Ertesi sabah erkenden kalktım yine okula gittim.kendimi gayet iyi hissediyordum hiçbir sıkıntım yoktu.okul çıkışı ise etüt vardı dershanede oraya gittik Neriman la yine farlı sınıflardaydık ve bir ay boyunca böyle devam etmesi gerekiyordu benim biraz daha çalışıp b sınıfına geçmem lazımdı ama eğer o a ya geçerse yeniden başka sınıflarda olacaktık. Yerime oturdum test kitaplarımı çıkardım telefonu elime aldığım anda bir mesajım vardı hemen açıp baktım Neriman atmıştı beni sınıfına çağırıyordu. Deli, bana cipsi kola ve çikolata almış hepsini çok memnun kalarak yedim.zil çalmasına yakın bir zamanda sınıfa girdim birde ne göreyim yanıma Adem oturmuş. O anda bir ter bastı bana ve kalakaldım kapını girişinde beni öyle gören Adem hafif gülümsedi ve sol gözünü kırptı.
"Yanında oturmamın bir sakıncası yok dimi" dedi.
sınıfa baktım zaten neredeyse her yer doluydu. Bende her ne kadar o günden sonra ondan uzak durma kararı almış olsam da
"tabi, sorun yok" dedim.
Zorla gülmeye çalışarak. Beklide gerçekten beynim oyun oynuyordu benimle. Kendi durduğum şeylere kendim inanıyordum bu çocuk bana ne zarar verebilirdi ki? Geçen günde Yusuf ta aynı şeyleri hissetmiştim çocukluk aşkımdan hemde kesinlikle kendi uydurmam olmalıydı bunlar. Ağır adımla sırama yöneldim hiç Ademe bakmadan kitabımı açtım. Birkaç soru çözdüm. O anda kapı açıldı ve hoca göründü. Herkes yerine geçti Fırat gelmemişti Adem se başka bir çocukla konuşuyordu oturduğu yerden hoca girince sınıfa mecburen konuşmasını yarıda kesti. Hoca kısa bir konuşma yaptıktan sonra sırayla bize soru çözdürüyordu sıra bize gelmek üzereydi. 13. soru benim 14.ü onundu bana
"14 ün cevabı ne" diye sordu.
Konuşmayı unutmuştum sanki bir an afalladım "b" dedim. Sadece teşekkür etti. Çok hoş bir çocuktu mis gibi parfüm kokuyordu hem de hiç bilmediğim bir kokuydu ama kokladıkça koklayasım geliyordu tabi bunu ona çaktırmadım. Normalde bir derste 4 tane test bitiriyorduk zorla ama bugün 6 tane bitirmiştik ve zamanımızda kalmıştı. Serbest bırakmıştı bizi sormak istediğimiz soruları soruyorduk veya kendi aramızda konuşuyorduk. Bende önde oturan Zeynep le konuşuyordum. Kızın iyice saçmalamaya başladığını anladığım gibi sustum ve başımı sıranın üstüne koydum. Gözlerimi kapattım. Biri bana sokuldu ve
"dün neden gelmedin?" dedi.
Nefesini bu kadar yakın ve ansızın hissetmek beni korkuttu ve hemen kafamı kaldırdım. Ani hareketimden dolayı bana yaklaşmış olan Ademde kendini korumak için hemen kafasını geri çekti. "dün etüt mü vardı?" diye sordum.
Hafifçe gülümsedi.
"ohoo daha etüt ne zaman olduğunu bil bilmiyorsun" dedi biraz alaycı birazda şakacı bir şekilde. "Salı, Perşembe, Cuma değil mi" dedim emin olmak için. Kafası iki yana salladı hayır anlamında.
"hayır değil. O senin eski sınıfın için geçerlidir bu sınıfta değil dinlemedin galiba pazartesi, Salı ve Perşembe günleri." Dedi bilgiçlik taslayarak sinir olmuştum bu haline ama bana etüt günlerini söylediği için on minnettardım.
" aa öyle mi çok sağ ol bilmiyordum" dedim. Gülümsedi sadece bense onunla konuşmak istiyordum.
" Fırat yok bugün neden gelmedi" dedim. Biraz bozulur gibi oldu ama hemen samimi bir hal aldı o insanı hayran bırakan yüzü.
"rahatsızmış biraz gelmedi bu gün"
"a geçmiş olsun neyi varmış"
"soğuk algınlığıymış önemli bir şey değil yani" dedi kestirip atarcasına ve tekrardan başladı lafa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİMİN KOLLARINDA
Teen FictionKaranlık yolda ne olacağını bilmeden gerçeğime doğru yürüyordum, gerçeğim bana acı verecekti ve ben aşık olduğum adamın benim katilim olduğunu öğrenecektim. Siyah gözlerinde ki aşkın yalan olduğunu sadece saf nefret olduğunu.... Hayatta kalabilmek i...