Muhteşem bir partinin ardından yorgunluk çökmüştü üzerime. Ateş nereden bulduysa liseden arkadaşlarım bile vardı partide. Herşey kusursuzdu. Şimdi ise Ateş'in kollarında uyuklamakla meşguldüm. Bir şeye sarılmadan uyuyamadığımdan istemsizce Ateş'in güçlü koluna sarıldım. Gözlerim kapalıyken evde yankılanan kahkahası tebessüm etmeme neden oldu.
''Güzelim koltukta koluma sarılarak uyumaktansa, yatakta direk bana sarılarak uyuman daha mantıklı'' koluna hafifçe vurup kaşlarımı çattım
''Sapık!'' kahkahalarına devam ederken telefonumun melodik sesi duyuldu. Hafifçe doğrulup telefonumu aldım. Arayan Onur'du. Bir şekilde ona karşı kendimi kötü hissediyordum. Canını yakmıştım. Ateş'in soru soran gözlerine baktım ve gülümsedim ''Hemen geliyorum'' diyerek, mutfağa koştum ve kapıyı kapattım. Telefonu açar açmaz Onur'un boğuk sesini duydum
''Sana ihtiyacım var'' ağladığı sesinden belli oluyordu
''Ne oldu?'' derin bir nefes alış sesi duyuldu
''Mekana gel. Önemli'' daha cevap veremeden telefonu yüzüm kapattı. Gitmem gerektiğini düşünsem de gidemezdim. Ateş'e yalan söylemem gerekicekti ve bunu yapamazdım. Telefon tekrar çalmaya başladığında arayan Ezel'di. Liseden arkadaşımdı ve bu gece o da buradaydı.
''Ezel'' bir süre soluklanma sesi duyuldu
''Şimdi beni iyi dinle Kumsal. Senin şu bahsettiğin Onur'u tanıyorum. Az önce seni arayıp yanına çağırdı. Sakın gitme Kumsal. Sakın! Bende oradaydım. Konuşmayı duydum.Seni tekrar kaçırmak için çağırıyor'' dudaklarım şaşkınlıkla aralandı
''Ama bugün beni serbest bıraktığını söyledi'' Ezel'in sinirli sesi irkilmeme neden oldu
''Blöf olabilir. Söz dinle ve gitme'' telefonu kapatıp tezgahın üzerine attım ve derin derin nefes almaya başladım. Tekrar başa sarıp aynı hikayeyi yaşamak istemiyordum. Ateş'ten ayrı kalmak istemiyordum. Kapı açıldığında yerimden kıpırdayamadım. Ateş kollarını belime doladı. Bu his..İşte bu his tüm kötü olayların içinde yaşadığım en güzel histi.Göğsüne sırtımı yaslayışı, çenesinin omzumla buluşması,istemsizce kafamı geriye atmam. Bunlar ilacımdı. İyi gelen şeylerdi.
''Arayan kimdi'' ona yalan söylemek istemiyordum ama doğruyu söylersem olay büyüyecekti
''Onur'du'' kasları gerildi. Kolları belimi sahiplenircesine daha sıkı sardı
''Ne diyor piç kurusu'' ona doğru dönüp kollarımı boynuna doladım
''Saçmaladı işte boşver. Hem benim uykum var'' sinirliydi ama belli etmemek istercesine gülümsedi. El ele merdivenlerden çıkarken, arkadan onun kaslı gövdesini izliyordum. Odaya girdiğimizde, dolabı açtım. Gözüme çarpan siyah beyaz pandalı pijamamı gördüğümde gülümsedim. Ne kadar olmuştu böyle birşey giymeyeli? 1 Yılda büyümüşmüydüm gerçekten. Pijamalarımı elime alıp banyoya ilerledim. Üzerimi değiştirip aynanın karşısına geçtim. Hafif dalgalı saçlarım dağılmış, daha güzel bir hal almıştı. Bileğimde ki tokayla saçlarımı dağınık bir topuz yapıp, makyajımı sildim ve banyodan çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz gözlerim büyüdü. Ateş'in tişörtle uyuyaması artık can sıkıcı bir durum olmuştu. Onu görmediğim süre içerisinde kaslarını daha da geliştirmişti anlaşılan. Siyah yatak örtüsünün arasında gerçekten kusursuz görünüyordu. O da benim kadar yorgundu ve ben banyodayken uyuyakalmıştı. Kaşları çatılmıştı, uyurken bile yüzünden eksik etmiyordu yüz ifadesini. Alnına düşen bir kaç saç tutamını hafifçe geriye itip burnunu öptüm ve kollarının arasına girdim. Yanağım, çıplak göğsüyle buluştuğunda huzur buldum. Çıplak teninden yayılan erkeksi kokusu burnuma geliyordu. Bu onun parfümü değildi. Teninin kendi kokusuydu ve ben bunu seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Kokusu
Teen FictionYolum uzun, sırtımda ki yüküm ağırdı. Ben siyahı tekrar mavileştirmeye çalışan aptaldım. Üstü siyahla kapanmış bir mavi geri dönmezdi. Bu siyahın doğasına aykırıydı. Değdiği heryeri çekiyordu karanlığa. Ateş bana dokunduğundan beri çıkmıyordu üzerim...