YEMEK

1.2K 73 12
                                    


Neriman Adem'e bayılmıştı.

"Bu çocuğu kaçırma!" diyip duruyordu.

 Biliyordum kaçırılmayacak bir çocuk olduğunu ama ben onun için kaçırılmayacak bir kız mıydım, orasını bilmiyordum. Bugün konuştuklarımızı düşündüm. Sırıtıyormuşum saf gibi. Neriman uyardı beni. Dalga geçti saf aşık diye. Bugün konuştuklarımızı ona da anlattım. İneceğim yere yakınken Neriman huzursuz oldu. Beni bırakmak istemedi. Yeniden birinin bana bir şey yapabileceğinden korkuyordu ama ben o kadar korkmuyordum. Bunlar bana zarar verecekse her türlü verebilirdi. Elimden bir şey gelmezdi. İsterlerse herkesin içinde yaparlardı bunu, isterlerse tenha bir yerde. Kendimi savunamazdım. Neriman da koruyamazdı çünkü bunlar doğal değillerdi. Neriman bunları anlayamıyordu, ya da anlamak istemiyordu. Büyük bir savaştan sonra tek başıma indim arabadan. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Telefonum çaldı. Hemen baktım. Arayan Neriman'dı. Açtım, eve gidene kadar onunla konuşmak zorundaymışım. Birisiyle konuşurken bana zarar veremezlermiş. Kendini ve beni rahatlatmaya çalışıyordu. Gerçektende başarmıştı. Korkmadan yürümeyi başarmıştım o karanlık yolda. Eve vardığımda telefonu kapattım. Zaten annem camda beni bekliyordu. Herkes aklınca bir önlem almıştı.

Yarınki yemekten bahsettim anneme izin istedim. Adem'i oda sevmişti galiba. Hiç ikiletmeden izin verdi. Evime kadar o getirecekti beni. Annem de bunu öğrenince rahatladı. Minibüste gitmemi istemiyordu artık. Kendisi getirip götürmeyi planlıyordu ama ben istemiyordum. Zaten işte yoruluyordu, bir de benimle mi uğraşacaktı. Annem çiğköfte almıştı. Bayılırdım çiğköfteye. Bugün yediklerimin haddi hesabı yoktu; iki defa sabah kahvaltısı, öğle yemeği (fast food), Ademler'le pasta ve kahve keyfi ve şimdi de çiğ köfte partisi... ama pişman değildim, yine olsa yine yerdim. Üç tane dürüm hazırladım kendime. Sonra aç gözlülük yaptığımı anlayıp üçüncünün yarısını anneme verdim. Diğerlerini yedim ve pişman değildim. Annem ise şiştiğin, söyleyip evde tur atmaya başladı. Ben de Kıtmir'le ilgilendim. Beraber oyunlar oynadık. Sonra ders çalıştım. Bitirmem gereken testler vardı ve birikmişti. Hastane falan derken epey bir fazlalaştılar. Daha fazla birikmeden bir el atmam gerekiyordu. Yarısına yakın bir kısmını yaptım. Bünyem yorgun düşmeye başlamıştı. Daha fazla dayanamayıp yatağıma attım kendimi. Kıtmir kucağımda iyi bir uyku çekmiştim. O kadar yorulmuşum ki, yattığım gibi kalktım yataktan, sanki hiç kıpırdamamıştım.

Okulun bu kadar erken başlamasına lanet ederek sıcak yatağımdan kalktım. Ama bugün güzel bir gündü. Adem'le buluşacaktım. Besmele çekip uyanmıştım. Bunu alışkanlık haline getirmeliydim. Kendimi daha güvende hissediyordum. Hızla üstümü giyindim. Kahvaltımı edip servise tam zamanında çıktım. Neriman servise bindiği gibi dün akşam bir şey olup olamadığını sordu. Ne kadar çok seviyordu bu kız beni. Bu dünyada kazandığım en büyük şanslardan bir tanesiydi Neriman, annem gibi. Annemle bu aralar iyi anlaşmaya başlamamız onu daha da çok sevmemi sağladı. Annem ve Neriman bir taneydi. Dersteyken bir anda alarmlar çalmaya başladı. Yangın olduğunu söylediler, tabii herkesi bir panik sardı, hemen dışarı çıktık. Sonradan ortaya çıktı yangın falan yokmuş. Bizim hocalardan bazıları kazan dairesinde sigara içerken kapıyı açık unutmuşlar. Artık ne kadar içmişlerse dumanlar dışarıya çıkmış ve alarmların çalmasına sebep olmuşlar. Biz de derslerden kurtulmanın verdiği mutlulukla sınıflarımıza döndük. Bütün gün bunun esprisini yaptık sınıftakilerle. Son dersin sonlarına doğru hocadan izin alıp üstümü giyindim. Okul kapısından çıktım. Adem'in arabasını buldum. Neriman'la vedalaşıp Adem'e doğru yöneldim. Okuldakilerin dikkatini çektiğimi biliyordum. Bu da beni daha havalı yapıyordu. Herkesin yakışıklı sevgilimin beni okuldan almaya geldiğini sanıyorlardı. Aslında yanıldıklarını söyleyemezdim. Sadece sevgilim değildi ama yakın bir zamanda olacaktı...

KATİLİMİN KOLLARINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin