Ağlamak Güzeldir

13.3K 854 13
                                    

Tarkan ilk kez yeğeninin ödevi için gelmişti Hazin in çalıştığı ofise. O zaman da Gündüzleri çeviri ofisinde geceleri evde çalışıyordu. Zaman ayırması gereken başkaları olmadığı için çok yoğun çalışması Problem olmuyordu. Çocuk kitapları, romanlar, tezler... Çevir Allah çevir...

İlk gördüğünde pozitif etki almıştı Tarkan'dan. Kendine güvenen tarzı, diksiyonu, samimi ama mesafeli sohbeti kısa zamanda onları iş çıkış saatinde buluşmalarına itmişti. Gün içinde ofis telefonundan yeğeninin ödevi için gelen telefonlar sonrasında çıkışta bir şeyler yapalım mı? Öğle yemeği yedin mi? ye dönmüştü.

Hazin sanki Tarkan'ı yıllardır tanıyor gibi hissediyordu kendini. Hemen bağlanmıştı ve bugüne kadar hissetmediği veya ona hissettirilmeyen önemli olma, sahip olunma, sevgi, saygı, aşk denen duygu varsa hepsini aynı anda yaşıyordu.

Ama şimdi bitmişti her güzel şey gibi. Hazin evlilik hayalleri kurarken o karşısına çıkıp ayrılalım demişti.

Ayakları artık imdat çığlıkları atıyordu. Topallayarak yürümeye başladı. Bir ara kıyafetlerini almaya gitmeyi düşündü ama bu halde onu görmelerini istemiyordu . Çaresiz yürümeye devam etti. Birkaç saat öncesinde duyduğu heyecanı ve şu anda yaşadığı acıyı düşündükçe göz yaşlarına hakim olamıyordu. Ağlamasınında ayaklarındaki dayanılmaz acısının da katkısı büyüktü. Yalın ayak mı yürüsem diye düşündü bir ara bu da mümkün değildi. Kaldırımları inip çıkarken acısı artıyordu. yolun ortasına kadar taşan dükkan kutularının yanından geçerken ihtiyacı olanı hemen gördü. Siyah lastik terlikler. Büyük kurtarıcıydı onlar şu an için. Numarası hiç önemli değildi elinin ilk tuttuğunu alıp dükkana girdi.

Kasiyerin arkasındaki aynada yüzünü gördü. Rimelleri akmış yanaklarında bir sürü boya yolu yapmıştı. duraktaki kadının verdiği ıslak mendilde suratının her tarafına yaydırmıştı makyajını. Umursamadı. oracıkta çıkartıp ayakkabıları Hemen ayağına geçirdi siyah lastik terliklerini. Poşete daha birkaç saat önce bir dünya para verip aldığı topuklu ayakkabıları koydu. Kasiyerin şaşkın bakışlarının farkındaydı. Yüzüme mi yoksa yaptığım işe mi bakıyor acaba diye içinden geçirdi parayı tezgaha koyup üzerini verecekler mi diye beklemeden dükkandan çıktı.

Ayakları şimdi birkaç numara büyük terliklerin içinde dans ediyordu. Biraz rahatlama hissetti. Yolun yarısından fazlasını yürümüştü Kalan kısmına da hesaplaşmalara devam etti.

Şimdi bir tek evine giden bayır kalmıştı. Ha gayret Hazin dedi. Birazdan evindesin. Ağlayacak çok vaktin olacak. Nefes nefese bayırı tırmandı. Apartmanın tırabzanlarına tutundu düşmemek için. Ne alacak nefesi ne de adım atacak mecali yoktu artık son gücünü de bayırda kullanmıştı zaten. Apartmanın iç lambasının yandığını görünce toparladı kendini. Sadece ayaklarını gördü apartmandan çıkanların. Bir kadın bir erkek. O anda Hazin'in ayağından terlik kaydı ve tökezledi. Adam bir hamleyle kolundan tuttu. Kadın şöyle bir bakıp yürümeye devam etti. Adam Hazin'in tırabzanlara yaslanmasına yardımcı oldu.

"İyi misiniz?"
Hazin kafasını kaldırmadan nefes nefesecevap verdi.

"Evet."

"Emin misiniz?"

"Evet teşekkür ederim."

Adam bu cevaptan sonra Hazin'in tekrar tırabzanlara tutunmasını bekledi sonrasında merdivenlerden inmeye devam etti. Hazin son basamağa çıktıktan sonra arkasına dönüp baktı. Çift arabalarına biniyorlardı. Burnunda kadınla adamın birbirine karismis parfüm kokuları geldi. Apartmana girip arka bloğa giden asansörün olduğu bodrum merdivenlerinden inmeye başladı.

Kapıyı açtığında huzur duydu. Ayağındaki terliklerini ayağından fırlatıp yatak odasına gitti ve kendisini yatağa attı. Kendi evindeki sessizlik içinde diğer dairelerden gelen seslerle uykuya daldı.

ARINMA KAYASI (Tamamlandi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin