Sarhoş bedenlerden sıyrılıp sokağa çıktım. Müziğin sesi biraz olsun azalmıştı kulaklarımda. Grafiti dolu duvara elimi yaslayıp derin derin nefes aldım. Alkolün etkisiyle ayakta durmakta zorlanıyordum. Üzerimde ki kısa sayılmayacak siyah elbiseye baktım. Burada taksi beklemektense anayola kadar yürüyüp, bir taksi çevirebilirdim. Saatin geç olması benim böyle bir yolda yürümeme engel değildi. Ben korkmazdım. Çünkü ben, Kumsal Kara'ydım.
19 yaşında, korkusuz bir kız. Ailesiyle görüşmeyen, tek arkadaşı kitaplar olan kız.. Ne tuhaf dimi. Tek bir dostum vardı, ona da güvenmiyordum. Tek güvendiğim kitaplardı. Çünkü kaleme alamadığın hiçbir şeyi, söyleyemezlerdi.
Karanlık sokakta adım seslerimden başka ses yoktu. Birinin beni takip ettiği hissine kapıldığımda, gözlerimle etrafı taradım. Görünürde kimse yoktu. Saçma kuruntulardan olduğunu düşünüp yoluma devam ettim. Sokağın sonuna geldiğimde duyduğum ayak sesleriyle, adımlarımı hızlandırdım. Arkama baktığımda siyah giyinimli, yüzünü seçemediğim bir adamı gördüm. Belki de benim peşimde değildi bu ürkütücü durumda kim olsa korkardı. Girdiğim sokağın çıkmaz sokak olduğunu anladığım da geri adım attım. Arkamı döndüğümde, adamla göz göze geldim. Bu sokakta başıma bir şey gelse kimse yardım etmezdi. Adamın bana doğru attığı adımlarla bende geriye doğru adımlar attım. Gözlerimden benden izinsiz akan yaşlar, karşımda ki adamı durdurmuyordu. Korkuyordum ve bu adam benim korkumdan besleniyordu.
Sırtım duvarla buluştuğunda artık kaçacak yerim kalmamıştı. İki duvarın arasında ki küçük boşluğu gördüğüm de, adam bana ulaşmadan boşluğa girip ilerlemeye başladım. Adamın mırıldandığı küfürleri duyuyordum. Boşluğun başka bir sokağa çıktığını gördüğümde derin bir nefes aldım. Sokağa çıktığımda hiç durmadan koşmaya başladım. Kaçtığım bir şey yoktu görünürde ama duramazdım. Her an karşıma çıkabilirdi. Hem koşup hemde arkama bakarak gelip gelmediğini kontrol ediyordum. Bir anda bir şeye çarptım. Burnuma gelen erkeksi koku ve kafamı çarptığım sert gövdeyle kafamı kaldırdım. Bulmuştu beni. Yüzünü ilk defa gördüğüm adam sırıtarak bakıyordu. Derin bir nefes aldım. Geri adım atacakken, kollarıma kenetlenen parmaklarla hareket edemedim. Bir anda beni karşı duvara yasladı. Karanlığı barındıran gözlerini gözlerime kenetledi. Üzerime eğilip kulağıma fısıldadı
''Korkma ufaklık.''
Korkuyordum. Bu adam benden ne istiyordu. Oysa benim ona verebilecek bir hayatım bile yoktu. Acizdim ben. Kimsem yoktu. Acılarım vardı sadece. Bir de durmak bilmeyen kalbim. Benden ne alabilirdi ki. Derin bir nefes alıp karşımda ki adama baktım
''Kimsin sen?'' kahkahası boş sokakta yankılandı.
''Azrailin, belkide sonun...''
Sol göğsümün altında hissettiğim baskıyla gözlerimi baskının nedenine çevirdim. Kalbime dayanmış bir silahtan kaçış olabilir miydi? Sanmıyorum
''Ya benimle gelirsin ya da burada bu işi bitiririm''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Kokusu
Teen FictionYolum uzun, sırtımda ki yüküm ağırdı. Ben siyahı tekrar mavileştirmeye çalışan aptaldım. Üstü siyahla kapanmış bir mavi geri dönmezdi. Bu siyahın doğasına aykırıydı. Değdiği heryeri çekiyordu karanlığa. Ateş bana dokunduğundan beri çıkmıyordu üzerim...