Mesajı görünce elimdeki telefonu yere bıraktım. Titriyordum.
Boynumu, soğuk mermere yasladım. Kahretsin! Ben ne yapmıştım böyle? Nasıl bu hataya düştüm, bir türlü aklım almıyor. Bu kadar aptal olmamalıydım. Şimdi ne bok yiyeceğim? Bu durumu Zayn'e nasıl açıklayacağım, bilmiyorum.
Korkudan titreyen ellerimle yüzümü kapatarak suyun içine gömüldüm. Aptallığımın cezasını yarın çekeceğime eminim.
***
Banyodan çıkmış, saçıma şekil vermekle meşguldum.
Aynaya son kez baktıktan sonra, yatağıma yatıp telefonumu aldım. Hala Zayn'den bir mesaj yoktu. Açıkcası bu durum beni daha da korkutuyordu. Bana ne yapacağını tam kestiremiyorum. Belkide şuan ihtiyacım olan tek şey bana dokunmasıydı.
Düşünmeyi bırakıp, Zayn'e bir mesaj yazmaya başladım. Onun üzülmesini gerçekten istemem. Karısından her ne kadar nefret etsem de Zayn'in zarar görmesi, canımı acıtırdı. Ona deli gibi bağlıydım. Bana zarar gelmesi umrumda bile değildi.
Sağlıklı bir ilişkimiz yok, ama onu kaybetmek istemiyorum. Bana yaşattığı güzel duyguları, tekrar yaşamak istiyorum. Ona tekrar dokunmak, tekrar öpmek, belki de bir gece bile olsa onunla uyumak istiyordum. Yaşıtlarımdan hoşlanmıyorum. Bu benim hatam değil. Zayn'den vazgeçmeyi denedim, ama yapamadım. Kendime hakim olamadım. Bunun sonucunda onu elde etmiştim. Gökyüzünde bir yıldız gibiydi benim için. Ulaşılması imkansız, ama bir o kadar da yakın. O ebnim yıldızımdı.
Bu bir hafta da yaşadığım duygular, 18 yıldır yaşadığım bütün duygulardan daha değerliydi benim için. İstediğimi elde etmiştim. Mutluydum da fakat yaptığım boktan bir hata yüzünden Zayn'i kaybedemezdim.
"Umarım karın mesajlarımı görmüyordur. Zayn, gerçekten çok üzgünüm."
Mesajı yollamıştım. Şuan elimden gelen tek şey cevabı beklemekti. Yatağın bir sağına bir soluna dönerek, altımdaki çarşafı kırıştırmıştım. Bana vereceği cevabı, tahmin bile edemiyorum. Ondan böyle korkmam normal miydi?
Ben yüzüstü yatakta acı çekerken, telefonumdan bildirim sesi yükseldi. Heyecanla telefonu almaya çalışırken, yataktan kayarak düştüm. Hiç derdim yokmuş gibi birde kolumu acıtmıştım. Kahretsin, canım gerçekten yanıyordu.
Düştüğüm yerden acıyla doğrularak, telefonu elime aldım. Mesajı açmadan önce, koluma bir göz attım. Şimdilik sadece kırmızı izler vardı. Umarım ilerleyen zamanda morarmaz.
Koluma bakmayı bırakıp, tuş kilitimi açtım.
"Bay Malik: Hangi cesaretle bana mesaj atabiliyorsun bilmiyorum ama, merak etme sorun yok. Yarın okula gitme, iki gün önce buluştuğumuz otele gel. Saat 2'de."
Ahh Zayn'in bu güzel mesajı beni hayli rahatlatmıştı. Karısının anlayıp anlamaması beni pek etkilemez ama söz konusu Zayn ise bundan sonra daha dikkatli olacaktım. Onu bir daha böyle bir duruma sokmayacağıma kendi adıma söz verdim.
Bana iki gün önce atmış olduğu mesajı açtım. Adres hala telefonumda kayıtlıydı. Zayn'den gelen hiçbir mesajı silmiyordum. Yarın otele gidecektim ama okulu astığımı annem öğrenirse, telefonumu elimden alacakları kesin. Bu yüzden hasta numarası yapıp, anneme evde dinleneceğimi söylemeliyim. Hem kolumu gösterirsem, daha inandırıcı olurum. Aklımda bunları planladıktan sonra, geceliklerimi giyip annemin yanına indim. Babamla bir diziye dalmışlar, geldğimi bile fark etmemişlerdi. Tekli koltuğa oturup, tek elimi anneme doğru salladım. Bana 'ne var' adlı bakışını attıktan sonra, kolumu ona gösterip, birazda öksürme numarası yaptım. Oturduğu yerden ayağa kalkıp yanıma gelmişti. Bir eliyle kolumdaki kızarıklığı incelerken, diğer eliyle bana sarılmaya çalışıyordu. Numara yapmak zorunda olduğum için kendimi tokatlamak istiyorum.
"Kendini iyi hissetmiyorsan, okula gitme. Bir günlük sana izin veriyorum."
Annemin ağzından dökülen bu güzel cümleler, mutlu olmamı sağlamıştı. Yanağına büyük bir öpücük bıraktıktan sonra yarın beni rahatsız etmemesi gerektiğini söyledim. Daha sonra yanlarından ayrılarak odama tekrar geri döndüm. Yarın için hangi kıyafeti giyeceğimi seçmek şimdiden mantıklı olur diye düşündüm.
Siyah, dizimin iki karış yukarısında bir etek ve üzerine kısa kollu, beyaz sade bir tişört çıkarttım. Oldukça sadeydi. Zayn'in yanında kendimi kasmamaya özen gösteriyordum. O benim yanımda gayet rahattı ve benimde öyle olmam gerekir. Kıyafetlerimi yatak başlığıma koyduktan sonra, saçlarımı örüp yatağa yattım. Yarının harika bir gün olmasını istiyorum. Gözlerimi kapattım ve Zayn'i hayal ettim. Bana dokunuşlarını, öpüşünü, bakışını, gülüşünü. Her yaptığı hareketi adeta beynime kazımıştım.
***
Örgümü açtıktan sonra, annemden eczaneye gitmek için izin aldım. Bu ilk yalanım değildi. Bunun gibi birçok yalan söyledim ama ilk defa bir otelde düzüşmek için söylediğim ilk yalandı.
Evden biraz ilerledikten sonra, bir taksiye bindim ve otele gitmek için adresi verdim. Yol kısaydı ama kulaklıklarımı takıp müzik dinlemek için huzurlu bir yolculuktu. En azından üzerimde ki stresi atarım diye düşündüm.
Oteli gördüğümde dejavu yaşadım. Aklıma hemen Zayn'in beni çok iyi bir şekilde becerdiği geldi. Tanrım, artık bu duruma alışmak zorundayım. Ona kendimi sunan bendim değil mi? Belki de benim olması için sınırları zorlayan kişi de bendim. Ama şuan bunların bir önemi yoktu. Ben burda, ona aittim. Sadece bana bakıyor, beni öpüyordu.
Adımlarımı hızlandırarak 107 numaralı odaya doğru yürüdüm. Saatime baktığımda ikiyi geçeli yaklaşık on dakika olmuştu. Zayn çoktan gelmiştir diye düşünerek, kapıyı tıklamadan açtım. Tahmin ettiğim gibi, kilitli değildi.
Yatakta tek başına oturmuş, evlilik yüzüğüyle oynayan Zayn'e baktım. Gergin çene kaslarıyla bana dönüp "hoşgeldin" dedi. Gerçekten giydiği dar beyaz tişörtle oldukça seksi gözüküyordu ki, hemen onunla sevişmek istediğimi hormonlarım bana hatırlattı. Başımla onu onaylayıp yanına oturdum. Bana bakıyordu. İlk defa onu bu kadar derin bakarken gödüm. Belli ki bir sorun vardı. Şuan sinirli olduğunu düşündüğüm için soru sormamaya kara verdim.
Elimi kirli sakallarına götürdüğümde, geri çekilmiş bana bakmayı kesmişti. Bu yaptığı da neydi şimdi? Anlam verememiştim. Tahmin edersem, hala dün yaşanan fotoğraf olayına sinirliydi. Havada kalan elimi bacaklarıma götürüp, bakışlarımı onda sabitledim.
"Kapıyı kilitle." O hırıltılı sesi duyduğumda hiçbirşey söylemeyip, kapıyı kilitledim. Beni geriyordu. Ben onun için bu kadar hazırlanmışken onun sadece 'kapıyı kilitle' demesi bana ağır gelmişti. Yanına oturmadan önce elimi çenesinde birleştirip bana bakmasını sağladım.
"Sorun ne Zayn? Bana böyle davranmanı istemiyorum."
Elimi tutup, beni kendinden uzaklaştırdı. Ayağa kalkıp mini dolaba doğru yürüdü. Dolaptan çıkardığı içki şişelerini sallarken, bana bakıp gülümsedi.
"Umarım içki seviyordundur. Çünkü seni deli gibi sarhoş etmeyi planlıyorum."
YB geldi! Diğer bölüm ful seks kalsdfhlwehr Vote vermeyi unutmayalım...