Selam arkadaşlar!
Keyifli okumalar✌
Başıma giren ağrıyla kaşlarımı çattım, dün geceki krizden sonra sabaha kadar yatakta dönüp durmuştum. Uyumama engel olan anılarıma sıkı sıkı sarılmamdı, sarıldığım da annemi hissettim yanımda. Gece yatarken saçımı okşamasını ve alnımı öpmesini hissettim ve bu yüzden uyumadım. Uyuyamadım.
Göz kapaklarımı açmak istediğimde, onlar inatla açılmamak için kilit vurmuşlardı sanki. Uyumak istesem bile bu ağrıyla imkansız olurdu zaten. Sıkıntıyla oflayıp ayaklarımla yorganı ittim. İtmemle yorgan yere düşmeyip ayaklarıma dolandı. Bir işi de doğru yapsam. Ayaklarım bile bana ihanet etti. Yatakta doğrulup oturdum. Pencereden vuran gün ışığı, odayı aydınlatmasına rağmen içimi aydınlatamamıştı. İçim en son ailemin yanındayken aydınlıktı.
Önüme gelen saçları üfledim. Hava da biraz durup yüzüme geri düştüler. Harika. Başımı komodine çevirip saate baktığımda öğlen 12'ye geldiğini gördüm. Açıkçası bugün dışarı çıkmayıp evde pineklemeyi düşünüyordum.
Pijamalarımı çıkarmadan, kendime koca bir kase mısır patlatıp, en sevdiğim dizinin yeni sezonunu izlemek istiyordum. Evet. Güzel fikir. Uzun zamandır yapmıyorduk Kath!
Kapının tıklatılmasıyla iç sesimle yaptığım muhabbeti bıraktım. Jane kapıyı aralayarak başını uzattı. "Günaydın." dedi. Gülümsemesi bütün yüzüne yayılmıştı. Bulaşıcı olan gülümsemesi benim yüzümde yapmacık bir hal almıştı. Ben kendimi görsem, arkama bakmadan kaçardım. Kuş yuvası saçlar, zombi surat, sünger bobun uykusuz ve kızarmış gözleri!
Yüzüme baktıktan sonra gülümsemesi silindi ve yanıma gelip yatağımın kenarına oturdu. Konuşmadan bile insanların içindeki enerjileri emen süper güçlere sahiptim.
"İyi misin?" dedi yüzüme dikkatli bakarak. Soruyu konu açmak için sorduğunu anlamıştım. Çünkü yüzümden belli oluyordu. İyiyim dersem iyi olur muydum? Yoksa yalan desem daha mı kötü olurdum?
Ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Kucağıma indirip derin bir nefes aldım ve parmaklarımla oynamaya başladım. "İyiyim. Dün akşam geç yattım ve uykusuz kaldım." dedim. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Anlayışlı gözlerle bana bakıyordu. Muhtemelen Josh dünkü olayları anlatmıştı. Kötü günümde bile her zaman yanımda olan arkadaşlarım olduğu için şanslıydım. Bazen yanımda olup konuşmasalar bile varlıkları yeterdi.
Elleriyle ellerimi tutup sıktı. "Kath! Bizim arkadaş olduğumuzu biliyorsun ve ne olursa olsun bir derdin varsa bana anlatabilirsin. Senin için yükse benimle paylaşabilirsin. Unutma dostlar kötü günde belli olur." Dediklerini kanıtlamak için ellerimi sıkı tutup gülümsedi.
"Biliyorum. Aynı duyguları bende senin için besliyorum. Ama gerçekten birşeyim yok. Biraz bunalmış olabilirim." Gerçekleri dile getirmesemde bildiğini biliyordum. Konuları baştan anlatıp sıkılmak yerine kestirip atmak en iyisiydi.
"Peki o zaman! Süper bir kahvaltı hazirladım. Josh hepsini bitirmeden yetişsek iyi olur." dedi gülerek. Yataktan kalktı ve elini bana uzattı. Gülümseyerek yorganı üzerimden attım ve elini tutup yataktan kalktım.
Başımdaki ağrı, günümü berbat etmek ister gibi tüm şiddetiyle devam ediyordu. "Sen in. Ben elimi ve yüzümü yıkayıp geliyorum." dedim. Başını sallayıp odadan çıktı. Banyoya ilerleyip saçlarımı yüzümden çektim ve kendime aynadan baktım.
Gözlerimin içi tahmin ettiğim gibi kızarmıştı. Altları ise uykusuzluktan dolayı morarmıştı. Dudaklarım dişlemekten dolayı kızarmış,yüzüm ise bembeyazdı. Yüzümde adeta renk cümbüşü oluşmuştu.
Musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım. Soğuk su beni kendime getirirken uykumu korkutup kaçırmıştı. Havluyla kurulanıp saçlarımı dağınık topuz yaptım ve aşağı indim.
Josh ve Jane masada oturmuş beni bekliyorlardı. Jane'in yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. "Bugün ki planlarınıza beni katmayı. Evde kalmayı planlıyorum." Ekmeğe uzanıp üzerine reçel sürdüm ve ağzıma attım.
"Benim planım yok zaten." dedi Jane göz ucuyla Josh'a bakarak. "İstersen seninle kalabilirim."
"Yok. Yani...ben bugün biraz dinlemek istiyorum açıkçası." Yalnız kalmaya ihtiyacım var. Çayımdan bir yudum alıp arkama yaslandım. "Ama akşam mekana gelebilirim. Ufak bir işim var."
Josh bana bakıp onaylamayanses ler çıkardı. "Tehlike çanlarını duyar gibiyim. Gene ne iş peşindesin?"
Yapacağım ufak iş aklıma gelince gülümsedim. "Görürsün. Bu görevden sıkılmaya başladım artık. Yaptığım şey işimize çok yarayacak." dedim.
Kahvaltımız bittikten sonra Josh işi olduğunu söyleyip evden ayrıldı. Bizde evi topladık. Fazla dağınık değildi ama Jane titiz bir insan olduğu için bir toz görse anında temizlik aletlerini getirirdi.
Jane banyo yapmak için yukarı çıktığı sırada bende kendime mısır patlatmak için mutfağa yöneldim. Dolapta ki mısır kavanozu alıp tezgaha koydum. Alt dolaptan tencereyi çıkartıp içine yağ döktükten sonra ocağa koyup altını yaktım. Mısırlarıda içine döktükten sonra kapağını kapattım.
İçeri geçip koltuğa oturdum ve ayaklarımı sehpaya uzattım. Gözlerimi kapatırken kendimi plajda, güneşlenirken hayal ettim. En kısa zamanda bir yerlere gidip kendimi insanlardan uzaklaştırmak istiyordum.
Alaric her yaz bizi kendi adasına götürdü. Bir kaç dinlenip geri dönerdik. Alilemle yaptığım tatillere benzemese de yalnız olmadığım için mutluydum.
Ayak sesleri duyduğumda gözlerimi açıp başımı merdivene çevirdim. Jane hazırlanmış aşağı iniyordu. Kısa saçları nemliydi. Gözlerini kapatıp etrafı kokladı. "İnanamıyorum. Bensiz patlamış mısır mı yiyeceksin?" dedi.
Yerimden kalkıp mutfağa gittim. "Evet. Sakın gözün kalmasın Jane." dedim. Ocağın altını kapatıp tencerede ki mısırları büyük kaseye boşalttım. Buz dolabının kapağını açıp içinden vazgeçemediğim vişne suyunu alıp kapattım. Büyük bardağa boşalttıktan sonra ganimetlerimi alıp salona gittim.
"Gözüm kalmaz merak etme. Yine de bir tane versen fena olmazdı." Dudaklarını büzüp bana baktı! Vişne suyumdan bir yudum aldım. Bardağı sehpanın üzerine koyduktan sonra kaseden bir tane mısır alıp Jane'e uzattım.
Şaka mısın? der gibi gözlerime baktı. "Alıyorsan al. Yoksa bir dahakine avucunu yalarsın." dedim ve omuzumu silktim. Gözlerini devirip mısırı elimden aldı.
"Cimri şey. Ben çıkıyorum. Sana iyi zıkkımlanmalar." Yanağımı öptü ve gitti. Televizyona yaklaşıp altındaki dvd'lerden birini çektim. Şansıma romantik film seçmiştim. Arkasını çevirip okuduktan sonra dvd'ye takıp kumandayı elime aldım.
Koltuğa zıplayarak otururken hafifçe geriye kaydım. Şuanda o kadar çok rahattım ki deprem olsa o sallantı bile bana ninni gibi gelirdi. Koca kasemi ve bardağımı, sehpanın üzerinden elime alıp filmi açtım. Sonunu getiremeyeceğimi bilsemde kafamın dağılmasını umut ederek izlemeye başladım. Başrol oyuncusunun gözlerinin mavi olduğunu sonradan fark etmiştim. Lanet olsun! Bir an bile unutamadığım anılar gözümde canlanmaya başlamıştı bile...
Bölümün kısa olduğunun farkındayım. Bir daha ki sefere telafi edicem.
İlk bölümden buraya kadar okuyanlara sesleniyorum. İlerde daha bir sürü olaylar olacak. İlk başları size göre belki sıkıcı olabilir. Okumaya devam ettiğiniz için teşekkür ediyorum.
Sağlıcakla kalın ✌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Ben Değilim (bitti)
Teen Fiction07.09.2017 Sizce Aşk,bütün engelleri aşabilir mi? Yada herşeyden vazgeçtirebilir mi? FBI'da ajan olan Katherina Swan aslında usta bir hırsızdı.Görev için gittiği yerlerde büyük bir ustalıkla herşeyi sorunsuz bir şekilde yapabiliyordu. Peki,tüm numar...