İdilin Ağzından
Azra'nın bir anda yanımda kalkıp gitmesi ile bende hemen kalkıp arkasından kafenin çıkışına yöneldim. Koluma dokunan eller ile durdum. Doğukan durdurmuştu. Ona ne oldu bakışı attım.
"Gitme."dedi İlahi ses tonu ile. Bu sesi içimde bir şeylerin akmasına yol açıyordu sanki. İçimden tren geçiyor da olabilir bilemiyorum.
"Gitmem lazım."dedim
Yanımızdan çatık kaşları ile geçen Pars'a baktım. Azra'nın peşinden gidiyordu büyük ihtimalle.
Kolumu Doğukanın elinden kurtardım.
"Azra'nın yanında olmam lazım."dedim
"Yalnız kalsınlar. Seninle konuşmam gereken bir konu var."dedi
"Ama-"
"Hadi ama İdil seninle konuşmam gereken önemli bir konu var "dedi o kadar önemli gibi bakıyordu ki gerçekten önemli olmalıydı.
"Tamam madem şu an iyi günde kötü günde kankalık görevini bozdum"dedim
"Olsun hadi benimle gel "Dedi elimi tutarak şok olmuştum elimi her tutuşunda elim ayağım titriyor sanki kalbim normalden daha fazlanın fazlası gibi atıyordu ben bu Ada'ma aşıktım
Arabaya bindik beraber bu akşam normalden daha nazikti kapımı açtı ve arabaya bindim
Oda sürücü koltuğuna bindi ve arabayı çalıştırdı.
Uçurum gibi Bi yere geldik ne yapıcaz ki burda
"İdil" Dedi o güzel sesiyle sertti aslında sesi çenesi kasılmıştı bişeyler olucaktı bu akşam belli.
Bana doğru yaklaştı alnını alnıma yasladı.
Burnunu burnuma sürttü ve yüzümde olan ellerini belime indirdi.
"Seni seviyorum çilli kız"Dedi ve alnımdan öptü çok şaşırdım ondan bu sözleri duymak o kadar güzeldi ki bir kez daha aşık olayım diye söylemişti sanki.
"Bu serseri çocuk öyle romantik şeyleri bilmez belki ama bu kalbini sana ebediyen verebilir."Dedi sustum sadece onun konuşmasını bitirmesini bekledim o her cümle kurduğunda develer bale yapıyordu.
Bu rüya hiç bitmesin ne olur.
"Sende bana kalbini verir misin?"Dedi işte beklediğim soruyu sormuştu.
Tekrar alnını alnıma dayadı ve elleri belimdeydi.
"Seni seviyorum"diyebildim tek o kadar heycanlandım ki ne diyeceğimi bilememiştim
"O Zaman ebediyen benimsin çilli güzelim"diyip burnundan öptü.
...
Azra'nin ağızından;
Kafeden çıktım gidiyorum bana kendini affettirebileceğini sandı bir şarkıyla halbuki affederimde kıyamam kı ben ona
Ama bu safer ki kavgamız son damlaydı.Ben ona bu kadar aşık olurken bana bu tür bağırmasından nefret ediyorum bilmeden yaptığım şeylere bu kadar benden nefret edermişcesine bağırması çok canımı yakıyor.
Ben böyle içimden konuşurken kolumun tutulup çekilmesiyle irkilip çekildiğim tarafa baktım tabiki Pars'tan başkası değil.
Gözleri yerlerinden fırlayacak hatta beni ödürecek gibi bakıyordu.
"Ne yapıyorsun bırak kolumu çürüttün artık aynı yeri tutmayı bırak "gerçekten canım felaket yanıyordu.
"Bu ne demek oluyo he ne diye çıkıp gidiyorsun ben bişeyler yolunda gitsin diye uğraşıyorum bu tavrın ne Azra kendine gel" Dedi bağıra bağıra resmen bağırmayı bırak haykırıyor çocuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARS
Teen Fiction"Aşk bana denk gelmez"deyip kekimden ısırdım ve devam ettim "Hem ben keklerim ile mutluyum." Bağdaş kurup iyice yayıldım çimene. Kekimden ısırık aldım ağzımı benim gibi oturan İdil'e doğru açtım. Önce yüzünü buruşturup sonra kekinden yiyip o da beni...