“ Akşam yemeği mi?”
Logan kafası karışmış bir halde bana bakarken, hevesle başımı salladım. “ Kesinlikle akşam yemeği.”
“ Seni doğru anladığımı umuyorum Cinnamon,” adımın her ne kadar Inna olduğunu vurgulasam da Logan inatla Cinnamon demeye devam ediyordu. Sandalyesinde dönerek dirseklerini dizlerine dayadı ve ellerini kavuşturarak bana baktı.
“ Seni akşam yemeğine çıkartmamı istiyorsun. Ama burada, otelde mi?”
Büyük, maun masasının önündeki tekli süet koltuğa oturdum. Gülümseyerek “ Cennet’te,” dedim.
Logan daha önce ben kollarındayken yaptığı gibi eliyle başının arkasını kaşıdı ve saçlarını sıvazladı. Daha bu öğlen onun kollarında olduğum gerçeği kafama hücum etti. Güçlü kolları ve o erkeksi kokusunu yeniden içime çekmek için hiçbir itirazım yoktu. Üstelik o gözleri…
Yeniden konuşmaya başladığında kafamda kurduğum fantezilere bir son verdim.
“ Sana kendimi affettirmenin yolu buysa, bunu yapmalıyım,” dedi ciddi bir ifadeyle.
Bay Sıkıcı. Bunu bir görev olarak görmesini istemiyordum. Beraber gülmeliydik, eğlenmeliydik. Tıpkı iki arkadaş gibi.
“ İyi,” dedim. “ Akşam sekizde odamın önünde ol o zaman.”
Logan içini çekti “ Sanırım bu yüzden yıkanmam da gerek.”
“ İğrençsin,” dedim masanın önündeki boş kâğıdı top yapıp, kafasına atarken.
Logan yine yarım yamalak gülüşlerinden birini sergileyerek kâğıttan topu havada yakaladı ve eğilip masanın altındaki çöpe attı. Asla tamamen güldüğünü görmemiş yada kahkaha attığını duymamıştım. Sonra yüzünde nazik ama kesin bir ifadeyle “ Sekizde görüşürüz,” dedi ve konuşmanın sonlandığını belli edercesine önündeki belgelerin üzerine eğildi.
Bende sessizce odadan dışarı çıktım. Kapının dışında bekleyen Sasha ile Janice, heyecanlı bir şekilde üzerime eğildiler.
“ Evet,” dedi Sasha “ Ne dedi?” Sanırım onu sakız çiğnerken görmediğim tek an buydu.
Onlara tüm detayları vermesem de bu akşam Logan’la yemeğe çıkacağımı söylemiş ve yardım istemiştim.
“ Şşştt,” dedim gülmemek için dudaklarımı ısırırken “ Bizi duyacak.”
Janice kolumu dürterek “ Söylesene,” diye fısıldadı.
Merdivenlerden indikten sonra “ Evet dedi!” diye bağırdım. Sasha keyifle sırıtırken, Janice sımsıkı bir şekilde beni kucakladı. İkisi de çok mutlu olmuştu. Onlara söylemekle hata yapmadığımı biliyordum. Zaten bu akşam hepsi ne olacağını öğrenecekti.
“ Bu sevincinizin sebebini öğrenebilir miyim hanımlar?”
Grace ellerini beline koymuş, şüpheli bir ifadeyle bize bakıyordu. Oliver’sa her zamanki yerinde kitap okuyordu fakat aradı attığı kaçamak bakışlardan bizi dinlediğini anlamıştım.
“ Logan ile Inna çıkıyorlar!” Janice gerçeği kuş gibi şakıyıp ardından ağzını kapattı ve neşeyle kıkırdadı.
“ Janice!” dedim. Utandığımı belli etmemek için başımı önüme eğdim fakat saçlarımı topladığım için yüzümü kapatamayacaklarını fark ederek yeniden dik durdum. Grace şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. Oliver yüzündeki gülümsemeyi kitabıyla gizledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNET
RomansaGeçmiş üzerinize bir gölge gibi düştüğünde, sevginizi şüpheyle yıktığında, Cennet'i Cehennem'e çevirdiğinde ve bütün güzel düşleri yıktığında; güvenebileceğiniz tek şey aşktır.