Bu çayın tadı bir iğrenç dostum. Yüzümü buruşturarak çayı zoraki içmeye çalıştım.
Detoksmuş , senin neyine detoks.
**
Sabah uyandığımda kendimi çok hafif hissediyordum. Hatta o hafiflikle sürtük Dilara'nın odasına girdim.
" Ne var , ne istiyorsun? "
No vor , no ostoyorson? Seni sürtük fok balığı.
" Bir yere mi gidiyorsun? Laptopu alabilir miyim? "
Masanın üzerindeki bilgisayarı neredeyse bana fırlattıktan sonra çantasını alıp odadan çıktı.
*Dilara*
İnternetten biriyle tanışmıştım , adının Selçuk olduğunu söylemişti. Yarım saat boyunca gelmesini bekledikten sonra gitmeye karar vermişken gelmişti.
Çok tatlıydı. Üzerinde beyaz bir gömlek, altında dizleri yırtık pırtık bir kot vardı.
" Merhaba , şey ben Dilara. "
" Ben de seni Pakize sanmıştım " diyip güldü. Ne kadar da güzel gülüyor.
Selçuk ile zaman geçirmek çok iyi gelmişti. Eve geldiğimde annem ve Öykü gülüşerek konuşuyorlardı , o benim annemdi.Aradan iki gün geçmişti. Selçuk'un evine gitmiştim, biraz oturduktan sonra yanıma yaklaşıp beni öpmüştü, ona karşılık vermiştim.Eve gidecekken yanımdan kalkıp televizyonun yanına yerleştirmiş olduğu kamerayı çıkarıp gösterdi.
" Eğer dediklerimi yapmazsan bunu ailen görür."
" Ne istiyorsun? "
" Küçük bir oyun oynayacağız canım , otur sana anlatayım" dedikten sonra yapacaklarımı anlattı .
Hey! Bunlar çok basit şeylerdi , o gerizekalı bunu hakediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRİM
Literatura FemininaHayatı boyunca yiyip yiyip kilo almayan kızlara beddua etmişti , onlar gibi olmak istemişti. Her sinirlendiğinde kendini yemeğe veriyor, mutlu oluyordu . Ta ki isimsiz e postalar alana kadar . Sıradan bir hayatı olan Öykü o günden sonra bir daha e...