tugbazisana ithaf ediyorum 😊
Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme..!
İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.!
(Mevlana)Issız ve soğuk ormanda gecenin karanlığına inat tüm gücümle koşuyordum. Ara sıra vücudumu sıyıran çalılar canımı yaksada koşmaya devam ediyor ve yolun sonunu görmeye çalışıyordum.
Bu yolun bir sonu var mı yok mu meçhuldü. Kucağımda eski bir beze sarılı olan bebeğimi göğsüme daha çok bastırıp üşümesini engellemeye çalışıyordum.
Ardımdan gelen ayak sesleri telaşımı arttırırken gözümde ki yaşları umursamıyordum. Tek düşündüğüm sadece bebeğimdi. Ne kanayan ayaklarım ne de omuzumda ki kurşun yarası umrumda değildi. Sadece koşmak ve belki de ne zaman göreceğimi bilmediğim kızımın kokusunu içime çekmek o an en değerli ve en hayati eylemdi benim için.
Ardımda ki ayak sesleri ormanın derinliklerinde kaybolunca atlattığımı düşünüp emin olmak için arkama baktım. Tahminim doğru çıkmış ve o adamları gerçekten atlatmıştım.
Koştukça tıkanan nefesimi bir ağacın arkasına saklanarak düzene sokmaya çalıştım.
Bebeğim ağlamaya başlayınca acıkmış olabileceğini düşünüp karnını doyurmaya başladım. Sütüm kurak bir çöl misali kesilmiş ve küçüğüme en acımasız darbesini yapmıştı. Ağlaması daha da şiddetlenirken göğsüme daha fazla bastırmakla yetinmiştim.
Çocuğumu bile doyurmaktan aciz bir anneyim. Her ağlaması damarlarımda ki kanı çekiyordu. O adamlar bulamasada soğuktan ölebilirdik. Amaçsızca koştuğum bu ormanda nereye gideceğimi bilmemem yetmiyormuş gibi kime sığınacağımıda bilmiyordum. Artık kendi hayatımın bir değeri yoktu. Tek derdim kızımı emanet edebileceğim güvenilir birinin karşıma çıkmasıydı.
Ağlamaktan yorgun düşen bebeğimin sesi kesilince uyuduğunu anladım.o kadar acizdim ki, rüyasında doymasını istedim. Meleklerin ona, benim yapamadığım anneliği yapmasını..
Saklandığım ağacın arkasından geldiğim yöne baktım. Görünürde kimsenin olmaması cesaretlendirip saklandığım yerden çıkmamı sağladı. Emin ve hızlı adımlarla yürümeye başladım. Omuzumda ki sıcaklık ve sızı varlığını belli etmeye çalışıyor ve bedenimi adeta tüketiyordu. Titreyen bacaklarım daha fazla yükümü kaldıramayacakmış gibi toprağı ayaklarımın altından çekiyordu.
Önüme çıkan çatal yoldan sağ tarafa saptım. Derin bir nefes alıp bildiğim tüm duaları okumaya başladım. Ne kadar koştum bilmiyorum ama Omzumda ki acının varlığına alışmış olmam güç kazandırmıştı. İleride gördüğüm ışık hüzmesine doğru ilerledim.Ağaçların arasında küçük bir ahşap ev görmem şükür etmeme neden oldu. umutlarımın tükendiği noktada hızır gibi yetişmişti bu aile. Kucağımda ki masumun hatrına Rabbim yardım ediyordu. İşte o zaman yalnız olmadığımı anladım.
Kapıyı çekinerekte olsa bir kaç defa tıklattım. Gıcırdayarak açılan kapıda yıllardır görmediğim simayı görmeyi ummuyordum.
Geçmişin pişmanlığı karşıma çıkmış adeta hırçın bir tokat savurmuştu yüzüme. Ama anneliğim daha ağır basmış ve o mahcubiyetimi iteklemişti tekrar geçmişe.
-Biliyorum çok şaşkınsın ama ne olur bebeğime sahip çık. O.. O çok zor durumda yalvarırım yardım et.
Bir zamanlar sırtımı döndüğüm adama yalvarıyordum hiç utanmadan. O ise şok olmuşcasına bir bana bir de bebeğime bakıyordu.
-Kim geldi hayatım.Kapının arkasında gördüğüm kadın ise bilincimi kaybetmeden önce gördüğüm son şeydi..
**
Gece gece aniden Kayıp Duygularda buldum kendimi. 😂 bölüm kısa ama kördüğüm noktasında sizce neler olmuş olabilir tahminleri alayım bu arada bu bölümü yeni yazdım ve hemen sizlerle paylaşmak istedim 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Duygular #Wattys2017
SpiritualMerti beklerken biraz zaman geçmişti. Emre'nin sesi kesildi kapıya yaklaşıp dinledikten sonra orda olmadığını anladım. Gerekli olan eşyalarımı çantama koymuştum. Yavaşca kapıyı açtım Emre yoktu. Tekrar yavaş yavaş adımlarla dış kapıya doğru ilerliy...