Yarı Final Part 1

8K 373 10
                                        

Eveet, finale adım adım artık ma sanşayns :D Yorumlarınızı bekliyorum :*

   “ Kes! Baştan alıyoruz.”

   Juan’ın sinirli sesini duyduğumda midemin bulandığını hissettim. Bu kestiğimiz yirmi yedinci sahneydi. Ne yaparsam yapayım bir türlü düzgün oynayamıyordum.

   “ Tanrı aşkına Inna,” dedi Juan sıkıntılı bir şekilde “ Burada tek yapman gereken şey Clay’in gözlerine bakman ve saçma sapan aşk sözleri söylemen. Sorun nedir?”

   Clayton derin bakışlarını üzerime diktiğinde kelimelerin boğazıma takıldığını hissederek “ Ben… Bilmiyorum,” dedim. “ Yapıyorum işte! Neden bu kadar detaylı olmak zorunda?”

   “ Bak,” dedi Juan. “ Burada sen, sen değilsin. Inna, Clay’e âşık değil. Siz burada Cathy ve Trevor’sunuz. Başka insanlar ve başka duyguları canlandırıyorsunuz. Bunu sana ben öğretemem ki!” Sinirle saçlarını geriye attı ve dudaklarını yaladı “ Baştan alıyoruz!”

   Tüm setin bakışları altında utançla kızarırken Clayton’a döndüm. Duvar gibi yüzüyle beni inceliyordu. Gözlerimi kırpıştırdım. Bunu yapabilirdim, Tanrı aşkına! Sadece, sadece seni seviyorum diyecektim.

   Seni seviyorum, seni seviyorum… Kelimeleri içimde haykırırken gözlerime âşıkmışım gibi bir ifade vermeyi denedim. Juan yeniden başlamamız için komut verirken sabırla Clayton’ın rolünü yapmasını izledim.    

   Clayton üç adımda yanıma geldi ve heyecanlı sayılabilecek bir şekilde ellerimi tuttu fakat yüzü sertti. Kaşlarını çatarak yüzüme doğru eğilirken “ Amelia senin hakkında çok farklı şeyler söyledi. Anlamıyorum Cathy… Aklımı karıştırıyorsun. Neden, söyle bana? Neden?”

   Yüzüme seksi bir bakış kondurmaya çalışarak başımı sağa eğdim. Zafer kazanmış gibi gülümserken “ Çünkü…” dedim. “ Çünkü…” Kelimeleri ne kadar zorlarsam zorlayayım ağzımdan çıkmıyorlardı.Yapabilirsin Inna, dedim kendi kendime. Hayır Cathy. Bunu yapabilirsin, yapmalısın!

   Ağzımı açıp kelimelerin dışarı dökülmesini bekledim. Bekledikçe ve çabaladıkça dibe batıyordum sanki. Görünmez bir el beni boğazımdan tutmuş, sıktıkça sıkıyordu. Nefes alamıyordum.

   Nefes nefese geri çekilirken gözlerimin dolduğunu hissettim. Clayton pes ettiğimi anlayarak omuzlarını düşürdü. Juan’ın kesmemizi söyleyen sesini duyduğumda “ Özür dilerim,” dedim.

   Juan başını iki yana sallayarak “ Pekâlâ,” dedi. Sesi hayal kırıklığıyla doluydu. “ Mola veriyoruz. Bu sahneyi iki gün sonraya atıyorum Inna. Onun yerine Mel ile oynayacağınız sahneyi şimdiye çekiyorum. O zaman kadar ne sorunun varsa halletsen iyi olur.”

   Sessizce kafamı sallamakla yetindim.

   Sahne için bir süreliğine kiralanan kafenin içinde iki garson haricinde kimse kalmamıştı. Herkes yorgunca sandalyelere çökerken topluluğun bir kısmı da yere çöktü. Klimalar ve ısıtma sistemleri sonuna kadar açılmıştı. İnsanın soğuktan ölmesine yetecek kadar buz ve kar vardı. Arada esen sert rüzgâr camlara çarparak tuhaf uğultular çıkartıyordu.

   Sessizce sandalyeye çökerek başımı ellerimin arasına aldım ve ağlamamak için gözlerimi sıkıca yumdum. Bundan nefret ediyordum.

   “ Merak etme sana kızmadı,” dedi Hazel güçlükle soluyarak karşımdaki sandalyeye otururken.

CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin