៛ 13 ៛ evans holding sahibi ceosu

415 40 8
                                    

     Bölüm Şarkısı: Imagine Dragons : Shots

     Multimedya ; Brandan Evans

Çalan telefon sesiyle olduğum yerde sıçradım. Kucağımdaki kase gürültüyle yere düşerken içindeki tek tük mısırlar yere düşmüştü. Gözlerimi ovuşturup olduğum yerden kalkıp telefonu aramaya başladım.

Susmayan telefonu takip ederken kendimi Josh'ın odasında buldum. Telefon yatağının üstündeydi. Bununla ne işi vardı anlayamamıştım. Ellerimize zaten yedek telefon verilmişti. Belki özeldir. Hayır. Olsa bile bana söylerdi.

Sonunda telefonu açıp karşıdaki sabırsız kişinin konuşmasını bekledim. "Kath ne yapıyorsun?" dedi Josh.

"Uyuyordum. Sayende uyandım." dedim yatağa otururken.

"Kusura bakma. Uyuduğunu bilmiyordum. Mekana gelmeyince merak ettim seni." dedi. Arka fondan bizimkilerin sesleri geliyordu.

"Evet gelicem. Dediğim gibi film izlerken uyuya kalmışım." Yataktan kalkıp odama gittim. Dolaptan pantolonumu ve gömleğimi alıp yatağın üstüne fırlattım. Tam isabet !

"Tamam. Görüşürüz." Telefonu kapatıp onu da yatağa yolladıktan sonra banyoya girdim. Ilık suyla yıkanırken bütün kaslarım gevşemişti. Sıcak suyu tercih edenlerden değilimdir. Yetimhanede her zaman sıcak suyu bulmak mümkün olmamıştı zaten. Ne zaman görevli gelip bizi banyo yapmak için alt katta ki banyolara götürse, sevinirdim. Çünkü banyo yapacaktım, temizlenecektim ve en önemlisi de suydu. Suyun içinde olacaktım.

Babam beni hafta sonları evimize bir saat uzaklıkta kalan göle götürürdü, orada bana yüzme öğretirdi. Bu yüzden hafta sonlarının hemen gelmesini isterdim, babamla eğlenceli biriydi. Onunla vakit geçirince zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum.

Duştan çıkıp iç çamaşırlarımı üzerime geçirdikten sonra yatağın üzerine attığım kıyafetleri giydim. Saçlarımı kurutmadan odadan çıktım ve aşağı indim. Havalar sıcaktı. Saçlarım ince telli olduğu için kuruması uzun sürmezdi.

Merdivenleri ikişer ikişer inip salona girdim. Film bitmiş dvd kendi kendine kapanmıştı. Yarısında uyuya kalmıştım ve hiçbir şey anlamamıştım. Romantik aşk filmleri bana göre değildi zaten. Gerçi geçen gece de Josh ve Jane ile aksiyon filmi izlemiştik ve ben yine yarısında uyuya kalmıştım, fark eden birşey olmadı.

Yere düşen kaseyi aldım. Mısırları da topladıktan sonra kasenin içine atıp mutfağa götürdüm. Yeni temizlenmiş evi pisletmekte üstüme yoktur. Jane eve geldiğinde yeri o halde görseydi, beni ibretlik olarak elektrik direğinde sallandırırdı.

Mutfakta ki işlerimi halledip telefonu aldıktan sonra çıktım. Güneş kapanına geri çekilmek üzere kayboluyordu. Yıldızlar ve ay sabırsız davranarak kendilerini göstermişti bile.

Taksi çevirip kendimi koltuğa attıktan sonra alışveriş merkezinin adresini verdim. Yolda ilerlerken taksi kırmızı ışıkta durdu. Karşı kaldırımda yaşlı bir adam, elindeki poşetleri yere koymuş dinleniyordu. Arkadan gelen genç çocuk, amcanın yanından geçerken yardım etmek ister gibi eğilmiş ve çaktırmadan cebinden cüzdanını almıştı.

Kaşlarımı çatmış bir şekilde gözümün önünde gelişen olayları izliyordum. Dışardan bakıldığında bende mi böyleydim? Yardıma muhtaç insanları kandırıp yüzüstü mü bırakıyordum?

Çocuk başını kaldırıp etrafına baktıktan sonra yaşlı adamın sırtına elini koyup hafif sıvazladı. Birşeyler söyledikten sonra yanından adeta koşarak kaçtı.

Taksinin hareket etmesiyle başımı çevirdim. Bu aralar vicdanım ve iç sesim bir olup bana meydan okuyorlardı. Alışveriş merkezinin önünde durduğumuzda parayı ödeyip arabadan çıktım.

Bu Ben Değilim (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin