*Emma'nın ağzından*
Harry'yle barışalı uzun zaman oldu. Onu affetmemek elde değil. Yaptığı sürpriz o kadar, o kadar güzeldi ki. Her gün kendimi onu düşünüp sırıtmaktan alıkoyamıyorum. Bu yüzden okulda sürekli insanların garip bakışlarına maruz kalıyorum. Ama umrumda değil. Gerçek anlamda umrumda değil. O benim hem en yakın arkadaşım hem sevgilim hem ilk aşkım hem son. Onu unutmak, onu düşünmeden yaşamak mümkün değil. Birini gerçekten severseniz bunu hissedebilirsiniz. Ve birini gerçekten severseniz onun doğru insan olduğuna inanmak istersiniz. Ben inanıyorum. Tüm kalbimle Harry'ye inanıyorum. Ve ondan eminim. Tüm varlığımla.
Geçtiğimiz iki hafta ikimiz de çok yoğunduk. Ben sınavlarımla cebelleşirken o konserden konsere koşuyordu. İkimiz içinde yorucu geçen bir süreçti ama ilişkimiz böyle bir dönemde bile yıpranmadı.
Beni en çok endişelendiren şey hayranlardan gelen tepkilerdi. Ama onlar benim doğru kişi olduğumu düşünüyorlar, Harry için en doğrusu olduğumu. Mutlu muyum? Evet, kesinlikle.
**
"Ne zaman kurtulucaz şu sınavlardan bilmiyorum"
"Ben kurtulabileceğimizi sanmıyorum"
"Of ben de. Bugün çıkışta bir şeyler yapalım mı?"
"Olur. Ama Harry'yi aramalıyım eğer tek boş günü bugünse onunla geçirmeliyim. Bana kızmazsın değil mi?!"
"Tabii ki hayır. Saçmalama. Siz ikiniz, beraber çok iyisiniz" İşte Bridgit'i bu yüzden seviyorum. Dayanamayıp ona sarıldım.
"Sen gerçekten çok iyi bir arkadaşsın"
"Saçmalama sizi desteklemek beni iyi bir arkadaş yapmaz bu herkesin yapması gereken şey çünkü siz çok iyisiniz" Birbirimizden ayrıldık ve ben açmaya müsait olması için dua ederek Harry'yi aradım.
"Sevgilim nasılsın?"
"Ah Em kim olduğunu görmeden açtım ve sen olduğun için çok sevindim. Üzgünüm canım çok yoğunum arayamadım seni"
"Önemli değil. Şey, Bridgit çıkışta bir şeyler yapmak istedi. Ama senin tek boş günün bugünse sana ayırim diye sormak istedim. Durum ne?"
"Sevgilim inan bugünü seninle geçirmeyi her şeyden çok isterim ama ne yazık ki çok yoğunuz. Stüdyodan ayrılmam neredeyse imkansız. Ama stüdyodan çıkınca sana uğrarım saat ne kadar geç olursa olsun. Hem anneni de görmüş olurum."
"Tamam sevgilim evde görüşürüz"
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Haberi vermek için Bridgit'in yanına gittim.
"Ee Brid nereye gidiyoruz?" Dedim gülerek.
"Alışverişe çıkarız istersen. Bu arada Harry'nin yoğun olmasına üzüldüm."
"Önemli değil. Stüdyodan çıkışta bize gelicek o zaman görüşebilicez."
"Sevindim o zaman. Em son ders fransızca ve hoca yok çıkalım mı?"
"Tamam canım hadi çıkalım."
Dolaplarımıza gidip çantalarımızı aldık ve okuldan çıktık. Uzun uzun dükkanları dolaştık. Sonra acıktığımızı fark edip bir kafeye oturduk. Siparişlerimizi verdik ve sohbet etmeye başladık. Tam siparişlerimiz gelmişti ki telefonum çaldı. Zayn.
"Zayn?"
"Ee Em nasılsın?" Sesinde panik mi var?!
"İyiyim sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Love Was Strong
FanfictionBirbirlerine çocukluklarından beri aşık iki genç.. Katıldığı bir yarışmadan sonra hayatı değişen ama duyguları değişmeyen dünyaca ünlü bir yıldız.. Karşılaştıkları engeller, itirafsızlıklar.. Küçük yakınlaşmalarla umut bulan iki kalp.. İşte Harry v...
