Bölüm Şarkısı ; Duke Dumont : Ocean Drive
Elimde ki kumandayla kanallara işkence etmeyi bırakıp koltuğun üzerine koydum. Başım şiddetle ağırıyordu. Aldığım ağrı kesiciler etki göstermek yerine, sanki yardımcı olmuştu. Başımı koltuğun başlığına yaslayıp gözlerimi yumdum.
Sabah buraya geldiğim de Josh ve Jane'e şirkette yaşadığımız olayları anlattım üstün körü. Beni öptüğü kısmı atlayarak. O an aklıma gelince kalbimin bir köşesine kaldırdığım gizli duygularım çıkmak için diretince ellerimle itekledim onları. Geçmiş geçmişte kalmıştı.
Rayn benim geçmişimdi.
Brandan ise benim geleceğimdi.
İç sesim bunun imkansız olduğunu haykırdı. Brandan gerçeği öğrendiğinde herşeyin eskisi gibi olmayacağını elbette biliyordum. Ama bu aramızda olan küçük sevgi bağının daha güçlü geleceğine ve her engele karşı geleceğine inanıyordum. Öyle olmasını umuyordum.
Öyle umuyordum ama bildiğim acı gerçek benim bu düşüncelerimi kovaladı. Biz....seviyorduk mu ki birbirimizi? Basit bir hoşlantı mıydı yoksa bizimki? Onun bana karşı olan duygularını bilmesem de ben kendimden kesinlikle emindim.
Yanımda başka birinin varlığını hissettiğim de başımı kaldırmadan gözlerimi açıp başımı sola yatırdım. Jane yanıma sessizce oturup bakışlarını karşımız da bulunan duvara sabitledi. Ortam da ki gergin hava daha da artmış hepimizi çıkışı olmayan bir girdaba sokmuştu.
"Geç oldu. Yat dinlen istersen." dedi Jane bakışlarını bana çevirerek. İkimizin gözlerinde bulunan endişe kırıntıları birlik olup felaketi haber verircesine çanlar çalıyordu.
Başımı sallayıp koltuktan kalktım ve odama gittim. Kapıyı arkamdan kapatıp kilitlediğim de ben ve düşüncelerim baş başa kalmıştık. Sessizce yatağa uzandım ve ince battaniyeyi üzerime çektim.
Bakışlarım tavanla buluştu. Görevimiz yetmezmiş gibi bir de Rayn'in gelmesi ortalığı karıştıracak gibi hissetmeme neden oluyordu. Korkuyordum. İçimde tarifi olmayan bir korku, endişe, sıkıntı vardı.
Gözlerimi yumup başımı iki yana salladım. Kötü düşünürsem kötü sonuçlanır. Buna inanıyordum hep.
Telefonum titrediğinde elime alıp ekran kilidini açtım. Bu saatte bana mesaj atacak bir arkadaşım olmadığı için merakla mesaja bakarken istem dışı dudaklarım iki yana kıvrıldı.
"İyi geceler güzel melek. Bugün seni pek göremedim.Yarın seni görmek için sabırsızlanıyorum. Bunu telafi ederiz."
B. E.
Mesajı okuduktan sonra telefonu komodinin üzerine koydum. Yüzüm de bulunan gülümsemeyle gözlerimi tavana çevirdim. Okuduğum kelimeler kelebek olup beni bulutların üstüne taşıdı. Pembe gözlüklerimle etrafı inceledim bir süre. Beni bulunduğum durumdan kurtarmasını, yalan da olsa kısa bir an mutlu olmamı sağladı. Sonra kara bulutlar gelerek beni olduğum yerden aşağı fırlattı.
Rayn hakkında konuşmamız, konuşacaklarımızı tetiklemiş akşama kadar muhabbet etmiştik. Konumuz daha çok görev bittiğinde gideceğimiz yerler hakkındaydı. Josh ve Jane gideceğimiz yerde beraber yüzmelerinden bahsederken sessizce onları dinleyip bu tatlı hayallerini tebessümle dinlemiştim. Hep dediğim gibi ikisi mükemmeldi ve beraber uyumlu görünüyorlardı dışardan.
Akşam Brandan'ın yanına gitmek istediğim de Jane ısrarla kalmamı isteyince Brandan'a mesaj atıp arkadaşlarımla kalacağımı bildirmiştim. Soru bile sormadan teklifi kabul etmiş ve beni şaşırtmıştı. Yanında olmam gerekirken izin vermesi beni şüphelendirmişti. Neden soru sormadan izin vermişti bana?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Ben Değilim (bitti)
Teen Fiction07.09.2017 Sizce Aşk,bütün engelleri aşabilir mi? Yada herşeyden vazgeçtirebilir mi? FBI'da ajan olan Katherina Swan aslında usta bir hırsızdı.Görev için gittiği yerlerde büyük bir ustalıkla herşeyi sorunsuz bir şekilde yapabiliyordu. Peki,tüm numar...