Haydi Gel Benimle Ol...

10.8K 832 25
                                    

Hazin cumartesi gününü iple çekmişti.

sabah erkenden uyanıp camları açtı. bu kez havalandırmak için değil de kartal'ın eşyaları ve tabi ki kendisi gelirse duymak için.

kahvaltısını verandaya hazırlayıp hafta sonu işleri daha yoğun olacağı halde acele etmeden yaptı.

onu özellikle evde karşılamak istiyordu rahat hesap sorabilmek için. dükkanda olsa etraftakilerin önünde mümkün değil istediği gibi konuşamayacaktı.

kahvaltısı bittikten bir süre daha evde oyalandı sonra hazırlanıp çıktı. tüm gün kendini ne müşterilere verebildi ne de çevirisine. eşya dolu kamyon muhakkak dükkanın önünden geçecekti. en azından gelip gelmediğini bilebilirdi. bunu kaçırmak istemiyordu. bir yandan da kendisiyle hesaplaşıyordu gerçekten istediğim hesap sormak mı yoksa kartal'ı görmek mi diye.

geç saate kadar dükkanda oyalandı. sonunda hüsranla eve döndü. akşam da kızlarla geçirilen gürültülü dakikalardan sonra odasına çıktı. tepedeki eve baktı yanan ışık yüreğinin ağzına gelmesine sebep oldu. alt kata inip kartal'ın evini kontrol etti. gelen giden yoktu. tekrar üst kata çıktı. aynı odada aynı ışık yanmaya devam ediyordu. eğer gelen kartal olsaydı arabasını görürdüm diye geçirdi içinden. ya ailesi ya da çalışanlar geldiler diye düşündü. kitaplıktan bir kitap seçip verandaya çıktı. hava çok güzeldi, etraf çok sessizdi. kitabının kapağını açtı. leyla kendi el yazısıyla tarih atmıştı. ellerinin rakamların üzerinde dolaştırdı. hergün defalarca yaptığı gibi yine teşekkür etti ona. terliklerini ayağından çıkartıp ayaklarini diğer sandayeye uzattı. kitabına başladı. kitap su gibi gidiyordu. leyla'nın ağır bilimsel, tarihi, kültürel bir çok kitabı olduğu gibi gece yatmadan önce okumalık ya da vakit geçirmelik kitapları da vardı. kafa yormayan, biraz aşk biraz entrika içeren. bu onlardan biriydi. tam yaz akşamına özel vakit geçirmelik. bazen başını geriye yaslayip ateş böceklerini, dalgaları, yoldan geçenlerin ayak ya da bisiklet seslerini dinliyordu. arada bir yürüyenlerin konuşmalarına kulak kabartıyordu tanıdık biri mi diye.

saat gece yarısını çoktan geçmişti. uyumayı tercih etti verandadan eve girdi. kapıyı kapattıktan hemen sonra telefonu çalmaya başladı. Arayan kartal'dı.

Birden panik oldu. Kalbi yerinden firlayacak gibiydi. Kaşlarını çattı.

"efendim."

Onun gür sesine karşın kartal mırıldanır gibiydi

"uyuyacak mısın?"

"evet."

"tamam o zaman. iyi geceler."

Bu neydi şimdi. Elini beline koydu sanki kartal karşısındaymış gibi

"bir dakika bir dakika. sen ne yapıyorsun? ya da ne yaptığını zannediyorsun."

"hiçbirşey."

"kartal iyi misin?"

"iyiyim ya sen?"

"bende iyiyim."

"kitap nasıl güzel miydi?"

"evet güzel."

hazin durakladı.

"sen sen benim kitap okuduğumu nerden biliyorsun?"

Kartal güldü

"hislerim kuvvetli diyelim."

"saçmalama kartal neredesin sen?"

"evimde."

"hangi evinde? istanbulda ki mi burada ki mi?"

"ne fark eder?"

"kartal ben bu saatte oyun oynamak istemiyorum tamam mı? iyi geceler sana."

ARINMA KAYASI (Tamamlandi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin