E-17

10K 477 43
                                    

-Pek içime sinen bir bölüm olmadı kusura bakmayın-

" Geçti artık , bitti " diyordum kendi kendime. Selçuk'un ölümünün üzerinden iki gün geçmişti. Ben hâlâ anlayamıyordum , kim öldürmüştü onu? Annemle babam çok  kötü  olmuştu. Gözümüzün önünde  öldürülmüştü.Telefonuma gelen bildirim sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.Yeni bir e posta göndermişti isimsiz.

- Hiç bir şey geçmedi biliyorsun değil mi ? Ben hâlâ ensendeyim. Geceleri seni izliyor olacağım küçük kız , sen bir daha asla eski Öykü  olamayacaksın.

Telefonu elimden atıp yatakta uyuyan Enes'i dürtükledim. Gözlerini açıp bana sinirle baktı.

" Yatıp uyur musun bitanem? Sabah erken kalkacağız."

" Enes , isimsiz e posta göndermiş." dedim telefondaki yazıyı göstererek. Kimdi bu isimsiz? Sanırım Dilara'nın bahsettiği kişiydi , emir aldıkları. Selçuk'u öldüren de o olmalıydı.

" Öykü  yarın bu konuyu çözmeye çalışırız olur mu , ama şimdi uyuyalım. "

Bu çocuk her yerde uyuyordu , ben kendi yatağımdan başka yerde uyuyamazdım . Selçuk'un evindeki yatağa da alışmam uzun sürmüştü. Şimdi ise öz ailemin evindeydim. Cenazeden sonra babam benim gitmemi istememişti. Enes ile beraber bize hazırlanan odaya girip yatmıştık.

-Sabah-

Sabah uyandığımda kendimi çok dinç hissediyordum. Yatakta gerinerek sağ tarafıma döndüm. Karşılaşmak istediğim şeyle karşılaşamamıştım.
Enes benden önce kalkmış ve sanırım odadan çıkmıştı. Yani doğal olarak odada olmadığına göre.

Banyoda elimi yüzümü yıkayıp odadan çıktım . Herkes salonda oturuyordu . Enes'in yanındaki adam dikkatimi çekmişti , daha önce görmediğim biriydi.

" Günaydın güzel kızım , gel yanıma. Haldun amcan seni görmeye gelmiş " dedi babam gülümseyerek. Haldun amca denilen adamın elini öpüp gülümsedim. Adam beni yanına oturtup sırtımı sıvazladı.

" Seni son gördüğümde küçücüktün , çikolata istemek için peşimden koşardın. " Gülümsedim.

" Haldun bey bizim aile dostumuz Öykü, senin geldiğini öğrenmiş. " dedi annem babamın elini tutarak .
Haldun amca bir tuhaf bakıyordu . Gözleri sürekli üzerimdeydi , rahatsız edici bir bakışı vardı.O bakışlarından ürkmüştüm , bir de ağzı naneli şeker kokuyordu.Çaresiz gözlerle etrafıma bakınıyordum . Enes anlamış olacak ki hemen yanıma gelip omzuma dokundu.

" Biz artık kalkalım." dedi Enes nefesini dışarı vererek. Ben de kafa  sallayıp  ayağa  kalktım.

Kenafir gözlü- pardon Haldun amca da Enes ' e dik dik bakıyordu. Bu adamda bir şey vardı , bundan emindim.Tam kapıdan çıkacaktık ki birisi koşarak bahçe kapısından dışarı  çıktı. Siyah kapüşonlu , uzun boylu biriydi.

Çıkarken bir zarf düşürmüştü , veya atmıştı. Herkesten önce gidip zarfı alıp çantama koydum.
Daha sonra da Enes ile arabamıza binip eve doğru yola çıktık. Babamlar bahçeye  çıkmış  polisi  arıyordu.

" Sakladığın zarfta ne var? " dedi Enes sertçe. Çantamdan çıkardığım zarfı yavaşça açtım. İçinde bir resim vardı . 3 kişi çekildiklerinden habersiz bir şeyler konuşuyorlardı . Dilara , Selçuk ve kenafir gözlü. İsimsiz o olabilir miydi? Zarfın içindeki notu alıp okumaya başladım .

- Tebrikler , bizden bir adet tost makinesi kazandınız.

Şaka canım şaka . Sana bir şey söyleyeceğim ama sakın kimseye söyleme . Bu bizim sırrımız olsun .Aile dostunuz olan Haldun annenin ve senin peşinde. Nedenini şimdi söyleyemem. Ama bir ipucu bırakabilirim sana . Annene sor bakalım , iki yıl önce çalıştığı akıl hastanesinden neden ayrılmış? "

Notu okuduktan sonra parçalara bölüp camdan attım . Yarın okuldan sonra uğrayıp soracaktım anneme .Enes yol boyu bir şey konuşmadan sessizce arabayı sürmüştü . Eve gelince hemen yatıp uyuyan Enes'in bu hali hiç hoşuma gitmemişti.

Bahçeden gelen seslere kulak verip cama yaklaştım . Kenafir gözlü elinde bir kürek ile çukur kazıyordu , biraz daha kazdıktan sonra küreği yere bırakıp  gitti. O gittikten biraz sonra bahçeye çıkıp çukuru incelemeye başladım. Mezar mıydı o? Etraf naneli şeker kokuyordu.İyice yaklaştığımda bir insanın girebileceği büyüklükte bir mezar olduğunu gördüm . Arkamda birinin varlığını hissetmemle korku çoktan tüm bedenimi sarmıştı .

" Hiç bişey bitmedi!! " dedi arkamdaki ses beni mezara doğru iterken .

Mezarın içine düşerken hissettiğim tek şey korkuydu.

" Sen kimsin? Çıkar beni burdan!"

Cevap vermek yerine üzerime toprak atıyordu , nefes alamıyordum .

" Yapma bunu lütfen!" dedim ağzım toprakla dolarken.

İsimsizi bulamadan ölüp gidecektim.Belli belirsiz bir gölge gördüm. Uzun saçlı, siyah giyimli bir kızdı bu. Kenafir gözlü değilse kimdi bu?  " Sen benim çocukluğumu çaldın, ben de senin hayatını  çalacağım  senden. " dedi kadın giderken.

EVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin