karnımın üzerinde gezdirdi. Monitöre bakıyor fakat hiç bir şey göremiyordum. Sadece siyah ekran ve dalgalı beyazlıklar mevcuttu.
-Bir sorun mu var?
-Hayır Ayşin hanım
Gebelik normal şartlarda devam ediyor. Beşinci haftanızdasınız.-Peki neden bir şey göremiyorum.
Sıcacık bir gülümseme ile parmağını moninöre götürdü.
-Henüz çok küçük. Bakın burada korkmanıza gerek yok.ilerleyen haftalarda hem daha belirgin olacak hemde kalp atışını duyabilecek siniz..
Hayrunnisa hanım cihazı karnımdan çekip peçete uzattı.
-Buyurun temizlene bilirsiniz.
Peçeteyi alıp jeli temizledim ve sedyeden kalktım. Bana uzattığı kağıdı alıp incelemeye başladım. Anladığım kadarı ile bebeğimizin ilk resmi suan avuçlarımın arasında idi. Rabbım bebeğimide tıpkı resmi gibi avuçlarımın arasında olmasını nasip etsin ve babası gibi hayırlı bir insan olmasınıda...
İçime dolan bir mutluluk ile Hayrunnisa hanıma teşekkür ettim. Bu süreçte bir beslenme programı verip nelere dikkat etmem gerektiğinden bahsetti.
**
Eve geldiğmizde Mert ile Efe salonda konusuyorlardı. Bizi görünce sessizleştiler ve bu durum benim canımı fazlasıyla sıkmaya yetmişti. Her defasında bir şeyler olduğundan şüpheleniyordum ama bu şüphelerime bir delil bulamıyordum.
Akşam yemeğinden sonra ise yine kaçamak bakışlarını yakaladım. Sessizliğimi korurken içimi kemiren şüphelere bir son vermem gerektiğine karar verdim.
-Neler oluyor?
Sorduğum soru karşısında masadaki herkesin bakışları bana yöneldi. Mert ve Efe tekrar birbirlerine bakarken, İrem anlamayan gözlerle bana bakıyordu.
-Ne demek istiyorsun?
Mert yüzüme bakmadan konusurken bu durum şüphelerimde haksız olmadığımı gösteriyordu.
-Benden ne saklıyorsunuz?
Sorduğum sorudan sonra Efe elindeki çatalı masaya bırakıp derin bir nefes aldı.önündeki bardağı dudaklarına götürüp suyu yudumladı.
Mert ise gözlerini benden kaçırıyor yemeği ile uğraşıyordu.
-Mert benden bir şey saklama lütfen biz evliyiz ve ben bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Mert'te elindeki çatalı bıraktı ve geriye yaslandı.
-Bir şey yok Ayşin merak etme senden hiç bir şey saklamıyorum. Kuruntu yapıp canını sıkma olur mu?
Mert'e ilk defa inanmıyordum. Suan sadece konuyu kapatmakla yetindim.
Ara sıra Efenin, İreme dalgın bakışlarını fark ediyordum. İreme baktığımda ise durumdan haberdar olmadığı anlaşılıyordu. Ya yemek yiyor yada bana bakıp tebessüm ediyordu. Bir kaç kerede Efenin, İrem gülümserken, gülümsediğini gördüm.
Emin olamasamda Efenin, İreme karşı birşeyler hissettiğini düşünmeden edemedim..
**
Hormonlarımın etkisimi bilmiyorum ama sürekli yeme ihtiyacında hissediyorum. Sabahım beşi ve ben mutfakta bir öasa dolusu yiyecekle bakışıyorum. Bakışmaklada kalmayıp unharca yiyecekleri katlediyorum. Kafamı kurcalayan olayları belkide bu şekilde def ediyorum. Hamilelik bahane de olabiliyor. Şimdi biri gelse bu şekilde görse beni söyleyeceğim şey bu olur.
Hamileyim ben yaa deyip olaydan sıyrılabilirim.
Önümde duran Torku Banada(reklam kokan hareketler bunlar milli markamız sonuçta (;))bana göz kırparken tatlı kaşığımı içine daldırıyorum. Imm çikolata ağzımın içinde yayılırken mutlu olduğumu hissediyorum.
Bazı insanlar saçma bulsada çikolata yerken mutlu olanlardanım. Sinirlensem dahi bir çikolata ile yatışabilirim. (burada yazar kendi hayatından ilham almıştır :)
Dün fazlasıyla sakin olduğumu düşünüyorum zaten. Kocamı seven kadına muayene oldum. Öyle kulak burun boğazda değil. Aşk meyvemizi teslim ettim. Üstüne üstlük o kadar memnum kaldım ki ağzım kulaklarımda ayrıldım yanından. Sonra birde Mert ile Efe var. Benden ne sakladıklarını bilmesemde hissediyorum. Bu benim hayatımla ilgili..
-kaçak buradaymış demek.
O kadar dalmışım ki, Mertin geldiğini bile fark edemedim. Karşımdaki sandalyeyi çekip oturan mertin dağınık saçları ve uyku mahmurluğu sevimliliğine sevimlilik katmıştı.
-böyle giderse kapılardan sığmayacaksın.
dedi gamzelerini gözüme soka soka..
-Ben istemiyorum bebeğimiz istiyor diye cebap verdim büzgün dudaklarımla.
Ve tekrar tatlı kaşığımı çikolataya daldırdım.
Mertin yüzüme temas eden elleri ile irkildim. Nezaman bumkadar yakınıma geldi bilmesemde dudakları dudaklarımı kapattı. Alev alan yüzüm ve at koşturan kalbim neden alışamadı bu duruma anlam veremedim. Mert her yakınlaşmasında aynı utangaçlık saklandığı yerden el sallıyor ve anın tadını çıkarmama izin vermiyordu.
Çikolata ve Mertin dudakları birbirine karısmıs hos bir tad bırakmıştı damağımda..
Mert dudaklarımızı ayırdığında bakışlarımı kaçırdım.
-En azından çikolatayı yememi bekleyebilirdi.
-Hanginiz daha tatlı merak ettim. Dedi tekrar gözüme sokmaktan vazgeçmediği gamzeleriyle..
Ben bunu sesli mi söylemiştim..! Rezil oldum..!
Evet yeni bölüm nasıldı sizce. Yorumlarınızı alayım :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Duygular #Wattys2017
SpiritualMerti beklerken biraz zaman geçmişti. Emre'nin sesi kesildi kapıya yaklaşıp dinledikten sonra orda olmadığını anladım. Gerekli olan eşyalarımı çantama koymuştum. Yavaşca kapıyı açtım Emre yoktu. Tekrar yavaş yavaş adımlarla dış kapıya doğru ilerliy...