O hayatın acı kurbanlarındandı. Ailesinin ölüsünü gören yalanlarla yaşayan bir kız. Masumdu o. Saftı. Taki günü gelene kadar. Ashley wıllıams. Bumuydu o? Hayatı ona karanlığa yavaş yavaş sürüklerken bir yabancıya aşık oldu.
Mıchael costa. Hayat he...
Erıce son bir kez baktıktan sonra derin bir nefes aldım. Ruh emiciydim ben. Histerik bir kahkaha attım. "Şaka gibi ya!!" Dedim kendi kendime. İfadesizliğe bürünüp depodan çıktım. İçimdeki öfke gitmiyordu işte. Canı yansın istiyordum daha çok canı yansın. Telefonumu alıp erıcaya mesaj attım. -***daki depoda ruhsuz bir beden yatıyor belki erıctır ha? Yazdım ve gönderdim. Daha sonra boş duvara baktım. Cebimdeki kırmızı kalemi alıp duvarın üzerine "I WANT TO PLAY GAME!!" yazdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Daha sonra ormandan ayrıldım. Hemen eve gitmeliydim. Ara sokaklarda koşarken mıchaeli düşünüyordum. Ne zaman uyanacaktı? Bu soru betnimde dönüp duruyordu. Aniden sert bir cisme çarptığımda kendime geldim.
Yada yürüyen kum torbası demeliyim...
"Önüne baksana lan!!" Diye bağırdım. Evet öfkemi kusabilirim artık. "Bana çarpan sendin" dedi. Evet çarpan bendim. Ama bu umurumdamı. Aslında hayır "Çekil önümden" dedim ve onu ittim. Tam gidiyordumki kolumu tuttu. "Ben ediz" ona döndüm ve kolumu sertçe çektim. "Sormadım" dedim buz gibi bir sesle ve yeniden yürümeye başladım. "Senin?" Diye bağırdı arkamdan "ashley şimdi kes sesini!!" Diye bağırdım ve koşmaya başladım. İki saniye sonra evin önündeydim. Kapıyı çaldım. Ve beklemeye başladım. Kapıyı hizmetli açtı. "Kimsiniz?" Diye sordu "çekil önümden" dedim. Onu takmayıp içeri girdim. "Mıchael?" Diye sordum çaresizce. Salondakilerin gözü bendeydi. "Daha uyanmadı" dedi dany. "Hallettinmi?" Diye devam etti. "Tabiki" dedim ruhsuzca. Daha sonra mıchaelin odasına çıktım. Hala bir değişim yoktu. O kadar istedimki şimdi kalkmasını bana sarılmasını. "Mıchael" dedim fısıltıyla. Sesim kısık çıkıyordu karşısında kendimde güç bulamıyordum. "Hadi uyan artık bak intikamınıda aldım. Uyansan bana sarılsan şuan o kadar güzel olurki" dedim ve yanına uzandım kafamı omzuma koyup uykuya daldım...
ERICA: (sövebilirsiniz)
Tuttuğum adam işini halletmişti. Mıchaelin işini bitirmişti. Çok mutluydum. Sırıttım. Giyinip aşağı indim. Annem yine hizmetliye bağırıyor babamsa onları izliyordu. Nedense ashley varken değişiyorlar. Aman banane. Bugün kafama takamayacak kadar mutluyum. Hem erıclede buluşucam. Hızlıca okula gittim. Dinlemediğim iki dersin sonunda dışarı çıktım ve onun sesini duydum. "Erıca!!!!!" Herkes dahil bende ona döndüm. Ashley bitkin bir halde bana bakıyordu. Gülümsememi yüzüme yaydım. Hışımla yanıma gelip tüm gücüyle boğazımı sıktı. Cebimdeki çakıyı alıp karnıma sapladı "Böylemi sapladın lan bıçağı!!" Diye bağırdı. Nefesim kesiliyordu. Birden onun üzerimden çekilmesiyle erıce baktım. Hemen yanıma geldi. "iyimisin sevgilim" dedi. Ashleye öfkeyle baktım. "Canını yakıcam erıca yanındakileri alıcam elinden her saniye acı çekiceksin tıpkı benim çektiğim gibi. Acı çekeceksin! Hayatını mahvedicem senin! Herkesi alıcam elinden duydunmu erıca!! Acı çekiceksin!!!" Diye bağırdı. Kahkaha attım. Sonra hala bıçak olan karnım yüzünden yüzümü buruşturdum. "Erıc gidelim burdan" dedim erıce. Ashley Hızlıca yanıma gelip bıçağı sertçe çekti. Gelen acıyla çığlık attım. Bunu duymasıyla erıc onu itti. "Ne yapıyorsun sen?!" Diye bağırdı. Histerik bir kahkaha attı. "Her canının acıdığında bilki bunu. Ben yaptım ve sana bir tavsiye bana acıma çünkü ben sana acımayacağım" dedi. Gözlerime bakarak. Ve yavaş adımlarla dışarıya doğru yürüdü. Her kesin gözü ondaydı. Gökyüzüne baktı ve bağırdı. "Yanındakilere dikkat et erıca!!" Hızlıca okuldan çıktı bu sefer. Bense canımın acısıyla yeniden yüzümü buruşturdum. Erıc bebi tutup revire getirdi. Revirdeki kız tip tip vakıyordu erıce. "Tip tip bakmayı kes ve dön önüne" diye çıkıştım. Kız hemen döndü işini bitirdi ve çıktı. Erıc yoktu. İşi olduğunu düşünüp umursamadım bende. Hızlıca eve gidip koltuğa uzandım. Annem zihnimi okuduğu için sormadı zaten. Çalan telefonuma baktığımda ashley yazısını gördüm. Sırıttım. Sinirlidir şimdi o kıyamam. Telefonu açtım ve ne zırvalıycaksa onu dinlemeye başladım. Konuşmadığı için söze ben girdim. -alo ash ne oldu? Yoksa mıchael uyanmadımı? -kes sesini!!! -hahaha bende birazdan erıcle buluşacağım -erıc şuan benim misafirim -ne diyorsun ash sen? Buna inanacağımını sandın ona hiçbirşey yapamazsın Erıcın acı içinde inlemesini duyduğumda bağırdım. -mıchael ölücek hatta belki ölmüştür uyanıcağınımı sanıyorsun!! Arkadann erıcın sesi geliyordu. "Erıca haklı senin gibi biri aşkından olucak" Daha sonra kısa bir sessizlik oluştu. Sessizlik bitimindeyse erıcın bağırışları. Sesler kesildiğinde bağırdım. -erıc!! -erıc artık yok. Ruhu artık benim ve sen erıca benden kork çünkü erıc sadece bir başlangıçtı Dedi ve telefonu kapattı. O erıcın ruhunu emmişti. "Ashley!!" Diye bağırıp sinirle koltuktan kalktım. Annemin bakışları beni bulmuştu. Sinirden kuduruyordum şuan gidip mıchaeli tamamen öldürebilirdim. Ama sakin olmalıydım. Acı çekmeliydi. Tekefonuma gelen sesle mesaja baktım. -***daki depoda ruhsuz bir beden yatıyor belki erıctir ha? O, o birde benimle dalga geçiyor. Hızlıca adrese gittim. Kapıya tekme atıp açtım. Erıc sandalyeye bağlanmış cansız bir şekilde duruyordu önümde. "Erıc" dedim fısıltıyla. "Aldı seni elimden" diye devam ettim. "Ama bunu ödeyecek" dedim ve depodan çıktım. Gözümdeki yaşları geri itip yanımdaki duvarda yazan yazıyı okudum.
"I WANT TO PLAY GAME!!"
Oyunmu istiyordu. Ona verecektim. Eve geri gittim. Kapıyı çarpıp salona girdim. Girmemle donmam bir oldu. Ashley tam önümde koltuklardan birinde oturuyordu. Ayağa kalktı. "Erıc yokmu?" Dedi. İkimizde birbirimize öfkeyle bakıyorduk. "Onu öldürdün" dedim kelimelere basa basa. "Mıchaelde yatıyor şuan" dediğinde güldüm. "Uyanmıyor hala!! Bana duyduğun nefreti ona kustun!! Korkuyomuydun yoksa?! Bak karşındayım!! Ben korkmadan sapladım karnındaki bıçağı sana!! Sen yapabilirmisin ha?!" Diye bağırdı. "Uyanmayacakta zaten!! Acı çekeceksin!! Her gün dahada öleceksin!! Yanından alacağım herkesi!! Tıpkı mıchael gibi" dedim bende. Elini karnıma getirdiğinde inledim. "Ben sana bunu yaparken tereddüt etmedim. Benden neden nefret ettiğini bilmesemde sana yemin ederim sende bana saf nefreti verdin. Ve sana son bir söz başın sağolsun" dedi omzuma çarpıp gitti. Oyun şimdi başlıyordu. Tamda ashleyin dediği gibi. "I WANT TO PLAY GAME"
