''Benimle hangi konu hakkında konuşacağınızı tahmin edebiliyorum bay Malik.''
Elinde tuttuğu kağıtları bıraktığında, dikkatle onu izliyordum. Bana karşı olan tavrını hiç değiştirmemişti. Ve evet, o gün beni öpmeye başladığında gerçekten ikimizin olabileceğini düşünmüştüm. Ben ve bay Malik değil, biz. ''Neden oyuna katılmak istemiyorsunuz, bayan Allien?'' Düşüncelerimden beni ayıran, sese doğru baktım. Ah, şaka mı yapıyordu bu adam? Beni önce öpmüş, sonrada 'yapamam, karım var' deyip bırakmıştı. Şimdi de gelmiş neden oyuna gelmiyorum diye bana hesap soruyordu. Madem o bu olay olmamış gibi davranmaya devam edecekse, bende bir o kadar bunu engelleyecektim. Boğazımı temizleyip, gözlerinin içine baktım. Hala bana bakıyordu. Sevgili edebiyat öğretmenimle aramda ki ilişki her ne ise bunu çözecektim.
''O gün, beni öptükten sonra pişman oldunuz mu bay Malik?'' dedim, gözlerimi onda sabitlerken. Yutkundu. ''Bu konuyu, unuttuğunu düşünüyordum. Belli ki yanılmışım. Eğer sorunun cevabını merak ediyorsan, evet seni öptüğüm için pişmanım. Bir karım ve çocuğum var, sen ne yapmaya çalışıyorsun?''
Sinirli bakışlarını, benimkilerle sabitlemişti. Tanrım, ben sadece onun olmak istiyordum. Sadece onun. Karısı ve çocuğu umrumda değildi. Ben onu böyle bile kabul etmişken, onun beni neden istemediğini anlamıyordum. Böylesi olması benim suçumdu. Keşke onunla ilgili hayal kurmak yerine yaşıtım olan biriyle her gece sevişseydim böyle olmazdı. Yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim. ''Gerçekten pişmansınız. Ama beni arzuladığınız için öptünüz. Biliyorum.''
Bay Malik kısa ama yüksek bir kahkaha attı. Bunun nesi komikti ?
''İnanılmaz bir kızsın Marry. Beni kendine çekmek istiyorsun ama ben olgun kadınlardan hoşlanıyorum. Eşim gibi.''
Son cümlesi bana biraz koymuştu. Beynimin içinde 'Ben olgun kadınlardan hoşlanıyorum, eşim gibi.' cümlesi tekrar ediyordu. Adımlarımı yavaş atarak bay Malik'e yaklaştım. Aramızda beş santim kalana kadar ona yürümeye devam ettim.
''Olgun kadınlar ? İkimizde olgunlardan hoşlanıyoruz. Size attığım fotoğraflar yeterince olgun değil mi bay Malik?'' Dedim. Elimle kravatını kavradım. Hareket dahi etmiyordu. Gözlerimi dudaklarını indirdim. Öyle güzel gözüküyor ki. Şuan dudağını yapışmamak için zor duruyorum. Bakışlarımı, yüzüne kaydırıp, inceledim. Tek elimi kirli sakallarında gezdirirken, elimi tuttu. Elimi alıp, yüzünden çekmişti. Beni istiyordu, ama yapamazdı. Kravatını biraz daha kendime doğru çekince, gözlerini kapattı. Kendimi ona daha çok yakınlaştırdım. Artık gözlerini açmış, bana bakıyordu. Bileklerimden tutup, beni kendine çekti. Şaşırmıştım. Hiç böyle bir hamle beklemiyordum. Dudağının, dudaklarıma değmesine bir santim vardı. Ah kalbim, gerçekten şuan deli gibi atıyordu. Keşke düşüncelerini atıp, bana yakınlaşsa. Benim elimi tutsa. Benimle öpüşse. Bana da karısına baktığı gibi baksa.
''Beni zorluyorsun. Sana yapmaman gerektiğini söylemiştim. Seni istiyorum ve almak çok kolay. Ama sadece, eşimi kırmaktan çok korkuyorum. Ona ihanet etmek istemiyorum. Beni şimdi anlıyor musun bayan Allien?'' dedi, gözlerimin içine bakarak. Konuştuktan kısa süre sonra bileklerimi bırakmıştı. Kimsenin üzülmesini bende istemezdim ama neden üzülen taraf hep ben olmak zorundaydım? Bundan sonra nasıl mutlu olacaksam onu yapacapım. Ve şuan bay Malik ile öpüşsem mutluluğa kavuşabilirdim. Sürekli beni durdurmasından sıkıldım. Ne zaman birbirimize yakınlaşsak, hep duruyordu. Masum adam rolünü oynamamalı.
Elimi tekrar kirli sakallarına götürüp, yavaş yavaş üzerinde gezdirdim. Kulağına yakınlaştım. Dudağımı aralamıştım. ''Daha fazla direnme, benim ol.''
Boynuna eğilip ıslak ıslak öpücükler bırakmaya başladım. Boynundan aşağı köprücük kemiklerine inerken, bay Malik elini belimde sabitledi. Başını iyice saçlarıma gömmüş bir şekilde burnuyla gel-git yapıyordu. Bense onu öpmeye devam ederken, artık bana teslim olmuş, dudağını boynuma değdirmeye başlamıştı. Kendimizi kaybetmiş bir şekilde, birbirimizi delicesine öpüyorduk. Bay Malik eliyle çenemi kaldırdığında yüzüm, onunkiyle buluştu.
Üf inş boka sarmıyorumdur aösdfuqıoewro2