Bir bebeğin bir rahime düşme süreci korku doludur. Annenin heyecanı korkusuna karışır..
İyi bir anne olabilecek miyim?
Beni sevecek mi?
Hayatın bana öğrettiklerini ona eksiksiz iletebilecek miyim?
Binlerce soru meşgul eder annenin kafasını. Fakat hiç bir zaman ona olan sevgisinden şüphe etmez. Daha kucağına almadan, yüzünü, sesini, varlığını, kokusunu bilmeden aşık olur bir anne.
"Ne düşünüyorsun?" Kafasını göğsüme yaslamış, uyuklayan adamın uykulu sesine gülümsedim. Şirkette yorulduğu yetmezmiş gibi, bir de düğün telaşı sarmıştı ama neyse ki artık son bulmuştu. Sabah en güzel hazırlığıma başlayacak ve soyadını alacağım adama büyük bir itirafta bulunacaktım.
"Güzel şeyler. Uyu sen.." Çoktan uyuduğunu o an farkettim. Sadece benim kollarımda mı bu kadar huzurlu uyuyordu? Bebeğim büyük bir hızla büyüyordu. Çoktan 2 aylık olmuştu bile. 2 ayda hayatımda değişen herşeyi düşündüm. Karan hayatıma girdikten sonra imkansızlıklar ortadan kalkmıştı. Uzun süredir tatmadığım aile sıcaklığını tatmıştım. Karan'ın annesi ve babasının beni kendi kızları gibi sevmesi dokunuyordu. Ailemden görmediğim sevgi ve şefkati onlardan görmek ruhuma dokunuyor, yaralarımı görmemi sağlıyordu. Ateş sevmemişti artık emindim. Ve bu.. Hayatımda ilk defa sevildiğim anlamına geliyordu.
Yüz hatları yumuşayan, uyurken bile dudaklarında küçük bir tebessüm olan adama baktım. Ölsem unutamam dediğim aşkı içimden söküp almış, başka bir çiçeğin yeşermesini sağlamıştı.
Mutluydum..
Mutluyduk..
Aşıktı..
Aşık oluyordum..
****
Aynada ki yansımama baktım. Sade ama fazlasıyla şık duran bir gelinlik giymişti aynadaki kız. Omuzlarından düşen dantel detaylı askılar, kabarık olmayan eteklerinin uçları dantel çiçeklerden oluşan güzle bir gelinlik...
Parlak ve kahverengi saçları dalgalı, yüzünde abartıdan uzak bir makyaj.. Duvağı ensesinden başlayıp, etek uçlarına kadar açılıyordu. Fakat güzelliğine güzellik katan başka birşey vardı. Mutluluktan parlayan gözleri ve her an yüzünden eksik olmayan samimi gülümsemesi.
"Çok güzel oldun kızım." Kapıdan gözleri dolu dolu beni izleyen Filiz anneye baktım. Bana yaklaşıp, omuzlarımdan tutarak tekrar aynaya çevirdi. "Sende gençliğimi görüyorum. Melih'e aşkla bakan gözlerimi senin gözlerinde görüyorum ama gördüğüm başka bir şey daha var. Benim haylaz oğlumu akıllandıran kızı görüyorum." Ellerini omuzlarımdan çektikten saniyeler sonra, boynuma bir zincir takıldı. Kolyenin ucunda karşılıklı iki melek kanadı vardı ve onları birbirine bağlayan bir pırlanta. "Bunu evlenirken Melih bana hediye etmişti. Bende sana hediye ediyorum. Sende.." Elini karnıma koyup okşadı. "Torunuma hediye et." Gözlerine bakıp gülümsedim.
"Teşekkür ederim.."
"Asıl ben teşekkür ederim güzel kızım. Sayende oğlumuz geri döndü. " Konuşmamızı bölen kapının hafifçe aralanmasıydı. Melih baba hafifçe başını uzatıp gülümsedi.
"Gelini almaya geldim." Bana bir iki adım uzaktan baktı. "Çok güzel olmuşsun kızım. Oğlum çok şanslı." Utandığımı hissettim.
"Teşekkür ederim baba." Baba.. Yaşasaydı burada olur muydu acaba?
Yüzümde ki gülümsemenin solduğunu hissettiğimde, hızla tekrar yerleştirdim yüzüme gülümsemeyi. Olmazdı.. Sevmezdi ki beni. Mutluluğum onu rahatsız ederdi. Kapı tekrar açıldığında Burcu girdi ve hemen ardından Karan..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Kokusu
Ficção AdolescenteYolum uzun, sırtımda ki yüküm ağırdı. Ben siyahı tekrar mavileştirmeye çalışan aptaldım. Üstü siyahla kapanmış bir mavi geri dönmezdi. Bu siyahın doğasına aykırıydı. Değdiği heryeri çekiyordu karanlığa. Ateş bana dokunduğundan beri çıkmıyordu üzerim...