18-NEREYE GİDİYORUZ?

25.7K 2.6K 169
                                    

Merdivenlerden aşağı uçarcasına indik. Sabah mahmurluğunu atamamış beynimden bacaklarıma giden komutlar silsilesi, beynim gibi yarı uyur bacak kaslarımı zorluyordu. Sarsak adımlarla elimi tutan Ares'e ayak uydurmaya çalıştım.

Neden koşuyoruz ki?

İç ses de bize katıldığına göre artık tamamız demekti.

"Hey!" dedim, Acelemiz mi var? Sabahın körü zaten.''

Serserim cevap vermek yerine gülümsedi. Temposunu düşürse de durmadı. Sımsıkı tuttuğu soğuk ellerini gevşetmeden beni çekiştirmeye devam etti. Apartmanın kapısını açıp dışarı çıktığımızda yüzüme sabahın iç titreten ayazı vurdu.

10 dakika önce sıcak yatağımdaydım.

Bedenim havaya, suya düşmüş tekir kedi gibi kabararak tepki verdiğinde Ares, beni sokağın arkasına doğru sürüklemeye devam ediyordu.

"Nereye gidiyoruz? Heyyy, sana sesleniyorum.Umarım sıcak bir yerdir. Beni duyuyor musun?"

Bir müddet daha yarı koşar yarı yürür halde ilerlerken soğuğu gören burnum akmaya başlamıştı bile. Dünkü sümük muhabbetini hatırlayıp utanç verici bir an yaşanmamak için elimi montun cebine attım. Dünden istiflediğim kağıt mendil demetinden birini çekip burnumu hırpalarken Ares'e ardı ardına, birbirinin aşağı yukarı aynısı bir sürü soru sordum.

"Sana daha önce çok soru sorduğunu söylediler mi?" dedi aniden durarak.K aşları saçına kadar havaya kalmış alaycı gözlerle bana bakarken doğru cevabı hatırlamak güçtü.

Tam annemle babamın ,beni rasyonel düşünmeye alıştıran makul insanlar olduğunu söyleyecektim ki iç ses uyardı.

Gerçek bir soru değil şapşal.

Ağzımı son anda kapatsam da yüzümde donan mimiklerim beni ele vermişti bile. Ares koşarken gözlerimin önüne kadar inen beremi eski yerine çekip tebessüm etti.

"İşte geldik meraklı güzel."

Eliyle işaret ettiği yerde gördüğüm şey dünkü yağmurun şiddetiyle sırılsıklam olmuş ahşap bir banktı.

"Nasıl yani? Beni bankta oturmak için mi dışarı çıkardın?"

Dudakları joker gibi kulaklarına çekilirken,

"Elbette hayır Sera, işaret ettiğim şey o değildi." dedi.

Neyi gözden kaçırdığımı anlamadan tekrar işaret ettiği yere baktım.Islak bank, yanında sokak hayvanları için bırakılmış ekmek kırıntıları bir de motor...

Motor mu?.

"Kastettiğin şey bu mu? Motor mu?"

"Evet. Annenin görmesini istemediğim için apartmandan görülemeyecek bir yere park ettim.

"İyi ama senin ehliyetin var mı?"

" 17 yaşındayım Sera."

"Ehliyetsiz motor mu kullanıyorsun?"

Cevap vermek yerine omuz silkti.Modeli ya da yaşından hiç bir şey anlamadığım makineye baktım. Sanki yardımı olacak gibi elimi nemli gövdenin üzerinde gezdirip ,

"Bunu kullanmayı biliyorsun değil mi?," dedim

"Elbette Sera,ben iyi bir pilotum.Şimdi izninle şok geçirmen bittiyse gidebilir miyiz?"

Hayır Sera,bunun için ceza alabilirsin.

Elime motorun arkasında bulunan kasklardan birini verip beni yüreklendirdi.

SERSERi(Kitap Oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin