Aşağı indiğimde Mert ve Füsun endişelenmeye başlamış bir halde beni soru yağmuruna tuttular.Cevap olarak cüzdanı bulamayışımı bahane edip konuyu kapatmaya çalıştım.Bu onlara anlatabileceğim bir mevzu değildi.
Aslına bakarsan bu kimseye anlatabileceğim bir mevzu değildi.Ayrıca boşboğaz bir dedikoducudan fazlasıydım ben .
Mert yalanıma hemen kanıp gevezeliğine kaldığı yerden devam ederken, Füsun anlattığımdan fazlası olduğunu sezmiş gibiydi.
Kız içgüdüleri! Onları asla kandıramazsınız!
Yine de üstelemedi ve koluma girerek heyecandan ve sanırım fazla adrenalinden bordo olduğunu tahmin ettiğim yüzüme 'Yemedim dostum.' bakışı atıp,
''Haydi tembel popolar, açlıktan ölüyorum.'' diyerek tempomuzu hızlandırdı.
Mert 'in sabahtan beri öve öve bitiremediği yerin adı gerçekten 'Makarnacı'ydı. Yaptıkları yemeğin adını dükkana vermek..Çok da yaratıcı bir fikir değildi sanki. Dükkan okula birkaç sokak uzakta eski bir apartman dairesinin bodrum katındaydı .
Ahşap tırabzanlardan tutup başımı alçak tavana çarpmamaya çalışarak aşağı indim. Füsunla Mert defalarca gelmiş oldukları için bir çırpıda gidip yerlerine oturmuşlardı bile.
İçerisi sıcak ve havasızdı ya da biraz önce yaşadığım şey yüzünden ben öyle sanıyordum. Mert yanındaki sandalyeyi geri çekip eliyle vurarak oturmamı işaret etti. Ceketimi çıkarıp sandalyenin arkasına astım ve Füsun'un karşısına,Mert'in gösterdiği ahşap sandalyeye oturdum.
Tırabzanlar gibi dekorda tamamen ahşaptandı ve maalesef yapış yapıştı. İçeride hepi topu 8 masa vardı ve öğle arası liselilere hizmet verdiği çok açıktı. Şimdiden çoğu dolmuş masalardaki yüzlerin çoğu tanıdıktı.
Yüzümü ekşitmemeye gayret ederek ''Çok şirinmiş.' dedim. Yeni arkadaşlarım yemek konusunda ne kadar huysuz ve seçici olduğumu henüz bilmiyorlardı ve burayı sevmemi istedikleri belliydi. Füsun bu kez inanmış olmalı ki gülümsedi.
'' Daha yemekleri tatmadın, asıl bomba orada .''
''Aynen kanka,kıymalıdan bir dene dibin düşecek .'diye onayladı Mert.
Füsun Mert' e bakıp:
''Oğlumm,mal mısın?, dedi hiç de kibar olmayan bir tonla. 'Kız selam verdiğine pişman olacak,daha yeni açıldı ,sen hemen kanka modu. Korkutup kaçıracaksın bu gidişle.''
Füsun hislerime ayna olmuştu. Tamam ikisini de sevmiştim (özellikle Füsun'u) ama; bu kadar kısa sürede bu kadar yakın olmak,yanlış değilse de gereksiz geliyordu. Güven sorunum yoktu insanlara ama bunu hayatıma sokacağım insanları iyi seçmeme borçluydum.
Özellikle kızların ne kadar acımasız olabileceklerine, kendimde değil ama başkalarında çok şahit olmuştum. Kanka,dost kafasıyla yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen kızların birbirlerinin sevgilisini çalması ya da bir yere, öbürünü davet etmeyip bir üçüncü arkadaşla gitmesi gibi daha basit sebeplerden kavga edip bir günde düşman olmalarını çok görmüştüm.
Sınıf ortasında yolunan saçlar,ağız dolusu küfürler,karşıklı O.. suçlamaları ve en nihayetinde birinin bayılması. Ardından birbirlerine ait tüm sırlar sınıfın dilinde olurdu.
Füsun'a göz kırparak teşekkür edip,'Ee ,neli makarna alıyoruz?'diyerek konuyu kapattım.
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERi(Kitap Oldu)
Teen FictionSAVAŞ TANRISIYLA OYUN OYNAYAN KÜÇÜK KIZIN HİKAYESİ...(romantizm) *6 Kasım 2016 1 milyon okunma sayisi! İntikam isteyen iki kişilik bir mezar kazsın.(Konfiçyüs) Geriye dönüp hatırladığım ilk şeyi sorsalar oyun derdim. Kimi zaman t...