Çantamı sırtıma taktıktan sonra anahtarlarımı alıp odadan çıktım. Güneş daha yeni doğuyordu.
Bugün okulla beraber iki günlük kampa gideceğimiz için yola erkenden çıkmalıydık. Bende bu yüzden dün çantamı hazırlayıp fazla geç olmadan yatmıştım.
Dün Bay Malik ile aramda geçenler inanılmazdı. Sanki bana ilk defa dokunuyormuş gibi dokunmuştu. Canımı acıtmıştı. Beni sınıfta öylece bırakıp dersine gitmişti ve akşamda mesaj atmamıştı.
Kendimi ona yazmamak için zor tutuyordum. Kamp süresi boyunca bir arada olacağımız için endişe etmiyordum ama onu görmediğim her dakika özlüyordum. Elimde tuttuğum bir kuş gibiydi benim için. Elimi açsam uçup gidecekti.
Yolda yürürken düşüncelerimi durdurdum. Şuan yapmam gereken kendim ve Kate için bir cadır almaktı. Herkesin ikili cadırlarda kalacağı söylenmişti.
Sol tarafımda gördüğüm oyuncak dükkanına girdim. İçerisi oldukça büyüktü. Ve sanırım bu kadar büyük yerde çadır vardır. Gözlerimi üst rafta ki oyuncaklarda gezdirmeye başladım. Burası pahalı bir yere benziyordu.
"Buyrun, neye bakmıştınız?"
Kırmızı bir elbise giyen kısa boylu kadının sesi kulağıma doldu. Öyle bir ince sesi vardı ki huylanmıştım.
"İki kişilik çadır almak istiyorum."
"Buyrun bu taraftan."
Eliyle karşıyı gösterirken yürümeye başladı. Hızla onu takip ettim. Oyuncakların arkasında ki rafa girdiğimizde renkli yapılmamış çadırlar vardı.
"Hangi renk olsun?"
"Koyu mavi."
Elimde işaret etmiştim. Kadın gösterdiğimi alıp, kasaya ilerledi.
***
Okulun içerisine girdiğimde herkes elinde çantasıyla Bay Malik'in yanındaydı. Sadece kızlar değil erkekler de vardı. Bankta oturan Kate beni gördüğünde el sallayıp yanıma koşarak geldi.
"Bay Malik sayım yapıyor. Hemen gitsen iyi olur."
"Geç mi kaldım?"
Çantamı çıkartmaya çalışırken bir yandan da soru soruyordum. Nasıl erken kalkmama rağmen geç kalırım anlamıyorum.
Kate'in cevabını beklemeden koşar adımlarla Bay Malik'in yanına gittim. Etrafında ki kızları elimle iterek geçmek için kendime yol açtım.
Nefes nefese kalmış bir şekilde "Geç kaldım, üzgünüm." Dedim. Gözlerini, elinde tuttuğu kağıttan çekip benimkilerle buluşturdu. Ela irisleriyle yüzümü incelercesine bakıyordu.
"Umarım önemli bir sebebin vardır."
Donuk bir yüz ifadesiyle konuştuğunda tek kaşımı kaldırarak ona bakmaya devam ettim. Bu da neydi şimdi? Herkesin içinde bana kızacak mıydı?
"Çadır alırken çok oyalandım galiba. Saatin farkında değildim Bay Malik."
Soyadına baskı yaparak konuştum. Dün beni sınıfta terk etmesi yetmiyormuş gibi bugün de beni mi azarlayacaktı? Ona sinirliyken buna müsade edemezdim.
"Otobüse gidebilirsiniz artık çocuklar."
Yüzüme bile bakmadan bakışlarını benden çekip elinde ki kağıtla öğrencilere komut vermişti. Adımlarını otobüse çevirince durduğum yerden hızlı adımlarımla Kate'in yanına gittim.