៛ 6 ៛ banyo

536 51 13
                                    

Multimedya ; Brandan Evans

Başımdaki ellerin baskısı hafif bir şekilde arkadan öne doğru geliyordu. Sert parmaklarının yumuşak baskısı başımdaki ölü derilerin canlanması için kullandığım dişli taraklara benziyordu. Kullanıldığı zaman saçları rahatlatan cinsten.

Saçımdaki köpükleri su ile giderip kıvırarak suyunu sıktı. Sonra saçlarımı öne doğru bırakıp arkaya doğru gitti. Seslerden anladığım kadarıyla havlu alıyordu. Yanıma gelip havluyu başıma koydu ve sardı.

Devam etmesini engellemek için ellerimi başıma koydum. Bunları neden yapıyordu yada neden gelip bana yardım etmişti anlam veremiyordum.

Başımdaki ellerimi umursamadan tekrar bir elini başıma koyup diğer elini belime koydu ve beni yerden kaldırdı. Acıyla kasılırken ses çıkarmamak için dudağımı dişledim.

Ayağa kalktığımda başımı kaldırmadan goğsüne bakıyordum. Nedenini bilmiyordum ama başımı kaldıramıyordum. Belki de ilk defa bu kadar ilgiyi bedenim henüz kabul edememiştir. Belimdeki elini çeneme koyup başımı kaldırdı ve gözlerime baktı.

Kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerindeki mavi yoğunluğunda neredeyse boğulacağımı zannettim. Öyle güzeldi ki tarif edemiyordum.  Güzelliği ve kusursuzluğu nefes kesiciydi, kalbim göğüs kafesimin içinde yalpaladı, birileri sanki akciğerlerimden bütün havayı çekip almıştı. Kendime rağmen, gözlerimi gözlerinden alamıyordum.

Kendimde konuşma cesareti bulduğumda "Bunu neden yaptın?" dedim neredeyse fısıldayarak. Yakınlığımızdan dolayı kafamda cümleleri toparlayamıyordum. Zaten benim gibi dağılmışlardı.  Boğazımı temizledim. Bir daha konuştuğum da sesimin kısık çıkmasını istemezdim.

"Yardıma ihtiyacın var gibi duruyordun." Kısık sesi beni adeta serseme çevirdi. Gür sesini bu şekilde duymak aklımda farklı görüntülere sebep oluyordu. Sıcak nefesi ise çölde esen rüzgarı anımsattı bana. Ama şu durumda daha da terlememe neden oluyordu.

"Nereden biliyorsunuz yardıma ihtiyacım olduğunu? Yoksa kapımda nöbet mi bekliyordunuz?" dedim işi alaya vererek. Biran önce bu ruh halindan kurtulmam lazımdı, yoksa farklı şeyler meydana çıkacaktı. Ayrıca kaç saattir banyoda olduğunu bilmiyordum. Belki de başından beri beni izliyordu.

Bakışlarını yüzümden aşağı kaydırdı. "Zaten sana bakmaya gelmek üzereydim. Sesini duyunca yardıma ihtiyacın olacağını düşündüm."

Baktığı yere baktığımda göğüslerime baktığını farkettim. Çamaşır olmadığı için fazlasıyla belli oluyordu. Sinirle kollarından çıkıp odaya girdim. Pislik herif! Aralık bulduğu her kapıdan bakmak zorundaydı sanki. Koltuğa yaklaşıp tişörtü almak için hamle yaptığım sırada benden önce davranıp aldı. Sinirlensem de gıkımı çıkarmadım ya da çıkaramadım, sırtım alev almıştı. Nefesimi dışarı soluyarak elimi uzattım. "Verin tişörtümü!"

Tek kaşını kaldırarak "Bu haldeyken giymeyi düşünmüyorsun herhalde?" dedi alayla.

"Ne var halimde? Kendi başıma giyinebilirim.  Ayrıca ne yapıp yapmadığımı size sormadım. Kendi başımın-"

"Bakamazsın! Arkanda kocaman ve içinde ne olduğu belli olmayan mermiyle vurulduktan sonra bakamazsın!" Sözümü kesip adeta gürledi.

Lafımın kesilmesinden dolayı açık kalan ağzımla ona bakıyordum. Ne olduğu belli olmayan mı? Lanet olsun belki de içimde zararlı birşey olabilirdi. Nasıl bir işe bulaştım ben böyle?

"Mermi içimde mi hala?" dedim tereddütle. Bunun düşüncesi bile korkuyla titrememe sebep olmuştu.

Sert ifadesi biraz yumuşarken derin bir nefes verdi. "Hayır. Sadece düşündüğüm kadarıyla merminin bana isabet edeceğini tahmin ederek üzerine başka bir madde kullanmışlar."

Bu Ben Değilim (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin