Odanın ortasına doğru ilerledim ve ilk çekmeceyi açmaya çalıştım. Kilitli olması meraklanmamı sağlamıştı. Anahtarı bulma umuduyla alt çekmeceyi açtım ve açmamla kapamam bir oldu.
Sapık insan! Hayatımda ilk defa bir adamın yatak odasında, yatağın kenarında bulunan çekmecelerde bir kutu prezervatif görmüştüm. Duyanda çok erkek odasına girdiğimi zannedebilirdi. Girmesemde ilk girmemle bir daha girmeyeceğime emindim.
Tiksinmiş bakışlarımı yatağa çevirdim ve çekmeceyi kapattım. Bu kadar güzel nevresimli bir yatakta her gece farklı kadınlarla birlikte olduğuna inanamıyordum.
Koridorda duyduğum seslerle olduğum yerde hareket etmeyi kestim. Yakalanma korkusu bütün benliğimi ele geçirmişti. Yakalansamda sorun olmayacağını biliyordum. Ben bu evin çalışanıydım. İstediğim şekilde, istediğim yere girme hakkına sahiptim değil mi?
Parmak uçlarında, sessiz adımlarla kapıya yaklaştım. Yaklaştıkça sesler daha yakından geliyordu. Kapının yanına koyduğum çantayı elime aldım ve seslerinin kesilmesini bekledim.
En fazla beş dakika sonra tüm bildiğim artık ne kadar doğru ne kadar yalnış duaları okuyup kapıyı açtım. Başımı uzatıp etrafa baktığımda kimseciklerin olduğunu gördüm. Hızla odadan çıktım ve kapıyı ses çıkmamasına dikkat ederek kapattım.
İşime yarayacak bilgileri bulamamıştım. Belki miras odasında bir yerdeydi. Mesela gizli çekmece? Koruma sayısını arttırdığına göre önemliydi ve yanından ayırmayacağını düşünüyordum.
Sonunda Brandan'ın odasını bulduğumda kapıyı yavaşça tıklayıp kapı kulbunu çevirdim ve içeri girdim. Önünde ki dosyalara deve kuşu gibi kafasını gömmüş olan Brandan, başını kaldırıp bana baktı.
Su mavisi kadar canlı olan gözleri, midemde kasılma olacak kadar derin bakıyordu. Böyle güzel bir adamın karşısına geçip de onu kandırmak zordu. Profesyonel oyuncular bile gelse anında mum gibi erirdi ki bende hafiften erimeye başlamıştım. Birilerinin bu ateşi acilen söndürmesi gerekiyordu.
Bakışlarımı yüzünden çektim ve minik adımlarla ona doğru yaklaştım. Masanın önüne geldiğimde evrak çantasını masanın üstüne koydum. "Bay Evans, evrak çantanızı getirdim. Başka isteğiniz var mı?" dedim bakışlarımı önümde tutarak.
Evrak çantasına uzandığını gördüm. Uzun ve kemikli elleri sabırsızca çantayı açmış ve içindeki dosyayı çıkartmıştı. "Bana da sandviç yaparsan sevinirim. Fındık ezmesi ve marulu az, kaşarı orta ve salam olmasın." dedi.
Başımı kaldırmadan yüzüne baktığımda kaşları çatık, önündeki dosyaya bakıyordu. Anlaşılan konuşurken yüzüme bile bakmamıştı. Ben niye kasılıyorsam. "Peki efendim." dedim.
Arkamı döndüm ve kapıya yürüdüm. Yüzüme bakmaması beni neden sinirlendirmişti? Ama nedense sırtımda ki bakışların kalçama doğru indiğini ve incelediğini biliyordum. Ah bu erkekler!
Yüzüme bakmazken arkamdan bakması her ne kadar bu söz klişe olsada bütün erkeklerin aynı olduğunu kanıtlıyordu. Birgün onları anlamak için kullanma klavuzu çıkartmak istiyordum.
Alaaddin'in sihirli lambasının elimde olup, cinden birgün boyunca erkek olmayı dilemeliydim. Erkekleri anlamak, onlar gibi düşünüp hissetmek birgün yetmezdi ama en azından klavuzun başlığını atabilirdim.
Merdivenlerden indim ve mutfağa girdim. İçimden mırıldanarak sandviçi yapmaya başladım. İstediği şekilde hazırlandıktan sonra sandviçi tabağa koyup tepsiye yerleştirdim. Yanına içecek olarak ne koyabileceğimi düşünürken tekrardan buzdolabına yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Ben Değilim (bitti)
Teen Fiction07.09.2017 Sizce Aşk,bütün engelleri aşabilir mi? Yada herşeyden vazgeçtirebilir mi? FBI'da ajan olan Katherina Swan aslında usta bir hırsızdı.Görev için gittiği yerlerde büyük bir ustalıkla herşeyi sorunsuz bir şekilde yapabiliyordu. Peki,tüm numar...