Nasıl Ya ?

1K 72 1
                                    


Sabaha kadar böyle yattık. 

Sabah saatimin alarmıyla kalktım yatağımızdan. Adem ise alarmın sesini duymamış tatlı tatlı uyuyordu. Uyandırmak istemiyordum ama beni okula götürmesi gerekiyordu. Ben de hemen yapıştım yanağına. O ise sanki bunu her zaman yapıyormuşum gibiydi, hiç yadırgamadı hatta hafif bir gülümseme yerleştirdi dudağına. Sonra yatağında hızla doğruldu ve beni bir anda yakaladı yatağa yatırdı gıdıklamaya başladı. Yalvarıyordum yapma diye ama dinlemiyordu. Gücüm de yetmiyordu ona karşı. Gülmekten kıpkırmızı olunca bıraktı beni, nefes nefese yattık biraz yatakta... her güzel şeyin bir sonu vardı yine sona yaklaşıyorduk.

"Hadi çabuk hazırlan da okula geç kalmayalım!"

 Ben de fırladım yataktan. O odadan çıktı, ben de hemen üstümü giyinip yatağı topladım. Saçlarımı toplarken kapıyı çaldı, sonra da içeri girdi, ellerim topuzumdaydı bana yine arkamdan sarıldı.Sıcaklığını hissetmek kokusunu içe çekmek nefesini dinlemek harika bir şeydi. Aynada biraz kendimizi aşık aşık seyrettik.

"Hadi geç kalacağız ama." dedim. Dudağını bükerek çekti kollarını üstümden. Ben de saçımı yaptım ve bir şey unutup unutmadığımı kontrol ederek çıktık evden. Havada dondurucu bir soğuk vardı. İlk önce kahvaltı için bir pastaneye gittik. Sonra da okula

"Akşam dershanede görüşürüz" dedi. Ben tamamen unutmuştum dershane olduğunu ama psikologla randevum vardı, gidemezdim.

"Ben akşam gelemeyeceğim" dedim yüzümü asarak, o da dediğimi duyduğu anda asmıştı yüzünü.

"Neden?" dedi.

"Psikologla randevum var, dershaneye yetişemiyorum. Geçen günkü seansa da gidemedim." Konuyu merak etmişti ama beni üzmemek için sormamıştı.

"Peki" dedi. "Yarın görüşürüz o zaman." Gülümsedim.

"Görüşürüz." dedim.

Bütün olanları Neriman'a bütün ayrıntısıyla anlattım, o da çok heyecanlı bir şekilde beni dinledi. Sonra dün akşamı anlatmaya başladı.

"İdil dün seninle ayrıldıktan sonra Batuhan bana evlenme teklifi etti. İnanabiliyor musun? Evlenme teklifi ve biz daha 17 yaşındayız. Ne diyeceğimi bilemedim, çok fazla erken davranmıştı." Gözlerimi pörtletmiş ona bakıyordum, çok merak etmiştim.

"Sonra ben erken olduğunu söyledim, o da zaten hemen evlenmeyeceğimizi, okulum bittikten sonra evleneceğimizi söyledi. İlişkimizde dönüm noktasıydı dün. Ben de kabul ettim ama çok saçma gelmişti bana bu. O anda da babam gördü bizi. Daha doğrusu bizi takip ediyormuş okul çıkışından beri. Öyle bakma İdil fark etmedik işte. Beni tuttu kolumdan Batuhan da beni kurtarmak için araya girdi. Babam ona yumruk attı, hemen aralarına girdim. Batuhan hiçbir şey yapmadı babama saygısından. Sonra babam bindirdi beni arabaya, sesi kısılana kadar bağırdı bana. Ben ağlamaktan nefes alamıyordum. Eve geldiğimizde kapıdan girer girmez bana bir tokat attı. Ya inanabiliyor musun? Hayatımda ilk defa babam bana vurdu. Parmağımdaki yüzüğü çıkartıp, fırlatıp attı pencereden aşağıya. Ben bağırıyordum, baba yapma diye ama dinlemedi beni. Yeniden elini kaldırdı bana. Ağabeyimle annem girdi aramıza. Seninle de Batuhan'la da konuşmamı yasakladı. Bana öyle bir şey yapacakmış ki yaşadığıma pişman olacakmışım. Aman salak ya, ne sanıyor bu adam kendini. Babam olduğu için her şeye karışabileceğini mi? Ama yanılıyor, benim hayatta en sevdiğim iki insandan beni ayırmaya hiçbir kuvvet yetemez." birbirimize sarılıp ağlamaya başladık. İkimizde biliyorduk ki bu olay böyle kapanmayacaktı. Uzun bir süre beraber gezemeyecektik. En azından babasının siniri geçene kadar.Böğrüme öküz oturmuştu resmen bizi hiç bir kuvvet ayıramazdı ama bunda kötü olan neydi ki insanlar hayatlarını yaşamaya da mı izin istemeli ?

Okul çıkışı o dershaneye bende psikologa gittim. Bugünkü seansımız kısa sürdü. Hava kararmadan eve gidebilecektim ve evde kavga beni bekliyordu. Artık bu akşam olanları öğrenmeliydim. Bitkin bir şekilde bindim minibüse ama düşüncelerim beni yalnız bırakmıyordu. Aklıma yeniden gri araba geldi, arabanın arka camına yapıştım ani bir hareketle. Arkamızdaydı, bizden bir sonraki arabanın arkasındaydı. Gözüm karardı, hiçbir şeyden korkmuyordum, artık ne olacaksa olsun diyordum. Minibüsü bir anda durdurttum, şoför arkamdan seslendi ama hiç oralı olmadım. Minibüs ilerlerken arkasındaki arabalarda yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Gri arabayı gördüm, derin bir nefes aldım ve hızla arabanın üstüne yürüdüm ama doğru izin üstünde miydim, değil miydim bilmiyordum. Gri arabaya yaklaşınca içindekinin tanıdık bir sima olduğunu fark ettim. Evet bu adamı daha önce görmüştüm...

 Hemen aklıma kar yüzünden yolların kapandığı gün geldi. Yolun açılması beklerken minibüsün kapısı açılmış ve bu adam binmişti, inerken de bana dik dik bakmıştı. Hızla atladım arabanın önüne, yavaş gidiyor olmasaydı ezerdi beni. Beklemiyordu benim inmemi, minibüse vermişti dikkatini. Beni karşısında görünce şaşırdı. Arabanın arkasından korna sesleri yükseliyordu, umurumda değildi. Şoför koltuğunun olduğu kapıya yöneldim gözlerimiz hiç ayrılmıyordu birbirinden siyahtı, simsiyah, aynı Adem'in gözleri gibiydi. Kapısını açtım büyük bir hızla, o ise tedirgindi. Hiçbir şey demeden yavaşça çıktı arabadan. Öfkemi gizlemeyerek konuşmaya başladım.

"Kimsin sen? Neden beni takip ediyorsun?" Adam beni duymuyordu.

"hey sana diyorum!"

"polis mi çağırayım haftalardır takip ediyorsun beni yeter ulan napıcaksanız yapın artık!"

 Cevap vermiyordu sinirden köpürmüş halde yumruğumu sıktım belki buna karşılık verirdi gözlerine sertçe baktım. Ama oda ne yok artık yine mi ? Adamın gözleri büyümeye başladı, başım dönüyordu, etrafyeniden kararmaya başladı. Gözlerimi kapatmak zorunda kaldım, bacaklarım titriyordu, birkaçdefa sendeledim. Kendime gelir gibi olup açtım gözlerimi. İnanamıyordum, yanlışgörüyorum sandım ama kesinlikle doğruydu. Allah'ım bu nasıl olur?

Ben bildiğin evimin önündeydim!

KATİLİMİN KOLLARINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin