Hava yavaş yavaş kararıyordu. Neredeyse akşam olmuştu ve hepimiz acıkmıştık. Kate ile ikimiz çadırın içinden çıktık. Yemeğin hazırlanmasında bütün öğrenciler yardım ediyordu.
Bayan Carter elinde ki domatesleri güçlükle soymaya çalışıyordu. Büyük bir tabakta salata yapacaktı. Zayn, Kate'e odun toplamasını söylemişti. Kate yanımdan gittiğinde, ateşi yakmaya çalışan Zayn'e doğru yürüdüm.
"Yardım ister misiniz?"
Yüzünü daha iyi görebilmek için onun gibi yere eğildim. Elindeki kartonu ateşe doğru sallıyordu. Sesimi duyduğunda bakışlarını bana çevirdi. Dudakları yukarı kıvrılmıştı. Yüzünde hafif bir gülümseme gördüğüme yemin edebilirim.
"Benim için etleri buraya getirir misin?"
Nazikçe söylediği cümleye başımı sallayarak cevap verdim. Yerden kalkıp, hazırlanmakta olan masaya ilerledim.
"Etler nerede Bayan Carter?"
Ellerimi cebimden çıkarıp Bayan Carter'a baktım. Parmağıyla sol tarafı işaret ediyordu. Gözlerimi soluma çevirdiğimde beyaz bir poşete sarılmış etleri gördüm. "Teşekkürler." dedikten sonra oradan ayrıldım.
Elimde tuttuğum etleri Zayn'in yanına gelince, yere bıraktım. Ateş artık tamamen yanıyordu. Pişirmek için uygun göründüğünü düşündüm. Zayn'in elinden kartonu çekip aldım. Bunu yaparken elim, eline değmişti. Sıcaklığını tekrar hissetmiştim. Tıpkı onun benim soğukluğumu hissettiği gibi.
"Fazla dikkat çekmemeye çalışalım."
Kaşlarını kaldırmış benimle konuşuyordu. Tekrar yere eğildim. Etrafa bir göz attıktan sonra Zayn'e döndüm. Herkes birşeylerle meşguldü yada fotoğraf çekiyordu.
"Kimse bizimle ilgilenmiyor, merak etme." Dedim tıslayarak. "Ben sadece öğrencinizim Bay Malik."
Dudaklarımı dilimle ıslattıktan sonra geri çekildim. Eğer ona biraz daha yaklaşırsam, kendime hakim olamayıp öpebilirdim. O kurumuş dudaklarının üstünde dilimi gezdirmeyi ne kadar da çok isterdim.
"Gece buluşalım."
Ela gözleriyle beni süzerken konuştu. Bakışları kurşun gibi beni delip geçiyordu. Bedenimde açtığı yara tarif edilemezdi. Hergün onun ateşiyle ölürken, bir öpücüğü ile hayata dönüyordum. Bana yaptığı şey tam olarak buydu.
"Mesajınızı bekliyor olcağım, Bay Malik."
"Daha fazla konuşursak, akşam yemeğini yetiştiremeyeceğiz."
Kıkırdayarak gözlerini tekrar ateşe çevirdi. Bazen bir çocuk kadar masum gülebiliyordu.
***
Yemekleri yedikten sonra karton tabaklarımızı çöpe attık. Masayı toplamak çok uzun sürmemişti.
Bazıları tekrar çadırına girdi, kimileri de Bay Malik ve Bayan Carter'la sohbet ediyordu. Bunların arasında bende vardım. Zayn'in yanına oturmuştum. Öğrencilerle konuşurken ara ara bana bakıp gülümsüyordu.
İlgimi çeken konu olmasa da sohbetlerine eşlik ediyordum.
"Tatilde ne yapacaksınız?"
Zayn'in sorduğu soruya herkes tek tek cevap vermişti. Tek istediğim, hergün onunla birlikte olmaktı. Tıpkı karısı gibi.
Masanın altından ayağımla Zayn'e hafifçe dokundum. Bakışlarını hemen bana çevirdi. Elimde ki telefonu havaya kaldırıp, "Bir fotoğraf çekilebilir miyiz? Hatıra kalır." dedim. Onu tek başına çekmek isterdim ama tek amacım o kusursuz yüzünü unutmamak için elimde olacak bir fotoğraftı. Onun her karesini zihnime kazımak istiyordum.