៛ 8 ៛ gizemli adam

527 50 1
                                    


Bölüm şarkısı;
Coldplay: Adventure Of A Lifetime

Yüzüme gelen ani gün ışığına küfredip başımı yastığın altına soktum. Bu ışığın perdenin arasından gelmesi için güçlü bir fırtına olup yerinden kopması gerekiyordu. Bu da imkansızdı. Çünkü ben yatarken perdeleri sıkı sıkı kapatmıştım.

"Küçük Katherina! Küçük Katherina! Uyanma vakti!" Josh'ın sesini inceltmesiyle oluşan cılız sesini kulağımın dibinde duymamla tekmeyi kafasına geçirmem bir oldu. Üzerimdeki yorganla ne kadar başarabilirsem tabi.

Josh'ın vurmamla yere düştüğünü ve kafasını vurduğunu hayal etmem, ayağımın tutulmasıyla kısa sürdü. Kapı açılsa ve bizi görseler iki sevgilinin sabah sporu yaptığını zannederlerdi.

Ayağımı elinden kurtarmaya çalıştım. Koca elleriyle ayağıma yapışmıştı resmen. Ne kadar uğraşsam da kurtaramayacağımı anladığımda pes ettim.

"Josh!" diye bağırıp yataktan kalkıp dirseğimi göğsüne geçirip ayağımı kurtardım, dövüş kurslarına gitmemin çok da faydalı olduğunu bir kez daha anlamış oldum.  Bu aralar biraz boşlamıştım, yine de bir kavgaya karışmam bir çıkık kol ile kurtulurdum.

Tekrardan yatıp başımı yorganın altına soktum. Uyurken bile rahatlık yoktu. Bu ne saygısızlık! Gözlerimi kapattım ve hayallerimin arasına dalmaya hazırlandım. Başımdaki yastığın çekilmesiyle dalışımı sonraya erteleyip sıkıntıyla ofladım, bugün uyumak bana haramdı.

Josh'ın önemli bir mevzu olmadığı müddetçe beni uyandırmayacağını bildiğimden yatakta doğruldum ve bağdaş kurdum. "Ne var?" dedim yüzüne bakarak.

Yastığımı kucağına alıp yanıma oturdu. Yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. Bu ifadeye kesinlikle kanmıyordum. Gülmemek için dişlerini sıktığı bariz belliydi çünkü.

"Neden hemen uyandın? Daha yüzüne boya kalemleri sürüp seni kreşteki çocukların yanına getirecektim. Gazetedeki ilanda gördüm. Palyanço arıyorlarmış." dedi.

"Haha çok komik. Asıl sen git oraya. Yüzünü boyamana bile gerek yok. Bir iki hareket yapar herkesin göz bebeği olursun."

Teslim olmuş gibi ellerini kaldırdı."Her zamanki gibi ağzından bal damlıyor. Ama şuanlık olayı kapatıyorum. Alaric bizi çağırdı. Dakik olduğunu biliyorsun. 'Saat tam 10'da burda olun yoksa sizi korkuluk olarak kapanın önüne dikerim."

Josh sesini kalınlaştırarak taklidini yaparken kahkaha attım. Taklid için fazlasıyla müsait olan sesi beni yine güldürmeyi başarmıştı. Zor gülen bir insan değildim. Sadece her zaman gülmek bana hedefimi unutturuyordu.

"Evet. Biliyorum dakikliğini ve hemen hazırlanıyorum." Gülmekten dolayı ağıran karnımı tuttum.

"Aşağıda seni bekliyorum prenses. Hasta olmasaydın kahvaltı hazırlamak gibi bir jest yapmayacaktım. Bugün iyi günümdesin." Yatağımdan kalkıp kapıyı açtı ve göz kırpıp dışarı çıktı.

"Sanki normalde hep sen hazırlıyorsun ." diye bağırdım arkasından.

Buraya taşındığımız sırada görev paylaşımı yapmıştık. Tamam mutfak işi bana ait olabilirdi ama unutmayın ki kızlar her zaman yemek yapabilen erkeklerden hoşlanır. Bende dahil. Josh'ın da bu kategoriye girmesini istiyordum, sıra ona geldiği zaman bahane uydurarak işten kaçardı, bilmiyor ki ona iyilik yapıyordum.

Yorganı üzerimden atıp ayaklarımı yataktan sarkıttım. Biraz durduktan sonra kalkıp banyoya ilerledim. İşlerimi halledip oyalanmadan çıktım.

Dolabımın karşısına geçip kapakları açtım. Şimdiki kızlar, dışarı çıkacağı zaman dolapların karşısına geçip hayal alemlerine dalacak kadar dalıp giderlerdi. Amaç ne hiçbir zaman anlamamıştım. Ben olsam elime gelen rastgele şeyi alıp giyerdim. Şuanda da olduğu gibi.

Bu Ben Değilim (bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin