៛ 22 ៛ yara bandı

401 34 0
                                    

Ölüm, herkesin başına gelecek bir olaydır. Dünyada ki denge bu düzen üzerine kuruludur. Biz fark etmesekde her saniyede bir insan doğar, bir insan ölür.

Ailemin ölümünden sonra ölmek için çok denedim. Onlarsız nefes dahi almak istemiyordum. Nefes aldıkça onlara haksızlık ettiğimi düşünürdüm hep. İntikam duygusuyla dolup taşarken vicdanım sızlasa da görmemezlikten gelip nefes almaya devam ettim.

Arkamda ki dengesiz beni öldürebileceğini zannediyordu. Belki de herşeyi bırakıp ölebilirdim. Yaptığım işten, insanları kandırmaktan bıkmıştım. Hedefin olmasa ölebilirdin Kath! Aileni düşün! İç sesim korkarak amacımı hatırlatırken haklı olduğunu bilmiyordum.

Elimdeki şişeyi, adamın yüzüne geçirmek için dirseğimi arkaya doğru geçirdim. Başını geri atarak hamlemden kaçtı ve yumruğunu karnıma geçirdi.

Aniden gelen yumrukla inledim ve arkaya doğru sendeledim. Çömez gibi duruyordu. Ama yumruğunu tattıktan sonra fikirlerim tamamen değişmişti.

"Dedikleri kadar çaylakmışsın." dedi eğlenerek. Silahı tekrar bana doğrultmuştu. Yüz yüzeydik. Silahın ucu alınma değiyordu. Sen çaylak görmemişsin. Ayağımı kaldırıp eline vurdum. Silah gürültüyle yere düşerken boşta kalan elimle karnına yumruk attım. İki adım gerilediği sırada yumruğumu bu sefer vakit kaybetmeden yüzüne geçirdim.

Arkadaki masadan destek almaya çalıştı. Kalkmasına izin vermeden tekme atıp yere düşürdüm. Elimdeki şişeyi kafasına vuracakken nerden aldığını görmediğim bardağı masada kırıp alnımı kesti.

Alnımdan şakağıma doğru akan sıcak sıvıyı hissettiğimde elimi alnıma götürdüm. Parmaklarıma bulaşan yoğun kırmızı renkte ki kana baktım. Beni kan tutmadığı için şanslıydım. Yoksa şimdiye kadar bayılmış olurdum.

Saçlarımın çekilmesiyle inledim. Ah lanet olsun! Saçlarıma dokunulmasından nefret ederdim. Odadan eşyalarımı alırken cebime attığım muşta geldi aklıma. Gözlerimde ki tehlikeli ışıltıyı görmüş olsaydı arkasına bakmadan kaçardı. Aptal herif!

Eline dolanmış saçlarımı çekiştirerek beni arkadan itti. Yüzüm buzdolabının soğukluğunu hissederken öfkeyle gözlerimi yumdum. Dişlerimin arasından "Seni kim gönderdi bilmiyorum ama bulacağım. Bulduğumda da yaşamak için bana yalvaracak." dedim ve ayağımla arkadan bacak arasına vurdum.

Saçlarımın serbest bırakıldığını hissettiğim de arkama dönüp muştalı elimi suratına geçirdim. Acıyla inleyip burnunu tuttu. Parmaklarının arasından akan kan sadistçe hoşuma gidiyordu. Bana zarar veren daima zarar görürdü. Önünde başka seçenek yoktu.

Burnuyla ilgilenmeye devam ederken tekmemi karnına geçirdim ve yere uzanmasını sağladım. Karnının üzerine oturduğumda sayısız yumruklarımı yüzüne geçiriyordum. 9 yıllık nefreti kusuyordum belkide. Benden alınanları, çalınan hayatım, yok edilen hayallerim....
Kolumdan tutulmasıyla duraksadım. Adamın kanlı yüzüne bakarken derin soluklar alıyordum. Kanlı yüzünden dolayı yüzü belli olmuyordu. Midem bulanmıştı.

"Kath!" diyen Josh'ın sesini duydum. Hala nefes nefeseyken bakışlarım Josh'a döndü. Bakışlarındaki anlayışın arkasına saklanmış olan şaşkınlık aralık yerden bana bakıyordu.

Diğer kolumdan tutup beni yerdeki adamın üzerinden kaldırdı. "Sen görmeyeli kafes dövüşümü yapıyorsun? Adamın canı çıktı."

Kollarından kurtulup elimdeki muştayı çıkarttım. Sağ elimin boğumları kızarmış ve kanamıştı. Elimde başkasının kanlarını görmek midemi daha da bulandırmıştı. Tezgaha yaklaşıp ellerimi bol suyla yıkadım. Kanın metal kokusu bütün odaya yayılmıştı.

Bu Ben Değilim (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin