ANKARA'YA SEVK

32 1 0
                                    


Abdullah şoför koridora çıkınca acil servis doktorlarıyla ilin sağlık idarecilerini ayaküstü konuşurlarken gördü. İl Sağlık Müdürü ve 112 Başhekimi birlikte gelmişlerdi hastaneye. Biran yanlarına vararak eski amirlerinin suratlarını dağıtmayı düşündü. Ne de olsa hakkını aradığı için suçsuz yere idarenin adamları tarafından oyuna getirilip Mustafa'nın memleketine sürülmüştü. Yine aynı idarece yaşatılan sıkıntılar sonucu psikolojisi bozulan eski mesai arkadaşı ise birkaç adım gerisinde hayatta kalma mücadelesi veriyordu.

"Sakin olup, akıllıca hareket etmeliyim" dedi kendi kendine. Şoför Abdullah ne kadar 'sakin olayım' diye düşünse de sinirden kasılan vücut kasları kendisini ele veriyordu. O ara İl Sağlık Müdürü karşısında öfke dolu gözlerle kendilerini izleyen şoförü gördü. Biran Abdullah'la yan yana gelmekten kaçınarak Acil Servis koridorundan hızla uzaklaşmayı düşünse de bunun için artık çok geç olduğunun farkındaydı. Abdullah'ın sinirlendiği zamanlarda gözünün hiçbir şeyi görmediğini pire için yorgan yakan tipte bir insan olduğunu defalarca kez işitmişti. Hatta bir seferinde ilçedeki doktora ve Şoför Sıddık'a silah çektiği bilgisi kendisine verilmişti. Aslında olay şu şekilde gerçekleşmişti.

İlçede görevli olan aile hekimi ve hemşiresi Duygu Hanım insanlara, haftada bir gün köylerdeki hastalara gittiklerini söylüyorlar fakat köylere gitmedikleri gibi o günü akşama kadar evde yatarak geçiyorlardı. Bunu bilen Abdullah şoför bu kişileri Sağlık Bakanlığına şikayet etmiş ve bu kişiler soruşturma geçirse de İl Sağlık Müdürü olayları kapatmıştı. Olayın üzerinin örtülmesi bir yana üstüne üstlük bir de şoföre ceza vermişlerdi.

Bu sebeple doktor ve hemşire kendilerini şikayet ettiği için şoföre kin güdüyor intikam alacakları günü iple çekiyorlardı.

Şoför Abdullah daha önce yeni gelen ambulans lastiklerini değiştirip satmaya çalışan şoför Sıddık'a da mani olduğundan doktor ve Sıddık birlikte şoför Abdullah'a karşı tuzak kurmuşlardı.

Şoför Abdullah'ın nöbetçi olduğu bir gün mesai bitimine yakın şoför Sıddık aynı işi yaptığı arkadaşı Abdullah'ın yanına gelere,k kendisinin birkaç gün rapor alacağını bildirmiş ve Abdullah'ın yerine o gün kendisinin nöbeti tutacağını sözlü bir şekilde söyleyerek Abdullah'ı eve göndermişti. Abdullah şoför de o gün nöbeti Sıddık tutacağından eve geçip alkol almaya başlamış o esnada köyün birinde acil hasta çıkınca Mustafa'da nöbet listesinde Abdullah'ın ismini gördüğünden yan lojmanda oturan Abdullah'ın evine giderek ambulansı çalıştırmasını istemiştir. O esnada Abdullah'ın zil zurna sarhoş olduğunu gören doktor ve Mustafa olay hakkında tutanak tutarak şoför Sıddık'la hastayı almaya gitmişlerdi. Abdullah şoför her ne kadar nöbeti değiştirdiklerini dile getirse de nöbet değiştirdiklerine dair elinde bir evrak olmadığından bir anda kendini büyük bir tezgahın içinde bulmuştu. Hastayı hastaneye bırakıp döndükten sonra da doktor, şoför Sıddık'a hemen aynı günden başlamak üzere 5 günlük sahte bir rapor vermiş ve "Abdullah şoför ilçede tek şoför olduğunu bildiği halde alkol alıyor" diyerek sürdürmek istemişti.

Ertesi gün yine Abdullah'ın evinin önünde konu tekrar açılmış ve hakkında iftira atıldığını söyleyen şoför daha fazla dayanamayarak eve girip silahını üzerine alıp tekrardan dışarı çıkarak doktor ve şoför Sıddık'ın üzerine yürümüş Abdullah şoförü araya giren komşular zar zor yatıştırmıştı.

Müdürün gözleri son bir defa güvenlikçi görmek ümidiyle Acil Servis'in koridorlarını taramış kimseyi göremeyince mecburiyetten Abdullah'la konuşma gereği duymuştu. Zoraki bir gülümseme ile şoföre dönerek

"Ooo Abdullah hoş geldin" dedi ve tokalaşmak üzere korkudan soğuk soğuk terlemeye başlayan elini uzattı.

Şoför ise henüz ne yapacağını ne diyeceğini düşünmemişti. Mustafa'nın başına gelenlerin arkasında müdür ve ekibinin olduğunu düşünüyor, düşünceleri konusunda onları uyandırmak istemiyordu. Kendisine müdür tarafından uzatılan ince uzun parmaklı eli sıkıca tutarak:

" Müdürüm ne zamandır beri hastaneye kaldırılan personelleri ziyaret ediyorsunuz? Daha önce hiç böyle bir şey işitmemiştik" dedi ve kimsenin konuşmasına izin vermeden devamla " Saygı değer Başhekimimiz de zahmet edip buraya kadar teşrif etmişler" dedi. Müdür ve Başhekim bu sözler karşısında ne söyleyeceklerini bilemediler. Abdullah şoför Acil Servis doktorlarının yanında şimdiden kendilerini sözlü olarak taciz etmeye başlamıştı. Oradan hemen uzaklaşmak istiyorlar fakat bunu nasıl yapacaklarına dair bir fikir yürütemiyorlardı. İşte bulundukları kötü atmosferden kendilerini kurtaran, Mustafa'nın cep telefonunu Acil Polisi'nden almak için hastaneye gelen Olay Yeri İnceleme ekipleri olmuştu. Mustafa'nın sağlık durumuna dair Acil Servis Doktorlarından bilgi almak için içerisinde idarecilerin de bulunduğu kalabalığa doğru yaklaştılar. Polisleri gören Başhekim ve Sağlık Müdürü'nün üzerinden sanki ağır bir yük kalkmıştı.

Mustafa'nın kardeşine abisinin kalp krizi geçirdiğini söyleyen Acil Polis'i tekrardan kardeşini arayarak, Mustafa'nın Ankara'da sevk edildiği hastanenin ismini vererek, oraya gitmeleri konusunda kendilerini tekrardan yönlendirdi.

İdarecilerin Abdullah'ın yanından ayrılması sonucu şoför ne yapması gerektiğine dair gelgitler yaşıyordu. Mustafa'yla birlikte ambulansla Ankara'ya mı gitmeliydi, yoksa biran önce Çeşmebaşı İlçesi'ne giderek olayları mı araştırmalıydı? Abdullah hastanenin bahçesine çıkarak buz mavisi gömleğinin cebinden sigara paketini çıkararak sigarasını yaktı.

Çeşmebaşı Emniyeti Asayiş Bürosu ise olay üzerinde çalışmaya başlamıştı. İlk olarak Mustafa'nın arkadaşlarından aldıkları ifadeleri dikkatli bir şekilde okuyarak olay hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmaya çalıştılar.

Olay günü Mustafa'nın evine giden tek kişi kapı komşusu Sezgin'di. Zaten Sezgin de polise verdiği ifade de Mustafa'nın evine gittiğini kabul ediyor, orada iki bira içtikten sonra arkadaşına serum takıp evden ayrıldığını belirtiyordu. Eğer olay bir intihar değilse de o an için eldeki tek şüpheli Sezgin'di. Asayiş Büro ekibinin aslında aynı gece sadece ifadeleri incelemekten başka yapabilecekleri fazla bir şey yoktu. Olay Yeri İnceleme ekibinin çalışmalarının sonucunu bekleyecekler ve bu raporlar doğrultusunda olayın intihar mı yoksa cinayet teşebbüsü mü olduğunu anlayacaklardı.

Sağlık Ocağı'nda aralarında olayı konuşmaya devam eden sağlıkçılar Mustafa'nın kalbinin tekrardan çalıştığını öğrenince sevinip sevinmeme arasında ikileme düştüler. Doktor Alper "en azından Mustafa ifade verip gerçeği anlattığında biz de hakkımızda yapılan suizandan kurtuluruz" dedi. Bir süre daha oturduktan sonra Sağlık Ocağı'ndan ayrılarak evlerine geçtiler.

Mustafa'yı Ankara'ya götürecek ambulans hastane bahçesinde görüldü. Yeniden Canlandırma Odası'ndan ambulansın sedyesine alınan Mustafa ambulansa taşındı. Ambulansın arka kabinine bir doktor ve Acil Tıp Teknikeri, ön tarafına ise başka bir sağlık personeli ve Abdullah bindi ve ambulans Ankara'ya gitmek üzere Acil Servis önünden hareket etti.

/

Aşk Ve CellatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin