Saçımı çeken kız dahada acıtarak saçımı çekmeye başladı. Kahkaha atıp gülmeye devam ettiler. Saçımı çeken kız siyah saçlıydı. Boş bulunduğu bir anda Dirseğimle karnına vurdum. Bir iki adım geri gidip sendeledi.
Tam elinden kurtulup tuvaletin kapısını açmaya çalışırken biri yine saçımdan tuttu. Bunlar Selin'in arkadaşları olmalıydı. Bu okulda kimse ile alıp veremediğim yok çünkü. Başka biri olsa durmam karşılık veririm ama şimdi üçe tekim ve karşımda normal insalar yok kıvırcık saçlı olan beni yiyecek gibi duruyordu. Parsın söyledikleri aklıma gelince korkmaya başladım.
Saçımı tutan "Parscığın gelsin burda bulsun seni dün Doğukan ötüyordu sosyapat diyordu bizim için bence öyle değiliz.Dimi Feyza." diyip güldü.
"Hemen saçımı bırakıyorsun seni orospu."diyip ayağımla bacağına vurdum.
Bu hareketim onda bir etki yapmamıştı. Hatta daha fazla kızmıştı."Hırçınsın sevdim seni Azra."diyip kafamı kapıya vurdu.
Ahhh diye bağırdım. "Ne istiyorsunuz benden"."Parstan uzak dur o Selin'in duydun mu ve biz arkadaşımızın sevdiği adamı başka birine kaptırmayız."
"Çok beklersin çek şu elini." Sinirlendim. Kimse bana böyle davranamaz.
Kızı zor bela kendimden ittirdim. Ama diğer sarışın tuttu kolumdan daha hızlı kafamı kapıya vurdu. Bir kaç kez kafamı kapıya vurdu.
En son duyduğum şey ise onların kahkaha sesleriydi.
İDİL'İ̇N Ağzından
Hastahaneden çıkıp raporumu okula götürmek için taksiye bindim. Şu an dersteydiler okula gidene kadar zil çalmış olur Azra'yıda görüp eve giderim. Ponçiğim şimdi tek başına sırada oturmuştur.
Telefonumun çalması ile çantamdan telefonumu çıkardım. Arayan Doğukan'dı.
"Efendim."
"Çıktın mı hastahaneden."
"Evet okula geliyorum şimdi raporumu vermek için,senin dersin yok mu."
"Boş dersim hoca gelmedi.Bahçedeyim gelince görüşürüz o zaman."
"Tamam görüşürüz." diyip telefonu kapattım.Doğukan çok tatlı ve sempatik bir haftadan fazla konuşuyoruz. Beni espirileri ile kahkahlara boğuyor.
Taksiden inip okula doğru yürüdüm. Bahçede Doğukan Pars ve bir kaç kişi daha vardı. Zilin çalmasına 4 dk vardı.
Doğukan beni görünce yanıma geldi.
Elini omzuma koyup "Nasılsın." Dedi.
"İyim ya yirmilik dişim çıkıyormuş o yüzden ağrıyormuş. Doktor ağrı kesici falan verdi."
"Hangi diş o ne tarafta sağ yanak mı sol yanak mı."
"Sol."diyip ağrıyan tarafı gösterdim.
Bir anda yanağımı ağrıyan tarafı öpmesi ile çok şaşırdım.
"Geçti mi şimdi ağrın."
"Ne ağrısı."dedim.
İkimizde gülmeye başladık. Pars bize doğru geldi.
"Biraz hızlıyız galiba,İdil zil çalcak Azraya baksana biz bahçedeyiz sonra ne yapıyormuş gel söyle.Birde özlediğimi söyle."diyip güldü."Tamam" diyip okulun içine girdim. Bizim sınıfa doğru yürüdüm. İçeri girdim sınıfa göz gezdirdim Azra yoktu.
"Nazlı Azra nerede biliyor musun."
"Azra gelmedi ki bugün."
"Nasıl gelmedi geldi ya derse mi girmedi."
"Evet derste yoktu."
"Tamam sağol." Diyip sınıftan çıktım.
Azra gelmişti çünkü okulun resmini çekip snap atmıştı ve gelineceğinide biliyordum.Kantine yalnız inmeyi sevmezdi. Sınıfta ben yoksam Nazlı yada İrem ile inerdi.
Tuvalete doğru yürüdüm. Bir kaç kız kapının önünde duruyordu. Biri açmaya çalıştı açılmadı. Biraz iri yarı olan bir kız açmaya çalıştı ve çığlık attı.Koşarak hemen oraya gittim.
"Ne oldu"dedim panik ile.
Kızlar bana bakıp duruyorlardı.
"Kızım ne oldu söylesenize kapı niye yarım duruyo."Adının Gamze olduğunu bildiğim kız
"İdil.... Azra."dedi.
"Ne Azra ne diyorsun Gamze."
Kapıyı işaret etti.Kapıya doğru gidip zar zor içeri girdim. Kapı yarım açıktı.
Gördüğüm kişi ile gözlerim kocaman açıldı.Azra yerde yatıyo sırtı kapıya yaslanmış kafasından kan akıyordu.
Yanına eğilip "Azra ne oldu ne bu halim kim yaptı."
Azra yarı baygın yatıyordu.
Kapının önündeki kızlara bağırıp
"Hemen hocaları çağırın biriniz ambulansı arasın hemen."
"Tamam."dediler.
İnanamıyorum kardesim resmen yerde çaresiz duruyor göz yaşlarıma engel olamadım. Saçlarını okşayıp "Dayan birtanem bir şey olmıcak tamam mı korkma sakın."
Erkek Hocalardan biri zar zor içeri girdi.
Ne oldu bile demeden Azrayı kucağına alıp çıkardı tuvaletten.Koridor dolup taşmıştı.
PARS'ın Ağzından
Bahçeye dolan siren sesi ile kafamı ambulansın geldiği yere çevirdim.
Bahçeye çoğalan öğrenciler kendi aralarında konuşmaya başladılar.İçlerinden biri
"Ne olmuş yine kim için gelmişler."Dedi. Yanındaki kız"11lerden kızın biri tuvalette baygın bulunmuş. Kafasından kan akıyormuş banada Tuğba söyledi."Dedi.11lerden mi içime bir an şüphe düştü. Azra olabilir mi yok ya o kadar kişi içinde Azra niye olsun ama İdilde hala gelmedi.
Okul kapısına doğru yürüdüm.
Hasan Hoca kucağında bir kız ile merdivenlerden iniyordu.Biraz daha yaklaşıp kızın kim olduğunu görmeye çalıştım. İdil hemen hocanın arkasından yürüyordu. Ağlıyor muydu o.
Allahım ne olur o Azra olmasın.
Hasan hoca sedyeye kızı bıraktı
Hızla koşup sedyede yatana baktım.Azrayı görmemle göğüsümün sızladığını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARS
Genç Kurgu"Aşk bana denk gelmez"deyip kekimden ısırdım ve devam ettim "Hem ben keklerim ile mutluyum." Bağdaş kurup iyice yayıldım çimene. Kekimden ısırık aldım ağzımı benim gibi oturan İdil'e doğru açtım. Önce yüzünü buruşturup sonra kekinden yiyip o da beni...