16(Beklenmedik)

2.2K 168 8
                                    

İyi okumalar umarım beğenirsiniz :)
**

Elle tutulsaydı keşke duygular. Korkularım, hüzünlerim, acılarım, ruhumu hissizleştiren, kötü anılarıma sebep olan duygularım... Hepsini parçalamak isterdim.dokunamadığım şeyler nasılda acıtıyordu canımı. Ben artık bu olmak istemiyorum. Ya yüzleşip kurtulacaktım ya da tamamen teslim olacaktım...

Emre..!
Ne zaman unuttum zannetsem hatırlatıyordu kendini. İlk gördüğümde güvenememiştim. Keşke, hiç karşılaşmasaydık. Keşke hiç tanımasaydım. Hatta keşke hiç doğmasaydım. O kadar çok keşkelerim var ki, ne yazık ki hiçbiri benim elimde değildi.benim yaşlarımdaki kızlar annesinin dizinin dibinden ayrılmazken, ben başı boş sokak çocuklarından biri gibiydim. Belki yatacak yerim vardı ama ne ağlayacak omuzum oldu nede sığınacak limanım.en büyük eksikliği veli toplantılarında hissederdim. Tıpkı hayatın en büyük acısıyla yine aynı yaşlarda tanıştığım gibi...Kimsesizlik, aslında kimsen varken kimsesizleştirilmek ne acı.!

Mesajın kimden geldiğini bilmiyordum. Ama tahmin etmek zor değildi kesinlikle Emre olmalıydı. Bir kaç gün nefesi ensemdeymiş gibi hissettim.Eslem, günlerdir ne olduğunu sorup durdu. Anlatmak istesemde kelimeler düğümlendi boğazımda ve yine sessizliğe gömdü beni.Aşk olamazdı bu. Eğer Emre bana aşık olmuş olsaydı, bu denli yakmazdı canımı. Kesinlikle saplantıydı red edilişinin bedelini ödetiyordu bana.

Sabahın erken saatlerin de yürüyüş yapmak için evden çıktım. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Mert'i unutmak için geldiğim şehirde, onsuz nefes almanın zorluklarıyla karşılaşmıştım. Yıllardır birilerine alışamamışlığımın bedelini Mert'e alışarak ödemiştim.ilkler  zor olmuştur hep hayatımda. İnsanlardan uzak kalırdım. Birgün özlemlerini hissetmek zorunda kalmayayım diye ama hiç hesaba katmadığım şekilde özlemin en ağır yükünü yüreğimde hissediyordum şimdi.

Sokakta bir kaç kişiden başka kimse yoktu. Nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm.akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş ya hani, bende ayaklarıma işkence edercesine yürüdüm...

Saatlerdir yürümenin verdiği açlık hissi ile bir kafeye girdim. Kafenin daha yeni açıldığı boş olmasından belli oluyordu. bir masaya oturup menüye göz atmaya başladım.Karşımdaki sandalyenin  çekilmesi ile başımı kaldırdım.Görmeyi hiç ama hiç istemediğim kişi, adi bir sırıtışla karşımda duruyordu.Ve ben konuşmaya dahi cesaret edemiyordum. Git defol demek istesemde diyemiyordum. Bedenim yine istemsizce titremeye başlamıştı bile.
"Ee Ayşin, yokmu Mert, nerde o güvendiğin adam haa" alaycı bir ifadeyle söyledi yüne söyleyeceğini . Haklıydı yoktu Mert. Güvendiğim sevdiğim adam yanımda yoktu.. Anlamayacağını bile bile karşılık verdim sözlerimle, çekinsemde kızgınlığımı ifade etmek için gözlerine baka baka...
"Emre uzak dur benden çık git artık defol hayatımdan."
İki adımda yanıma geldi. Sol kolumu sıkıp sürüklemeye başladı.
"kaçışın olmayacağını anlamış olman lazım. Bana hayır demenin cezasını çekmen lazım, o bıçağın hesabını sormam lazım"olanların sorumlusu benmişim gibi davranması sinirlerimi altüst ediyor.ona karşı koyacak gücüde bulamıyorum kendimde dokunuşuyla aklıma hafızamdan silemediğim iğrenç gece geliyor... O zaman gelmişti Mert, ama şimdi yoktu işte..Düşüncelerimden sıyrıldığımda yine ağladığımı farkettim. İşaret parmağımın tersi ile sildim.. Kafenin dışına geldiğimizde beni bir arabaya doğru sürüklemeye devam etti.görüş  alanıma o günkü çocuk  girdi Efe.. Eğer  bir yol bulamazsam bu sefer tamamen mahfolacaktım. Hızla kolumu çekip bağırmaya başladım...
"Yardım edin,"
Efe olduğumuz yöne başını çevirip koşmaya başladı. Emre ise kolumu tekrar kavradı buda yeterli olmayınca silahını çıkardı.. Etrafımızda insanlar film seyreder gibi seyrediyordu. Film seyreder gibi ne tuhaf... Başıma dayadığı silahın namlusu içimi ürpertti, ölüme hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi..
"Çeneni kapat ve şu arabaya bin"
"Bırak o silahı, kimseye bir şey olmasın"
Sesin olduğu yöne çevirdiğimde bakışlarımı silahını doğrultan Efe ile şaşırmıştım.şuan bunu düşüncek durumda değildim.
Emre silahı başımdan çekip yukarıya doğru ateş etmeye başladı. İnsanlar kaçışırken polisi arayan diyenlerde vardı.. Silahın namlusunu tekrar başımda hissedince hıçkırıklarıma engel olamadım.
"Eğer yaklaşırsan öldürürüm"sanırım artık oyunun sonundaydım. Ölecektim kim olduğumu bilmeden ölecektim.
"bak kimseye zarar gelmesin ne o kıza nede etrafındakilere ne de sana! Bırak kızı" Efe, Emre'yi tanımıyordu. Kesinlikle dinlemeyecekti. Artık tamamen kurtulacaktım. Bu hayattan, kimsesizlikten...
Emre tok bir kahkaha patlatırken delirmiş olduğuna karar verdim. Kesinlikle deliydi. Böyle bir durumda kim gülebilirdi ki.
En olmadık zamanlarda çalan telefonum yine çalmaya başladı. Silahın namlusu hala başımdayken ve karşımda silah doğrultan Efe varken cevap vermek imkansızdı. Emre kimin aramış olduğunu benden çok merak etti ve telefonu trenckotumun cebinden çıkardı. Tekrar aynı toklukta kahkaha atıp konuşmaya başladı. "Merhaba Mert" .Hayat tamamen dalga geçiyordu benimle. Günlerdir beklediğim telefona Emre cevap vermişti...
"Emre konuşmama izin ver lütfen.." beni hiç umursamayarak tekrar kahkahasını sergiledi.
"Bak, Ayşin bana yalvarıyor Mert.! Kimin için senin gibi bir p...ç  için, biliyormusun Mert, o gece gelmeseydin Ayşin benim olmuş olacaktı. O zaman bunların hiçbiri olmayacaktı.."Mert her ne dediyse Emre tekrar kahkaha attı.. "size bir iyilik yapıcam Mert, bu iyiliğimi unutma Ayşin'in ölümüne şahit olacaksın benim kadar sende sebep olacaksın..! Emre Telefonu bana uzattığında bir kaç polis arabasının etrafımızı sardığını farkettim.
Artık ölüme hazırlamıştım kendimi kaçışım yoktu.Emre kesinlikle  teslim olmayacaktı ve beni burada öldürecekti..! Artık son sözümü söyleyecektim Mert'e..!
Telefon kulağımda, Tabancanın namlusu başımdaydı..Emre yüzümü yüzüne çevirdi. Mert ise sadece ismimi haykırıyordu.. Emre bu sefer silahı alnıma dayadı ve o an kelimeler kendiliğinden döküldü dudaklarımdan..." Seni Seviyorum Mert" Mert birşey söyleyemeden silah patladı....

***

Merhaba, yeni bölümü cumartesi günü yayınlayacaktım. Hazırdı ama ülkemizin başındaki kötü olaylar  yüzünden yayınlamak istemedim. Rabbim bizi bölmeye çalışanlara fırsat vermesin. Hepimiz bu vatanın evlatlarıyız.
Ne güzel demiş Mehmet Akif..
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda,
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan Şuheda,
Canı, cananı, bütün varımı alsında Hüda,
Etmesin tek vatanımdan , beni dünyada cüda.. "
Bu satırlar savaş görmüş bir milletin duyguları.. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun tek amacımız vatanımızın refahı olsun..! Eğer bizler kendi içimizde bölünürsek düşmanlarımız karşısında tamamen savunmasız oluruz ve sonumuz Mısır, Suriye  ve Irak  gibi olur.! Şehitlerimizin Ruhu Şad olsun Rabbim ailelerine sabır versin.

Hoşcakalın...

Kayıp Duygular #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin