Kırk yıl düşünse kartal'ı burada göreceği aklına gelmezdi.
Burada daha ziyade çoluk çocuğa karışmış halde tatile gelen Tarkan'ı düşlüyordu çünkü.
Karşılaşmalarını ve sonrasında kendisinin ne yapacağını yada onun.
Anahtarını alıp dışarı çıktı. Dağ gezisine yarına kadar ara verecekti. Kartal'ın orada kaldığını bile bile gitmek saçma olurdu. Hava çok güzeldi. Esnaf arkadaşlarına doğru yürüdü. Takan'ı ilk kez birine anlatmak hem iyi gelmişti hem de anlatırken yine aynı şeyleri yaşamıştı.
Temiz havayı içine çekti. Eve gidesi hiç yoktu. Bir sürü gazete aldı çardağın içinden aldığı sandalyeyi denize karşı koyup onları okumaya başladı. Arkasından çayı gelmişti hemen. Teşekkür etti. Çoğunda aynı haberler vardı hepsini okudu maksat vakit geçirmekti. Burnuna gelen yemek kokuları sabah bir şey yemediğini hatırlattı ona. Gazetelerini toparlayıp sandalyeyi aldığı yere bırakmak üzere çardağa girdi. Esnaf toplanmış birlikte yemek hazırlığı yapıyordu. Kimisi menemen karıştırıyor, kimisi masayı hazırlıyor, kimisi ekmek kesiyordu. Hazin içeri girince
"hadi kızım masaya gel" dedi muhtar.
"Sağ olun eve geçiyorum. İşlerim var."
"Ama olmadı ki sana da tabak koydum ben."
"Başka zaman inşallah. İşlerim var halledilmesi gereken."
Dedi ve çıktı çardaktan.
Sabah çayları kahveleri iyiydi de adamlarla öğle yemeği yemenin hiç gereği yoktu. Eve gidip kendine bir tabak dolusu salata yaptı. fazlasıyla uğraşacak hali yoktu. Verandaya yan taraftaki işçiler yüzünden çıkamıyordu. Çalışma odasına çok ses geliyordu. Mutfak masasının üzerinden başka alternatifi yoktu. Birkaç saat sıkı çalıştı gözleri ağrımaya başladığında bıraktı. Masayı toplayıp televizyonun karşısına geçti. Karnı yine acıkmaya başladı salata kesmemişti. Zil sesini duydu. Kaç aydan beri çalmayan zil aynı gün ikinci kez çalıyordu. Bu kez Kartal olamaz dedi içinden tedirgin halde kapıya gitti.
"Kim o?"
"Yan komşu."
Yanılmıştı gelen kartal dı. Kapıyı açtı.
"Hoş geldin komşum."
"Çok pişmansın değil mi buraya taşındığın için. Hem tadilat sesiyle hem de bizzat rahatsız ediyorum seni."
"Yok canım ne alakası var. Gelsene içeri."
"Ben gelmiyorum seni alamaya geldim. Merkeze iniyorum birlikte gidip bir şeylerde yeriz. Hadi."
"İşin varsa ben ayak bağı olmayayım."
"Hadi hazırlan ben bekliyorum burada. Kapıyı kapat çok toz yayılıyor."
"Tamam o zaman."
Hazin hızlı adımlarla merdivenleri çıktı. Aslında üzerindekilerle de çıkabilirdi ama Kartal hazırlan demişti. Gardolabın kapaklarını açıp giyebileceklerine göz gezdirdi. Üzerindekileri çıkartıp keten pantolon ve gömlek giydi. Bunlar en yeni kıyafetleriydi. Ne spor ne abiye orta bir şeyler. Banyoda saçlarını tarayıp ördü. Parfümünü sıkıp aşağıya indi. Kapıyı açmadan ayakkabılıktan spor ayakkabılarını ve üzerindeki askıdan montunu aldı. Siyah terlikler çarptı gözüne. Ayakkabıları bırakıp onları eline aldı ve kapıyı açtı. Kartal kapının önünde bıraktığı yerde bekliyordu.
"Ben hazırım."
"Şaşırdım, çok daha fazla bekleyeceğimi düşünüyordum."
Hazin terlikleri yere bıraktı. Sakince giydi. Kartal o anda fark etti. Gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARINMA KAYASI (Tamamlandi)
RomanceKader Serisi 2. Kitap -A- "Bir Hazin Kız Hikayesi" Hayat kimileri için 1-0 yenik başlar... Hazin gözlerini yetimhanede açmış bir kız. Bulunduğu ortamı kabul etmiş, içine sindirdiği hayatı elinden geldiğince iyi yaşamaya çalışmış önüne çıkan engelle...