Sabah olduğunda biz de hazırlanıp hastaneden çıktık şaka gibiydi ama sonuçlar hala çıkmamıştı. Ne olduğunu bulamamışlardı ve İstanbul Tıp Fakültesine göndermişlerdi daha iyi bir sonuç alabilmek için.
Eve vardığımızda bir rahatladım, hemen odama çıktım, Kıtmir'i sevdim. Beni çok özlemişti. Hasta olduğumu anlamıştı sanki. Biz yokken de ağlamış, gözleri akmıştı. Hemen gözlerini sildim kıyamam ben ona. Mama kabına mamasını koydum. Suyunu tazeledim. Tüylerini taradım. Biraz oyun oynadık. Sonra duşa girdim. Günlerdir yıkanmıyordum at gibi kokuyordum resmen ve dün Adem beni böyle görmüştü ayy çok utanç verici. Günlerin özlemiyle girdiğim sıcak su iyi gelmişti bana bütün kaslarım gevşemişti. Duştan çıktığımda bir grup kadın sesi duydum. Ama hayır yaaa buna hazır değildim bu şimdi olmazdı hazır değildim maalesef ki komşular gelmişti. Ne kadar büyütmüşlerdi olayı. Ben iyiydim ve bir şey yoktu. Aslında vardı ama biz yok sayıyorduk, çünkü kimsenin bir şeyler söylemeye cesareti yoktu...
Hoş geldiniz, hal hatır sorma fasılları geçtikten sonra odama geçtim daha doğrusu kendimi bildiğin odama attım. Facebook'a girdim ve Yusuf'a mesaj attım.
'Yusuf neredesin bilmiyorum ama en kısa zamanda gelmen lazım. Burada kötü şeyler oluyor. Benden her ne gizliyorsanız, buna annem ve annen hatta baban bile dahil, neler olduğunu öğrenmem lazım. Uyarı anlamında bir saldırıya uğradım bir kaç gün önce bunu uyarı olarak yapan, asıl yapması gerekeni de ne yapar! Beni gerçekten koruyorsan bana her şeyi anlatacaksın, yoksa ben başka türlü öğrenirim.'
Başka bir yerden öğrenmek gibi bir şansım yoktu ama rest çekmenin bir zararı da yoktu. Mesaj gelmemişti tabii ki de ama yine de beklemiştim. Bende Adem'e mesaj attım.
'Ne zaman yemeğe çıkarıyım seni?' Cevap hemen geldi.
'Ooo iyileştin demek! Sen yarın dershaneye gel, orada konuşuruz yüz yüze. Geleceksin değil mi?'
'Tabii ki de geleceğim. Çok sıkıldım yatmaktan. İyice abarttılar.'
'Ben yanındayım korkma '
'Perşembe günü değildin ama'
'Ama artık yanındayım böyle bir şey bir daha asla yaşanmayacak gerekirse evine ben getirir götürürüm seni' ....
Bu çocuk çok salaktı tam aradığım birisiydi saatlerce konuşmuştuk ve hiç sıkılmamıştım yaşına göre oldukça mantıklı ve olgun... hani erkekler daha geç olgunlaşırdı çocuk bu genellemeye tepki olarak doğmuştu resmen saat fazlasıyla geç olduğundan yarın konuşmaya karar vermiştik. Böylece ben de rahat bir uyku çekebilecektim. Annem yarın evden çıkmamam için bana yalvardı ama ben dinlemedim, gideceğimi söyledim. Onlar bana her şeyi anlatmadıkları sürece böyleydi En sonunda ikna oldu ama beni o götürüp getirecekmiş. Mecburen kabul ettim, başka çarem yoktu. Neriman'a haber verdim. Yarın dershaneye giderken onu da alacaktık. Bilgisayarımı kapattım ve pencereden karanlığın insanı içine hapsedişini izlemek için dışarı baktım.
hassiktttirr!
Karşı ki binanın duvar kenarında yine o karaltı vardı! Allah'ım yarabbim bu neydi böyle beni nelerle sınıyorsun kurban olduğum ben naptım da bana bunları reva görüyosun hızla atan kalp atışlarımı ve terleyen vücudumu görmezden gelmeye çalışıp ona dikkat kesildim bunlar senin uydurman kafayı yemeye başladın Allah'ım nolur kafayı yemeye başlamış olayım ben bunlarla karşılaşmak istemiyorum ama tüm gerçekliğiyle karşımdaydı işte oldukça az kıpırdamaya çalışıyordum bu sefer ona baktığımı anlamadı salak karanlık. Ben de nasıl olduysa az önceki kadar korkmadım, uzunca baktım. Ne olduğu çıkarmaya çalışıyordum. İnsana göre biraz fazla kısaydı ama insanın vücut hatlarına benziyordu. Duvarın arakasına saklamıştı vücudunu. Hareket etmeden bakıyordu ama hala beni görmemişti. Telefonumu çıkardım yavaşça, ışığını gizleyerek kamerayı açtım. Elimde bir fotoğraf olacaktı. Telefonun kamerasında karanlıkta zor olsa da onu buldum ve fotoğrafını çektim.
Hay aksi flaşı kapatmayı unutmuştum! Ağzını kırayım İdil ne salak kızdın sennn ! Kesinlikle fark etmişti ona baktığımı. Yakalanmıştım. Dışarıya baktım hemen ama yine yoktu. Kaybolmuştu. Işığı görünce yeniden kaçmıştı. yumruğumu sıkıp hemen galeriye baktım. Yok artık sende mi ? Yusuf'un beni götürdüğü o enfes manzaranın fotoğrafı gibi o da yok olmuştu. Ne oluyordu böyle? Üşümeye başladım. Ne olduğunu bilmediğim şeyler hep beni korkuturdu. Ama bu seferki korkular çocukça şeyler değildi. Bunlar farklıydı. Sanki ensemde bir nefes hissettim ve arkama bakmadan annemin odasına koştum. Bu son hissettiğimin gerçek olmadığına emindim. Benim kendi kuruntularımdı ama yine de o odada tek başıma kalamazdım. Telefonuma dikkatlice baktım ama fotoğraf yoktu. Bunlar her neyse dijital ortamda çıkmıyorlardı veya sonradan siliniyorlardı, yani bunlar ne yazık ki benim başa çıkabileceğim bir şey değildi. Beni koruyanları bile bilmiyordum, belki de beni izleyen yaratık beni koruyan biriydi, belki de değil. Bence ben intihar etmeliydim böylesi en güzeliydi... Ama şöyle bir gerçek vardı ki eninde sonunda bunu öğrenecektim, buna kuşkum yoktu ve nedensiz bir yere rahattım, korkmuyordum eskisi kadar, belki de alışmıştım ama neye alıştığım konusunda en ufak bir fikrim yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİMİN KOLLARINDA
Teen FictionKaranlık yolda ne olacağını bilmeden gerçeğime doğru yürüyordum, gerçeğim bana acı verecekti ve ben aşık olduğum adamın benim katilim olduğunu öğrenecektim. Siyah gözlerinde ki aşkın yalan olduğunu sadece saf nefret olduğunu.... Hayatta kalabilmek i...