Gözlerimi araladığımda çadırda Kate yoktu. Beni uyandırmadan gitmesi garipti. Yastığımın altından çıkarttığım telefonuma bakarken saatin kahvaltı için uygun olduğunu düşündüm. Bugün kampın son günüydü.
Dün gece Zayn'le buluştuktan sonra üzerimi değiştirmeden kıyafetlerimle yatmıştım. Heryerim ağrıyordu. Giydiğim pantolon çok rahatsız ediciydi.
Çadırın iyice kapalı olduğundan emin olup, çantamdan kıyafetlerimi çıkarttım. İnce beyaz bir tişört, altıma da mavi kot şortumu giydim. Şimdi hem serinlemiş hemde rahat hissediyordum. Saçlarımı yukarıdan sıkı bir şekilde topladım. Bu sıcakta daha fazla açık saçıma dayanamazdım.
Hazırlanmam kısa sürdüğü için çadırdan hızlıca çıktım. Koşar adımlarla masanın bulunduğu yere gittim. Bayan Carter, öğrencilerle konuşuyordu. Gözüm hemen Zayn'i aradı fakat ortalıkta gözükmüyordu. Hala uyuyor olabileciğini düşündüm. Onu öpücüklerimle uyandırmayı öyle isterdim ki..
Bazen hep kendi kendime düşünüyorum. Zayn ile aynı evde yaşasam ne olur? Ona karısı gibi davransam, eve geldiğinde güzel yemekler yapıp beraber yesek. Ama biliyorum ki bunların hiçbiri gerçek olmayacak. Dışarıda rahatça elini tutamayacağım, onunla beraber yemeğe çıkamayacağım. Bunların hepsi kalbimi acıtan gerçek şeyler. Her ne kadar benimle olmasa da karısını değil beni seçeceğini bilmek biraz daha iyi hissetiriyor.
"Günaydın Marry."
Duyduğum sesle sağ tarafıma söndüm. Kate elinde tuttuğu bir kaç şişe suyla bana gülümsüyordu. Sabah sabah bu enerji nerden alıyor bilmiyorum. Ben uyandığım da ölü biri gibi oluyorum.
"Günaydın."
"Bay Malik su almaya gitti."Bu gece yola çıkacakmışız."
Tek kaşımı kaldırarak "Gece mi?" dedim.
"Sabah okulda olmamız gerek. İtirazın mı var Marry?"
Arkamda duyduğum tanıdık hırıltılı sesle bakışlarımı Kate'den çektim. Başımı arkaya çevirdiğimde Zayn, masaya doğru ilerliyordu. Konuşmalarımızı duymuş olacak ki bana cevap verdi. Güne onunla başlamak kadar güzel birşey yok.
"Günaydın Bay Malik." Dedim, yanına ilerlerken. Bu sabah kahvaltımı onun yanında oturarak yemek istiyordum.
"Günaydın."
Bakışlarını Bayan Carter'a çevirdiğinde gülümseyip, kafasını salladı. Vakit kaybetmeden yanına oturdum. Diğer öğrencilerde yavaş yavaş masaya otururken Kate'de yanıma gelip sıkışmamızı sağladı. Zayn'e iyice yapışmıştım. Benim istediğim de bu değil mi?
Tek tek tabaklarımıza yiyeceklerimizi koymuştuk. Sabahları fazla birşey yemediğim için küçük dilim salam ve salatalık yedim. Çıplak tenimi bilerek Zayn'in ayağına değdirdiğimde, içmekte olan suyunu yarıda kesip gözleriyle bana baktı. Bakışlarımı yüzüne sabitledim. Bana bakmayı kesip, yemeğini yemeye devam etti.
Bacağımı, bacağına sürtmeye başladım. Ona dokunmayı seviyordum. Onu hissetmek bana cenneten bir hediye gibi geliyordu. Her noktasını ezberlemek, hafızama kazımak istiyordum.
Zayn'in garip öksürüğünü duyduğumda bacağımı hızla çektim. Birinin görmesinden korkuyordu ama yakalanmayacağımızdan emindim. Onu riske atacak herhangi bir hareket yapmazdım. Ben kendimden çok onu düşünüyordum.
"Afiyet olsun size çocuklar."
Yanımdan yavaşça kalktı. Hissettiğim boşluk öyle büyüktü ki bir iki dakika boş boş baktım. Kimileri yemeğini bitirmmiş oyuna gidiyordu. Masada Kate, ben ve Bayan Carter vardı.