"Seni artık evine bırakayım, annen merak etmiştir."
Pantolonunu giyerken bir yandan da benimle konuşuyordu. Sanırım artık mutlu olmamam için engel yoktu? Onun yanındayken bir uçan kuş kadar özgür hissediyordum kendimi.
Başımla onayladım onu. Eve gidip güzel bir banyo yapmam gerekiyordu.
"Şarkı açabilir miyim?"
Şirin ses tonumla tısladığımda, çarpık gülümsemeyle bana bakarak onay verdi. Radyoya doğru eğildiğimde Zayn'in telefon sesi, şarkıyı açmama engel oldu. Bakışlarımı Zayn'e çevirdiğimde cebinde ki telefonu çıkarmaya çalışıyordu. Araba kullanırken bu zor olmalı.
Parmaklarımı pantolonuna getirdiğimde, ona yardımcı olarak telefonu cebinden çıkarttım. Arayan isme baktığımda elimde ki telefonu ona uzattım. Eşi bekletilmek istemezdi.
"Yoldayım canım, yarım saate evde olurum."
Zayn'in söylediklerinden sonra, yarım saatlik bir sürem olduğunu fark ettim. Ona son kez dokunmak için yarım saat.
Bakışlarımı Zayn'e çevirdiğimde yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Nedenini bilmiyorum ama telefonda her ne konuşuyorlarsa bu Zayn'i mutlu etmişti.
"Efendim babacığım."
"Benden gelirken çikolata ister misin?"
"Tamam bitanem, istediğini alacağım."
Ard arda söylediği sözlerle, kızıyla konuştuğunu anladım. Zayn, onunlayken mutluydu. Belkide sırf kızı olduğu için karısına katlanıyordur? Kim bilebilir ki.
"Kızın mıydı?"
Yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirirken sordum. Artık ona karşı negatif olmak istemiyordum.
"Evet. Benimle konuşmak istemiş."
Aynı şekilde gülümserken söyledi. Kızını gerçekten seviyordu. Gözlerinin içinde ki parlama adeta bunu anlatıyordu.
Aynı şekilde Zayn nasıl kızını seviyorsa, bende Zayn'i öyle seviyordum. Belkide daha fazla.
"Evine yaklaştık. Ayrılma vakti geliyor galiba?"
Soru sorarcasına bir espiri yaptı. Ne komikti ama. Ben gerçekten bir gün ayrılacağımıza korkarken o bunun espirisini bile yapabiliyordu.
"Sanırım evet."
"Eve gidince mutlaka bana yaz."
Direksiyondaki elini çekerek, elimi tuttu. Yavaşça dudaklarına kaldırdığında minik bir öpücük bıraktı. Bu öpücüğüyle kalbimde hissettiğim hareketlenmeden sonra elimi onadan çekip, yanına yaklaştım.
Yanağına uzun bir buse kondurduğumda kıkırdadı. Bu onu gerçekten mutlu mu etmişti?
Onun bende yarattığı etkinin yanında benim dokunuşlarım, öpücüklerim belkide bir hiçti.
"Direk banyo yapacağım. Sonrada uyurum, büyük ihtimalle."
"Banyoya girmeden önce birkaç fotoğraf atarsın bence."
Gözlerimi devirdiğimde, sinsice güldü. Bedenimi seviyordu ve bu benim için hoş bir iltifattı. Sanki hergün onun için varoluyormuşum gibi hissetmemi sağlıyordu.
Evet benden yaşça çok büyüktü ama kalbimin delicesine hızlı atmasını sağlayan tek kişiydi. Gerektiğinde beni üzmeyi, gerektiğinde mutluluktan uçurmayı biliyordu.
"Geldik."
Yüzümü onunkiyle buluşturduğumda ifadesiz bakıyordu.
"Neden öyle bakıyorsun?"