Pat.
Yorganı başıma çektim. Yağmur yağıyor olmalıydı. Eğer odaklanabilirsem… Biraz daha uyuyabilirdim.
Pat. Pat.
Lanet olası yağmur, neden bu kadar şiddetli yağıyordu? Elimi uzatıp Logan’ın sıcaklığını aradım. Fakat orada değildi.
Pat. Pat. PAT!
İstemeyerek de olsa gözlerimi açtım. Bu yağmurdan çok daha şiddetli bir sesti. Ayrıca dışarıda güneş vardı. Ses, daha çok gelişigüzel fırlatılan nesnelerin gürültüsünü andırıyordu. Hızla doğruldum.
“ Logan?”
Logan üzerinde beyaz bir tişört ve eşofmanla oturmuş, dolabında bir şeyleri çıkartıp hızla yere atıyordu. Seslendiğimi duyunca bana döndü. Ciddi yüz ifadesi bozuldu ve bana gülümsedi. Hızla yerinden kalktı ve yatağın kenarına gelip, yanıma oturdu. Kollarını bana dolarken dudaklarını saçlarımda hissettim.
“ Uyandın mı?”
İçimi çekerek ona baktım. İçimdeki tüm telaş bir anda kaybolmuştu. Kollarımı boynuna doladım ve saçlarının arkasından yerdeki eşyalara baktım. Parfüm şişeleri, kadın kıyafetleri, makyaj malzemeleri, fotoğraflar, ayakkabı…
Kendimi geri çekip Logan’ın yüzüne baktım. “ Bunlar…”
“ Stella’nın eşyaları,” diye beni doğruladı. Yüzünde ciddi bir ifade vardı. “ Onları atmak için çıkarttım.”
“ Atmak için mi?” dedim uyuşmuş bir halde.
“ Evet,” dedi. Nazikçe beni yataktan kaldırdı. İnce yorganı vücuduma doladım. Logan kollarını belime sardı.
“ Sen haklıydın. Çok uzun zaman oldu. İşin en komik kısmı, onları neden sakladığımı bile bilmiyorum. Bana hiçbir anlam ifade etmiyorlar. Ve şimdi, onların hepsinin ait olduğu yer çöp.”
“ Logan…”
Gözlerini bana dikti “ Benim hayatımda birisi var,” dedi. “ Kalbimin her zaman çarpmasına neden olan ve deli gibi istediğim, çok güzel bir kadın. Ve o Stella değil Inna. Sensin. Hayatımda yalnızca senin olmanı istiyorum. Stella artık bir ölü. Geçmişteki bir hayaletten farksız.”
Duygulandığımı görmemesi için saçlarımla yüzümü gizlemeye çalıştım ama Logan nazikçe çenemden bakıp ona bakmamı sağladı. Dudaklarını benimkine kenetlenemeden önce “ Sadece sen…” diye fısıldadı.
Ardından tekrar yatağa gittik.
Tamamıyla hazır olduğumuzda saat on bir olmuştu. İkimiz de çok gecikmiştik ve yokluğumun fark edildiğine emindim. Üstelik dünden sonra Grace’e onun yanında olacağıma söz vermiştim. Sözümü tutmadığım için ofladım. Logan yaramaz bir gülüşle bana baktı.
“ Ne düşünüyorsun?”
“ Grace canıma okuyacak.”
Bir kahkaha attı ve tekrar yatağa gitmeyi isteyeceğim kadar ateşli bir biçimde beni öptü. Ellerimi ensesine kenetledim ve onu iyice kendime çektim. Yıllar boyu sadece onunla bu oda da yaşayabilirdim.
Logan gülerek benden ayrıldı. Boğuk bir sesle “ Fikrimi değiştirme tatlım,” dedi. Onunda istediğinin bu olduğunu görebiliyordum. Sessizce güldüm ve kapıyı açtım. Logan’da elinde çöpler-Stella’nın eşyaları-ile dışarı çıktı. Boşta kalan eliyle sıkıca elimi kavradı ve insanların bakışlarına aldırmadan aşağı inmeye koyulduk. Sanki zeminin değil de, bulutların üzerinde yürüyormuş gibiydim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNET
RomanceGeçmiş üzerinize bir gölge gibi düştüğünde, sevginizi şüpheyle yıktığında, Cennet'i Cehennem'e çevirdiğinde ve bütün güzel düşleri yıktığında; güvenebileceğiniz tek şey aşktır.