Multimedya ; Katherina Swan
Dünyadaki çoğu insanlarda, adrenalin tutkusu vardır. Yarısı bu duyguyu farklı aktiviteler gerçekleştirerek yerine getirir. Ama sonucu göremeden gider. Yarısı ise hayatlarını tehlikeye atmamak için bu zevkin yanından bile geçmez. Aslında kendince mantıklı sebepleri var. İnsan durduk yere hayatını tehlikeye sokmak istemez.
Benim durumuma gelecek olursak galiba adrenalin duygusunu yaşamak için farklı aktivitelere katılıp, sonunu göremeyen insanlar gibi olacak.
Çünkü Brandan karşımda, kızgın boğanın karşısına geçip kırmızı bayrağı sallayıp kaçmışım gibi bakıyordu. Sadece boğa biraz daha sakin.
"B..ben Lydia Clark" diyerek kekeledim. Hayatımda nadir anlarda kekeleyen hatta bir elin parmaklarını sayacak olsak beşi bile göremeyen ben şuanda kekelediğime inanamıyordum. İşte değiştiğime dair kanıt bir.
"İsmini zaten biliyorum. Telefonda arayan arkadaşın sayesinde öğrendim. Bana neden peşimde olduğunu söyle." Karşımdaki koltuğa rahat bir şekilde oturarak bacak bacak üstüne atıp bakışlarını bana dikti.
Olamaz! Tahmin etmiştim arayacağını, dakika başı beni arayan adam sayesinde belki de son dakikalarımı yaşıyordum. Acaba ne sormuştu ve en önemlisi de ne söylemişti ki Brandan bu kadar kuşkulanmıştı? Karşımda ki oturuşu, duruşu o kadar güzeldi ki dikkatimi toplayıp cümleleri birleştirmekte zorlanıyordum. Toptan dikkat dağıtıcı.
"Sizin peşinizde değilim, sadece tesadüftür ki bu aralar çok sık karşılaşıyoruz. İçinizde ki kuruntuları kendinize saklayıp bana telefonumu verir misiniz? Arkadaşım merak etmiştir." Gözlerimi gözlerine çevirdim. Fazla mı çıkışmıştım?
Kıpırtısız bir şekilde gözlerime bakıyordu ve ben bakışlarındaki sessizlikten korkuyordum. Karşımda duruş şekli bana sokağın ortasında, ünlü birinin yapmış olduğu heykeli hayran hayran izleme hissini bıraktırıyordu. Tek fark Brandan'ın gözlerinin maviliği canlı olmasına rağmen, heykelin gözleri gibi donuk ve ruhsuz bakmasıydı ve ben bakışlarımı kurtaramıyordum.
En sonunda aramızda ki sessiz düello da pes edip gözlerimi etrafta dolaştırdım. Sanırım bugün en uzun bakışma rekorumu kırmıştım. Koltuktan kalkıp yanıma yaklaştı. "Sırtını dön." diyerek eliyle arkamı işaret etti.
Gözlerine bakmaya devam ederek "Neden?" dedim. "Sadece yaraya bakacağım." Israrla eliyle arkamı dönmemi ister gibi işaret yapıyordu.
"Sırtımı tanımadığım birine açacağımı mı zannettiniz? Ben banyoda hallederim" Ellerimle yataktan destek alıp geriye kaydım.
"Küçük hanım tanımadığınız kimseye sırtınızı açmıyorsunuz ama tanımadığınız kişi için mermi önüne atlayıp sırtınızdan yaralanabiliyorsunuz. İlginç doğrusu." Tek kaşını kaldırarak ellerini göğsünde birleştirdi. Benimle eğlendiği gözlerinden belli oluyordu.
Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım. Alay konusu olmuştum bir de. "O refleksle olan birşeydi! Beni bununla yargılıyamazsınız. Ayrıca ben küçük değilim." İnatla burnumu yukarı kaldırarak meydan okudum. Hodri meydan!
"Ah! Keşke dilinin fonksiyonunu yitireceği bir yerden vurulsaydın."
"Siz teşekkürünüzü bu denli iğneleyerek mi yaparsınız?" Söylediği cümleyi ağzım açık kalarak dinlediğimi fark edip geri kapattım. Teşekkür etmeyi bile bilmeyen bir adama laf anlatmak sanırım yeni doğan bebeğe patlamış mısır yedirmek gibi olurdu. Yani zor bir durum. Neden önüne atladım ki? Bu sorunun cevabını öğrendiğim an saçlarımı maviye boyayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Ben Değilim (bitti)
Teen Fiction07.09.2017 Sizce Aşk,bütün engelleri aşabilir mi? Yada herşeyden vazgeçtirebilir mi? FBI'da ajan olan Katherina Swan aslında usta bir hırsızdı.Görev için gittiği yerlerde büyük bir ustalıkla herşeyi sorunsuz bir şekilde yapabiliyordu. Peki,tüm numar...