SEVGİLİ OKUYUCU,Bu bölüm ,Ares odaklı bir bölüm.Onun ,kitabın başından beri bahsetmediğimiz ailesi ve kişiliğine yansıyan tavırlarının sebebini aktarmaya çalışacağım.Hüzün olmadan Serseri olunamaz demişti biri bana.Biraz hüzün göreceksin,çok değil ama..Sona doğru gülebilirsiniz bile hatta.Umarım seversiniz gardını indirmiş Ares'i.Zira çok sık rastlamayacaksınız bu çözülmelere.Keyifli okumalar...Vote atmayı unutmayın lütfen.Sevgiler.
Sesi üzgün gibi gelmiyordu.Acı çekiyormuş gibi de değildi ..Daha çok kaybolmuş gibiydi.Donuk tek düze bir sesle mırıldar gibi konuşuyordu.Vazgeçeceğinden korkarak nefes dahi almıyordum.Gözlerini diktiği hayali noktaya bakarak usul usul anlattı.
"11 yaşındaydım.Şile ailecek çok sevdiğimiz bir yerdi.Babam bana yüzmeyi bu sahilde öğretti. Her yaz bir ev tutup günlerce kalıyorduk.Annem burada daha güler yüzlü oluyordu.Babam daha ilgili.Abim daha az sinirli."
"Abin olduğunu bilmiyordum."dedim neredeyse fısıldayarak.
"Birbirimizin hakkında bilmediğimiz çok şey var Sera,öğreneceğiz."
"Tuhaf geleceğini biliyorum ama seni yıllardır tanıyor gibiyim."dedim aynı fısıltıyla.
Hava artık kararmış ve ormanda gece mesaisine başlamış tüm börtü böcek, kuşlar ninniye benzer rahatlatıcı bir ezgi ile biz buradayız diyordu.Söylediğim şey hoşuna gitmişti.Donuk ,hissiz yüzü bir anlığına aydınlandı.Onun üzerinde böyle etkili olmak beni mutlu etti. Yine de, bir gün sınırını bilmediğim gücümü sınamak mecburiyetinde kalmamayı diledim.
"Biliyorum."dedi."Sanırım bu hisler aynı anda başlıyor,tuhaf aşık alametleri."
"Gerçeküstü bir şeyden bahsediyor gibisin."
"Gerçeküstü zaten.Değil mi?"
"Sadece bir hafta önce seninle konuşmadığımı hesap edecek olursak evet."diye cevapladım sorusunu.
Tavşan deliği gerçekti,masaldan ibaret değil.Hayatıma dahil olduğu andan itibaren dokunduğum her şey sihirle bezenmişti.
Omzuma sarılı kolunu daha da daraltıp beni iyice kendine bastırdı.Kabuk tutmuş bir yarayı açmıştı ve tıpkı bende de olduğu gibi temasım ona iyi geliyordu.Konuşmanın kısmen daha hafif ilerleyeceğini umduğum bu küçük aradan sonra onu yüreklendirmek için,
"Sonra ne oldu?"dedim."O yaz rüya gibiydi."dedi."Babam sabahtan balığa çıkıyor,abim arkadaşlarıyla gün boyu yüzüyor,patikalarda keşfe çıkıyor,dönüşte bana yolda gördüğü ilginç şeyleri anlatıyordu.Annem her zamankinden daha güzel görünüyordu."
Annesinden bahsedince duraksadı.Aralarında özel bir ilişki olmalıydı.
"O çok güzel bir kadındı Sera,senin gibi." diyerek düşüncemi teyit etmiş oldu.
Beni beğeniyor olmasını sevsem de hüzünle bağdaştırması hoşuma gitmedi.Kafamdan geçenleri anlamış gibi,
"Yanlış anlama,ona fiziksel olarak benzemiyorsun,aslına bakarsan hiç bir anlamada benzemiyorsun.Çok güzel olman haricinde..."
Ağzımdan çıkan herhangi bir kelimenin bile gereksiz olduğu durumlardandı. Susarak devam etmesini bekledim.
"Mutluluk bulaşıcıdır Sera.Ben ,beni eğlendiren özel bir şey yapmasam da onları görerek mutlu olabiliyordum."
Anlattıkları ruhunu yoruyordu,fark edebiliyordum.Yine de devam etmesini istedim.Kalbine giden kilitli onlarca kapı vardı.Ve hepsini de açmadıkça gerçekten ona sahip olamayacağımı biliyordum.Bencilce olduğunun farkındaydım yine de durmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERi(Kitap Oldu)
Teen FictionSAVAŞ TANRISIYLA OYUN OYNAYAN KÜÇÜK KIZIN HİKAYESİ...(romantizm) *6 Kasım 2016 1 milyon okunma sayisi! İntikam isteyen iki kişilik bir mezar kazsın.(Konfiçyüs) Geriye dönüp hatırladığım ilk şeyi sorsalar oyun derdim. Kimi zaman t...