SERSERi(Kitap Oldu)

10-ATEŞLE OYNAMA

     Annem elinde fırın eldiveniyle kapıyı açtı ve beni görünce ufak bir çığlık eşliğinde arka arkaya bir sürü endişe cümlesi sıraladı.

Başka zaman olsa onu rahatlatır ve merak etmemesini söylerdim ama bugün şımarık tarafım sahnedeydi. Her anlamda zor bir gün geçirmiştim ve biraz anne evhamı tam da aradığım şeydi.

    Ben banyoya girerken o hızla mutfağa koşup metalik klik sesinden piştiğini düşündüğüm yemeği fırından çıkardı. Öğlen o kadar büyük bir porsiyon yemiştim ki akşamı es geçeceğimi düşünmüştüm ama burnuma kadar gelen baharatlı patates ve tavuk kokuları iştahımı açmıştı.

    Islak kıyafetlerimi çıkarıp kirli sepetine gelişigüzel fırlattım. Suyu sonuna kadar açıp dolmasını beklemeden küvete girdim.

Tanrım zemin soğukmuş!

     Sıcak su yavaş yavaş yukarı yükselirken kasılmış vücudumda rahatlamaya başladı. Kenarda duran köpük ve yasemin kokulu duş jelinden suya boşaltıp bu gün yaşadıklarımı düşündüm. Ne kadar da yoğundu! Önce beni şimdiden kanka ilan etmiş iki arkadaş sonra da Ares...

    Anagramı çözerse beni arayacağını söylemişti. Telefon numaram bildiğim kadarıyla sadece Füsun'da vardı. Birbirlerine her şeyi söylediklerini düşünürsek birde Mert'de...Onları arayıp sormazdı herhalde. Zaten ikisi de vermezdi buna eminim. Yine de Füsun'a küçük bir uyarı mesajı atsam iyi olacaktı.

     O küçük serserinin façasını bozacak olmak hoşuma gitti. Elimle küçük baloncuklar yapıp üflerken iyice gevşemiş ve neşelenmiştim. Bir ara kafamı iyice dolmuş olan küvetin içine soktum ve hep yaptığım gibi saymaya başladım. Küçükken başlattığım bu oyunda her defasında nefesimi daha uzun tutmaya çalışıyordum.

1misisipi

2 misisipi

3 misisipi.

.

.

.

42 misisipi..

Banyo kapısının ısrarlı çalınışıyla gürültüyle sudan çıkıp 'Efendim?' dedim.

'Sera, yine mi kafanı suya gömdün?'

'Anne Allah aşkına gözlerin duvarların ötesini mi görüyor senin?'

    Gülümsediğini tahmin edebiliyordum. Annem yüzümdeki ufacık bir seğirmeden bile ne düşündüğümü anında görebilirdi. Tüm alışkanlıklarımı, yaptıklarımı ve hatta yapacaklarımı ezbere bilirdi.

    Küçükken onun gerçek bir medyum olduğuna inanmıştım. Hilesi ise basitti. Çalışan bir anne olmasına rağmen ihtiyacım olduğu her an yanımdaydı ve beni çok seviyordu. Onunla her şeyi konuşabilirdim.

Ares'i de anlatacak mısın?

    İç sesimin küçük iğnelemesini duymazdan gelip annemin uyarısıyla küvetten çıktım. Pembe bornozu sırtıma geçirip buharla kaplanmış aynada elimle kendimi görebileceğim kadar bir alanı sildim. Yanaklarım şimdi de sıcaktan kırmızıydı.

    Odama geçip kurulandım ve üzerime babamın muhtemelen annemin tavsiyesiyle doğum günümde aldığı polar eşofmanlarımı geçirdim. Peluş ayıya sarılmak gibi hissettiren bu kıyafetlerimi seviyordum.

    Saçlarımı küçük bir havluda toplayıp salona geçtiğimde babam da gelmişti. Alışkanlık edindiği üzere gazetesini okuyordu.

'Baba, haberleri internetten bedava okuyabildiğini biliyorsun değil mi?