Nereden geldiğini bilmediğin bir hisle dolup taşıyorsa için, aşk demektir. Aşık değil, aşksın demektir. Hayat, oyun oynamayı seven bir çocuk gibi sadece. Bazen yaramaz, bazen uslu.. Aşk, hayatın yaramaz halidir. En yaramaz haliyle aşılar damarlarına o hissi. Bir uyuşturucu gibi dağılır tüm vücuduna.
Saatler geçmek bilmezken, acıyı kabulleniyordum. Geçmeyeceğini bilmek ve acıyı kabullenmek... En büyük başarılarım, kabullenişlerimdi. Alkolün verdiği yetkiyle ona teslim olmuştum. Veda adı altında, onunla birlikte olmuştum. Bedenlerimiz birbirine işlemiş, kokularımız birbirine karışmıştı.
Pişman mıydım?
Hayır.
Zamanı geri alabilseydim yine yapar mıydım?
Yapmazdım.
Çünkü bu sadece bir teslimiyet değildi. Bu Ateş'in bedeninden bir parçayı ödünç almak istememdi. Ondan bir parçayı içimde büyütmek istememdi. Alkol dedim içimden. Alkol çoğu çocukların anasıdır.
Her gece rüyamda o sabahı görüyordum. Göğsümde uyuyan adamı kenara hafifçe itişim.. Son kez öpücükler konduruşum yüzüne.. Bir not bile bırakmadan ayrılışım evinden..
Bedenim gerçekten Ateş'in çocuğuna ev sahipliği edebilir miydi?
Bu olmamalıydı. Doğru değildi. Benim ruhumun yükü ağırdı zaten. Bedenim bir kalbi zor taşıyorken, ikinci bir kalbi kaldıramazdı. Bu durum ya benim ruhumun uçup gitmesine yada minik emanetin bu lanet dünyaya doğmadan veda etmesine neden olurdu.
Üzgünüm Melek. Eğer içimde bir yerlerdeysen, lütfen geri dön. Bu dünya senin için fazla karanlık..
İç sesimin haykırışını susturmak istercesine önümde ki tabağa odaklandım. Birbirine karışmış sebzeleri, ayırmaya başladım. Hepsi farklı yönlere ayrıldı, iç sesimin kafası dağılmadı. Bir yakarış daha..
Tanrım! Eğer bana bir hediye bahşettiysen, onu kabul edemem. Onun beyazlığı benim hayatımı grileştiremez. Onunda hayatı kararır..
"Önünde ki o iğrenç şey yemen için, oynaman için değil. Biliyorum yenecek birşey gibi durmuyor ama.." Burcu'nun Ece duymasın diye sonlara doğru kısılan sesine kıkırdadım. Ece, yemek yapmayı öğrenmeye çalıştığı için evde savaş hakimdi.
"Burcu sessiz ol. Duyucak şimdi."
"Yiyemiyorum ya. Midem kaldırmıyor şu görüntüyü. Hayır yani, midesi bulanan sen olsan hamilesin diyeceğim!" Konuyu bana bağladığı için omuzlarımı düşürüp kafamı iki yana salladım.
"Bende konu ne zaman bana gelecek diyordum!"
"Ya güzel olm-"
"Olmazdı. Bir hayatı daha karartmayacağım." Ayağa kalktığımda Ece mutfaktan çıkıp, sorarcasına baktı. Zorunlu bir gülümsemeyle "Size afiyet olsun." diyerek ayrıldım yanlarından. Odamın kasvetli havasıyla buluştuğumda kapalı kapıya yaslanarak gözlerimi kapattım. Çok birşey değil, İstediğim sadece biraz sessizlikti.
Işığı yakmak için elimi kaldırdığımda durdum. Ayın ışığı odamı aydınlatacak kadar güzeldi bu gece. Yatağıma kurulup, el yordamıyla sigaramı bulmaya çalıştım. Fakat sigaramın en yakın dostuna rastladım. Çakmak..
Ay ışığı yeterli olmadığına göre anılarla canlandırmalıydım odamı. Ayağa kalkıp çakmağı arka cebime yerleştirdim. Dolabımın içindeki kutuyu alarak yere oturdum. Kutuyu açtığımda, Ateş'in çikolata kokusu doldu ciğerlerime. Herzaman olduğu gibi, kutuda da almıştı yerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Kokusu
Teen FictionYolum uzun, sırtımda ki yüküm ağırdı. Ben siyahı tekrar mavileştirmeye çalışan aptaldım. Üstü siyahla kapanmış bir mavi geri dönmezdi. Bu siyahın doğasına aykırıydı. Değdiği heryeri çekiyordu karanlığa. Ateş bana dokunduğundan beri çıkmıyordu üzerim...