''Benden yaşça büyük olmanız, birşeyleri değiştirir mi bay Malik?'' dediğimde, kasılmıştı. Kaşlarını kaldırıp, yanıma biraz daha yaklaştı. Yavaş hareketlerle dudaklarını iyice boynuma uzattı. Nefes alış-verişim hızlanmıştı. Şuan bay Malik ne yapıyordu? Neden bu kadar yakındık? Yanlış birşey yapmasını gerçekten istiyor muydum?
Kendime hakim olamayıp kendimi ona bastırdım. Dudağını kulağıma getirip; ''Karım olması, herşeyi değiştirir.'' Yerimde huzursuzca sızlandığımda, benden geri çekilmiş ve gözlerini 1-2 saniyelik kapatmıştı. Eğer şuan kendime hakim olursam, herşey biterdi. Elimi alıp, yüzüne yerleştirdim. Parmaklarım yavaşca bay Malik'in dudaklarına kayarken ''Dur.'' dedi sessizce. Durmadım, sanki o lafı hiç söylememiş gibi, ileriye gittim. Dudağını elimle okşarken, gözlerinin dudaklarıma kaydığını gördüm. Bana biraz daha yaklaştıktan sonra, ağzımı araladım ve benim olmasına izin verdim. Eliyle saçımın arkasını tuttuğunda, beni öpmeyi yavaşlatmıştı. Daha sert öpmeye başladığında, ağzının içine inlemiştim. Sınıfımda, edebiyat öğretmenim olan bay Malik ile öpüşüyordum. Zihnimde ki düşünceleri bırakmaya çalışırken, bay Malik dudaklarımdan ayrıldı. Kafasını iki yana olumsuz işaretiyle sallarken, yanımdan kalktı. Ne olduğunu anlamadan hareketlerini izliyordum.
''B-bu çok yanlış. Evliyim ve bir çocuğum var, biliyorsun.'' dediğinde gözlerimin dolduğunu hisettim. Bende onu taklit ederek ayağa kalktım. Yanına doğru yaklaştığımda, gözlerini benden kaçırdı. ''İlk hamleyi yapan sizdiniz, bay Malik. Bana ilk dokunan, ilk öpen...'' Kelimeler ağzımdan öyle hızlı çıkmıştı ki, kendime inanamamıştım. B-ben neler söylemiştim böyle? Yoksa herşeyi berbatm mı etmiştim? ''Çok yanlış düşünüyorsun, evet sana ilk dokunan hatta seni öpen bendim. Ama bana çıplak fotoğraflarını gönderen?'' Şaşırmıştım. Resmen bana meydan okuyordu. Beni delirtmeye çalışıyordu. Kırık bir gülümsemeyle, ellerimi göğüs hizamda birleştirdim. Yanına yaklaştıkça, bakışları derinleşiryordu. Çok yakınına geldiğim zaman ''Daha fazla ileri gitmeyelim.'' dedi. Durdum. Bacaklarım titriyordu. Onu, gerçekten seviyordum ama bana böyle yapması nedense canımı acıtmıyordu. Ondan fazla birşey beklemiyordum. Sonuçta evliydi. ''Beni tehdit mi ediyorsunuz bay Malik? Fotoğraflarımla ne yapmayı düşünüyorsunuz?''
''Seni tehdit etmek istemiyorum. Beni buna mecbur etme. Yalvarırım. Olanlar aramızda kalsın ve eskisi gibi mesafeli ol.''
Ah. Ben ve ona mesafeli davranmak? Yanılıyordu. Ona bu saatten sonra mesafeli olmayacaktım. Hele ki beni öptükten sonra. Şuan sinirlimiydim? Yada beni öptüğü için mutlu? Hangisi bilmiyorum ama bay Malik'in sorduğu soruya cevap vermeyecektim. Hızla sıraya yürüyüp, çantamı aldım ve sınıftan koşar adımlarla çıktım. En iyisi böyleydi.
***
Dün yaşanan olaydan sonra, henüz bay Malik ile karşılaşmamış ve ona mesaj atmamıştım. Birazdan dersime girecek olması, beni geriyordu. Açıkcası göz önünde olmak istiyordum ama bay Malik'in beni görmek isteyeceğini pek düşünmüyordum. Bu yüzden yerimde kalıp, derse girmesini bekledim.
''Evet çocuklar, bir tiyatro oynamayı düşünüyoruz. Konumuz tabiki, Romeo ve Juliet. Bu oyunda görev almak isteyenler parmaklarını kaldırsın.''
Sınıfın çoğu parmak kaldırmıştı. Hatta 'eğer Romeo siz olursanız, oyuna katılabilirim bay Malik.' diyenler bile olmuştu. Bu durum gerçekten can sıkıcıydı. Yine, başımı koyup uyumak istemiyordum ama daha fazla dayanamıyordum. Tam pes etmiş, uyuyacakken bay Malik'in o muhteşem sesi kulaklarımda yankılandı. ''Peki ya siz bayan Allien? Görev almak istemediğinizden emin misiniz?''
Boğazımı temizledim, bay Malik'in hala bana bakmış olduğunu gördüm ve gecikmeden cevap vermem gerektiği aklıma geldi. ''Bana uygun bir görev olduğunu düşünmüyorum.'' dedim, boş bir şekilde. Kaşlarını yukarı kaldırdı. ''Eğer, eğer istersen sana uygun bir görev bulabilirim. Oyunculukta gerçekten iyi olduğunu düşünüyorum.'' Hala yüzüme bakıyordu. Amacı neydi? Benden uzaklaşmak istemiyor muydu? Neden o zaman bana görev vermeye çalışıyordu? Belkide gerçekten iyi oyuncu olacağımı mı düşünüyordu? Tabiki gözlerimi ondan kaçırıp Kate'e dönmüştüm. Cevap vermeyi düşünmüyordum. Dün yaptıklarını hemen unutup ona kucak açacak değildim. ''Dersimden sonra seninle oyun hakkında konuşacağım, bayan Allien. Benimle birlikte gelmenizi öneririm.''
Merhaba arkadaşlar! Umarım beğenmişsinizdir. Hikayeyi hızlandırmak istemiyorum ama görünüşe göre zorundayım. Bu bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler? Veya önerileriniz var mı ? ^^