Tam dolabın kapağını kapatıp aşağı inmeye karar vermişken biri beni tutup duvara yapıştırdı. Tahmin edin kim. Evet, Harry. O kadar yakındık ki nefesini yüzümde hissediyordum. Kaçmamam için bileklerimi sıkıca tutup duvara bastırıyordu.
"Harry bırak beni napıyosun"
"Bırak dedim canım yanıyor"
"Beni tanıştırman gerekenler var di mi Emma"
Şimdi neden bahsettiğini anlamıştım. Ama pes etmek yok. Ondan asla özür dilemem. Ayrıca özür dilemesi gereken taraf da o.
"Sana. Beni. Bırak. Dedim"
Ben onu beni bırakması için ikna etmeye çalışırken bana daha da yaklaştı. Dudakları dudaklarıma sürtünüyordu. Hayır kesinlikle tahrik olmadım. Hatta rahatsız oldum. Fazlasıyla.
"Harry bırak beni. Çabuk"
"Üzgünüm ama seni bir süre bırakmaya niyetim yok prenses" dedi.
Dudakları konumunu koruyordu. Parmak uçları yanağımı okşuyordu. Ve işte hayatımı kurtaran ses
"Harry, nerdesin"
"Sanırım gitmen gerek" deyip onu üzerimden ittim ve ona bir kere bile bakmadan elime bir dergi alıp koltuğa oturdum. Yan gözle görebildiğim kadarıyla bana sinirli bir bakış atmışç sonra da çıkıp gitmişti. Kurtulmuştum. Bugünlük!
![](https://img.wattpad.com/cover/6758903-288-k111735.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Love Was Strong
أدب الهواةBirbirlerine çocukluklarından beri aşık iki genç.. Katıldığı bir yarışmadan sonra hayatı değişen ama duyguları değişmeyen dünyaca ünlü bir yıldız.. Karşılaştıkları engeller, itirafsızlıklar.. Küçük yakınlaşmalarla umut bulan iki kalp.. İşte Harry v...