Bugün tatil olmasının verdiği rahatlıktan dolayı saat 12 de uyandım. "Yaşasın doyasıya uyumak,yaşasın tatil,yaşasın özgürlük "diye evde bağrınırken kafama terliği yemem ile sustum.
Bazen annemin keskin bir nişancı olduğunu babamla ben uyurken gece operasyona falan katıldığını düşünüyorum. Kendini her geçen gün geliştiriyor bu kadın.
Tamam kabul çok saçma bir düşünce ama annem o terlik ile bir bütün olmuş nereme atmak istersen tam Oraya tam 90 dan bir atış yapıyor.
Annem oturmuş koltuğa Arda'nın Mutfağını izliyordu. Yanına usulca sokulup " Bugün İdil'lerde kalıcam biliyorsun dimi anniş."
Annem gözünü televizyondan ayırmadan
"Hayır bilmiyorum."
"Ama artık biliyorsun annecim."
"Uf Azra sus tarifi kaçırıyorum tamam git ama yarın geç gelme."
Annemin yanağına sulu bir öpücük kondurup. "Tamam mother."
Deyip odama çıktım. Dolabımın karşısına geçip ne giysem diye bakındım.Elime siyah dar paça pantolonumu aldım.
Üstüm için ise gömleklerimden en sevdiğimi alıp giyindim.
......
İdil ile oturmuş dünün analizini yapıyorduk. Bütün olanları en ayrıntısına kadar anlatım."Vay be o çocuğu hatırladım umudumuz yoktu o çocuğun sana bakma olasılığı Scottın dayak yememesi ile aynı olasılıktaydı. Adını öğrenemedin diye yastıkla boğmaya kalkmıştın kendini."
Evet ondan hoşlanmıştım ama bana bakma olasılığı yoktu ve adını bile bilmiyordum. O yüzden pes etmiş kabuğuma çekilmiştim.
Ama şimdi olanlara inanamıyorum.
İdil bana bakıp " Ee ne yapacaksın şimdi sonuçta Ondan bir dönem hoşlandın ve çocuk taş değil mermer ama onu tanımıyorsun bile hemen güvenebilecek misin."
"Hani bazen evde böyle kalkıp mutfağa gidersin sonra buzdolabını açıp anlamsızca içinden bir şey almadan geri dönersin ya yerine,işte tam olarak o haldeyim İdil ne yapacağımı bilmiyorum"dedim.
İdil acıyarak bana bakıyordu. Koluna bir tane vurup "Biraz yardımcı olmayı denesen keşke "diye söylendim.
"Yaaa İdil bana bir akıl ver ne yapıcam sen benim ikinci beynimsin az biraz yardımcı ol be."
İdil tam ağzını açmış bir şey söylecekken telefonum çaldı. Bilinmeyen bir numara arıyordu. Böyle durumlarda açmakta hep tereddüt ederdim ve bazen açmazdım.
İdil dayanamayıp "Kızım açsana şunu başım şişti."
Gözlerimi devirip açtım." Efendim" dedim.
"Azra benim Pars."
Mallığıma mallık katıp "Hangi Pars" dedim.
İdil kafama bir tane vurdu. Salak Azra hayatında kaç tane Pars adında tanıdığın var.Pars gülerek "Hani şu yırtıcı olan Pars."Dedi.
Ve yerin dibini aramaya başladım o an.
"Affedersin numaran yok tanıyamadım"dedim. Çevir kazı yanmasın Azra.Güldüğünü belli eden bir ses tonu ile "Napıyosun aşağıdayım müsaitsen aşağı in."
Ay o ses mi Yarabbi heyecanlı olduğum belli oluyordu ama elimde değil İdil'e bakarak "Ta-tamam o-olur müsaitiz.""Tamam bekliyoruz Doğukan'da yanımda İdilde gelsin istersen."
"Tamam gelir." Diyip kapadım.İdil "anneme ne dicez saat 8 akşam ezanından sonra bir yere bırakmıyo sanki bilmiyosun."Dedi.
"İdil benim jeton köşeli harbiden heyecanıma kapılıp benim burda olduğumu nerden biliyo onu soramayı unuttum gidince sorarız artık."
"Lan ben ne diyom sen ne diyon annemden Nasıl izin alcaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARS
Teen Fiction"Aşk bana denk gelmez"deyip kekimden ısırdım ve devam ettim "Hem ben keklerim ile mutluyum." Bağdaş kurup iyice yayıldım çimene. Kekimden ısırık aldım ağzımı benim gibi oturan İdil'e doğru açtım. Önce yüzünü buruşturup sonra kekinden yiyip o da beni...